AKP’nin ülke genelindeki politikalarının eğitimdeki yansıması MESEM ve ÇEDES projeleri. ÇEDES’le okulları camiye çeviren AKP, MESEM’le ise öğrencileri sermaye çıkarları doğrultusunda sömürüyor.

Eğitimin siyam ikizleri MESEM ve ÇEDES
Fotoğraflar: AA

Mustafa KÖMÜŞ

AKP son dönemde eğitimde gerici ve piyasacı saldırıyı artırdı. Çevreme Duyarlıyım ve Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) ve mesleki eğitim merkezleri (MESEM) projeleriyle eğitime bir yandan dinci gerici politikalar dayatılırken bir yandan da çocuklar işçileştiriliyor ve iş cinayetlerinde hayatlarını kaybediyor.

ÇEDES geçen yıl Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan protokolle hayata geçirildi. Projeyle MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ve Diyanet’e geniş görev alanları tanımlandı.

Din görevlilerinin ‘manevi danışman’ adı altında öğrencilere, değerler eğitimi vermesinin önü aşan projeyle ayrıca, Diyanet’in belirlediği görevlilerin veliler ile ayda bir kez bir araya gelebilmesine imkan tanındı. Protokolde ‘manevi danışman’ şöyle tanımlandı: “Diyanet gençlik merkezleri, okuma salonu, genç ofis ve camilerde manevî danışmanlık ve rehberlik hizmeti yapan vaiz/vaize, din hizmetleri uzmanı, Kur’an Kursu öğreticisi ve din görevlisi.”

Projeye göre, Diyanet Gençlik Merkezleri’nde yürütülecek faaliyetlerde görev alacak personeli ve gönüllü öğrenciler il ve ilçe müftülüklerince belirlenecek. Müftülükler, Diyanet Gençlik Merkezleri’nde yürütülecek, “Değerler” temalı etkinliklere en az iki kız, iki erkek olmak üzere gönüllü öğrenciler seçecek.

Protokol kapsamında, okul dışındaki mekânlarda da etkinlikler düzenlenebiliyor. ÇEDES kap-samındaki kurslar, “İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin onay vermesi” halinde protokol ta-raflarınca sağlanan mekânlarda gerçekleştirilebiliyor.

Protokol ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na sağlanan imkânlar şöyle:

• Öğrencilerin moral ve motivasyonlarını artırıcı manevi rehberlik hizmetlerinde bulunmak.

• İl ve ilçe müftülüklerini işbirliği protokolü hakkında bilgilendirmek.

• Değerler kulübü öğrencilerinin Diyanet Gençlik Merkezleri’ne ulaştırılması konusunda sorum-lu öğretmenlere destek  vermek.

• Diyanet Gençlik Merkezleri’nin yapacağı kültür şenliklerine personel desteği sağlamak.

Proje kapsamında, depremlerden etkilenen kentlerde de özel çalışmalar yürütülüyor. Deprem bölgelerine yönelik, “Merhamet” ve “Yardımseverlik” temalı destekleme çalışmalarında da Diyanet ve MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü aktif rol alıyor.

ÇEDES kapsamında bugüne kadar yapılan bazı uygulamalar ise şöyle:

Başta Eskişehir, İzmir ve Kırklareli olmak üzere ülkedeki birçok şehirdeki okullara imam atandı.

Kocaeli’nde Karamürsel Anaokulu’nda imam, küçük çocuklara yardımlaşmayı anlat-tı.

Öğrencilere Tekirdağ, Batman ve Niğde’de cami, Adıyaman ve Muğla’da ise mezarlık temizliği yaptırıldı.

Muğla’da sabah namazı programına katılım sağlanabilmesi için öğretmenlere tehdit içeren mesaj gönderildi.

Müftülüklerin sosyal medya hesaplarından ya da kurumsal internet adreslerinden “İftar Buluşması”, “Cami Oyunları” ve “Cami Avlusunda Bilgi Yarışması” gibi etkinlikler paylaşıldı.

İŞÇİ MUAMELESİ

MESEM ise doğrudan MEB tarafından hayata geçirildi. Şirketle imzalanan protokollerle çocuklar ucuz işgücü haline getirildi. “Meslek sahibi yapıyoruz” denilen proje kapsamında A-101 ve Hakmar Express gibi firmalarla da protokol imzalandı. Bunun yanında özellikle organize sanayi bölgelerinde çocuklar işverenin insafına terk edildi. Yapılan araştırmalara göre çocuklara öğrenciden ziyade işçi muamelesi yapıldı. Ders saatinin çok üstünde çalıştırılan çocuklar buna karşın asgari ücretin çok altında maaş alıyorlar. 1 milyonu aşkın gencin kayıt olduğu MESEM’lerde son birkaç ayda 7 çocuk işçi yaşamını yitirdi.

MESEM’in detayları şöyle:

Öğrenciler haftada 4 gün işyerine 1 gün okula gidiyorlar.

Ortaokul mezunları, herhangi bir liseden ayrılanlar, lise mezunları, üniversite mezunları MESEM’lere kayıt olabilir. Yaş sınırı yok.

9, 10 ve 11'inci sınıf öğrencileri asgari ücretin yüzde 30'u, 12'nci sınıf öğrencileri ise asgari ücretin yüzde 50'sini kazanabiliyor.

ÇOCUKLAR ÜZERİNDEN KÂR

MEB, 18 Aralık 2022’de yaptığı yazılı açıklamayla meslek liselerinin 11 ayda 1 milyar 955 milyon TL gelir elde ettiğini ve buradan öğrencilere 94 milyon 332 bin lira, öğretmenlere ise 206 milyon 608 bin lira olmak üzere toplam 301 milyon lira pay ödendiğini söyledi. Geriye kalan 1 milyar 654 milyon TL ise ‘çocuk işçiliği’ üzerinden devletin hazinesine aktarıldı.

Eğitim Sen’in geçen günlerde açıkladığı bir rapora göre göre eylül ayından bugüne tam 7 çocuk MESEM kapsamında çalışırken yaşamını yitirdi. Raporda “Öğrencilerin okul ve iş hayatını birlikte sürdürecekleri üzerinden yapılan propagandaya rağmen MESEM uygulaması, meslek lisesi öğrencilerini zorunlu eğitimden, örgün eğitimden uzaklaştırma anlamını taşımaktadır” denildi.

∗∗

KİMSE MEMNUN DEĞİL

Kocaeli Üniversitesi’nde yapılan “MESEM Uygulamasının Okul Paydaşları Açısın-dan İncelenmesi” başlıklı bir yüksek lisans tezine göre, söz konusu merkezlerde çok sayıda eksiklik söz konusu. 16 okul yöneticisi, 12 öğretmen, 13 öğrenci, 10 işletme ve 8 veli ile yapılan görüşmelerin ardından saptanan olumsuzluklar, şöyle:

Denetim yapılamıyor: Meslek liselerinde öğrenci sayısının artması sonucu koordinatör öğretmenler işletmelerde yeterince gözlem yapamıyor ve kaliteli bir işyeri denetimi yapılamıyor. Öğrenci sayısındaki artışa paralel olarak kontrolü ve denetimi yapılacak olan işyeri sayısının da arttığı ve bununla birlikte zamansızlıktan kaynaklı de-netim mekanizması olumsuz etkilendi.

Örgün eğitimden kopuş: Yönetici ve öğretmenler MESEM uygulamasında, haftanın bir günü teorik eğitim, kalan günlerde işletmelere beceri eğitiminin verilmesi ve eğitim süresince öğrencilerin sigortalarının ödenmesiyle uygulamanın öğrencilere cazip gelerek örgün eğitimden koptuklarını ifade etti.

Eğitim yüzeysel: İşyerlerinde usta veya usta öğreticilerin pedagojik eksiklik sebebiyle öğrencilerin seviyelerine inilemiyor, usta öğretici-kalfa adaylarına verilen eğitimin niteliği düşük, eğitim yüzeysel ve sadece belge üzerinde kalıyor.

Ucuz işgücü: İşyerlerinde eğitim gören öğrencilerin sigorta ve devlet katkısı gibi ödemelerinin MEB tarafından yapılarak işletmelere destek verilmesine karşılık işyerlerinde ucuz işgücü ve çocuk işçiliği ortaya çıkıyor. İşyerlerindeki maliyetlerin devlet tarafından karşılanması nedeniyle işletmeler çırak-kalfa öğrenci talep ediyor.

Bir güne sıkışan eğitim: Bir günlük teorik eğitim kapsamında görülen dersler sayıca fazla. Teorik eğitim için gerekli olan sınav, performans ve proje ödevleri konularında öğrenciler zaman yetersizliği yaşıyor.

Devamsızlık yüksek: Öğrencilerin teorik eğitime yaptığı devamsızlık oranları yüksek. MESEM programlarına kayıt yaptıran öğrencilerin erken yaşta çalışma hayatını deneyimlemesiyle eğitim öğretim faaliyetlerinden soğuyarak teorik eğitime devamsızlık yaptığı düşünülüyor.

Mesai dışında çalışma: İşletmelerde uygulamalı eğitim görmekle yükümlü olan öğrenciler mesai saatleri dışında fazlaca çalıştırılıyor. Ek çalışma karşılığı ek ücret verilmiyor ve hafta sonu çalışma konusunda işletmeler beklenti içerisine girerek öğrenciler üzerinde baskı oluşturuyor.

Nicelik ön planda: MEB tarafından MESEM kapsamında öğrenci sayısının artırılması, çırak-kalfa-usta adayı olan bireylerin sınavlarının kolaylaştırılarak belge verilmesinin sağlanması mesleki eğitimde nitelikten çok niceliğin ön planda tutulduğunu gösteriyor.