Başakşehir herkesin kendisi gibi seyircisiz olacağı yeni normalin başlangıcında Alanyaspor’u ağırladı. İkinci yarıda bulduğu goller ile 2-0 galip gelen turuncu lacivertliler takımla bağlarını koparan Elia’yı fazla aramayacak gibi duruyor. Zira Okan Buruk’un artık takımının sol tarafından daha farklı katkılar aldığını görüyoruz

Elia aranmayacak gibi duruyor

Bülent KALAFAT/@b_kalafat

Okan Buruk Kopenhag karşılaşmasındaki ilk 11’ini korudu. Danimarka ekibine karşı olduğu gibi Crivelli solda mücadeleye başladı; sağda Aleksic ve solda İrfan savunma önündeki Mahmut’u üçledi. Sık sık şunu gördük: Fransız golcü Demba Ba’ya yaklaştı; sol koridor Clichy’ye bırakıldı ve Başakşehir asimetrik bir 4-3-3 ile hücum etti. Bu sağa doğru yatık dizilişin kalabalık olduğu taraftan hücumlar gelişecek; ters taraftan ve merkezden koşanlar işi bitirecekti.

İlk 10 dakikada bu sistem çok iyi çalıştı ve Başakşehir pozisyon üretmeye başladı. Ligin duran toptan en az gol yiyen ikinci ekibi olan Alanyaspor daha ilk kornerde bir değil iki Başakşehirli’yi topla buluşacak şekilde demarke bıraktı. Araya berbat bir performansla giren Skrtel’in 10. dakikadaki mayın pası Erol Bulut’un ilk devre boyunca gol adına ümitlendiği nadir anlardan oldu. Ligin en az pas yapanlarından ama en çok isabetli şut atanı olan konuk ekip, 4-5 pasta sonlandırmaya çalıştığı girişimlerde Fernandes’ten verim alamadı ve yaratıcılıktan uzak kaldı.

Şilili sol açık hücumda ağır kalıp, N’Sakala’ya desteği de aksatmaya başlayınca Visça ilk 45’in sonuna doğru bir ivme daha yakaladı. Ancak Başakşehir çektiği ilk 10 şutta çerçeveyi sadece bir kez tutturabildi. İrfan ve Aleksic’in bıraktığımız gibi, kopuk kopuk devreye girmeleri ev sahibinin hücum performansını aşağı çeken bir faktördü. Her iki ekibin bol top kaybıyla başlayan ikinci devrede pozisyonları önce Alanyaspor buldu.

60’ta Visça’nın terse çevirdiği topla maçtaki en net şansı yaratan ve 63’te İrfan Can’ın kestiği ortaya Mahmut’un vurduğu kafayla öne geçen ise ev sahibiydi. İrfan Can’ın devamında orta kestiği kornerin kazanıldığı hücumu ise Clichy başlatmıştı. Tıpkı Trabzonspor maçında yaptığı gibi, ters kanadından kendi kanadına atılan bir pası önceden okudu ve takımını ani hücuma kaldırdı. Ligin kontralardan en çok gol bulan takımının bu maçtaki ilk golü de bir nevi kontra golüydü aslında.

80’de Başakşehir’in Boşnak skor makinesi kendi kazandırdığı penaltıyı gole çevirerek fişi çekti. İrfan Can ikinci 45’teki üç atağın ilk ikisindeki katkısıyla, Azubuike’ye yerini bırakana kadar gösterdiği silik performansı bir nebze yukarı taşımayı başardı. Fernandes’i 90 dakika sahada tutmayı tercih eden Erol Bulut’un ekibi son altı maçında yalnızca bir kez galip gelmiş oldu.

Başakşehir herkesin kendisi gibi seyircisiz olacağı yeni normalin başlangıcında Alanyaspor’u ağırladı. İkinci yarıda bulduğu goller ile 2-0 galip gelen turuncu lacivertliler takımla bağlarını koparan Elia’yı fazla aramayacak gibi duruyor. Zira Okan Buruk’un artık takımının sol tarafından daha farklı katkılar aldığını görüyoruz.

Okan Buruk Kopenhag karşılaşmasındaki ilk 11’ini korudu. Danimarka ekibine karşı olduğu gibi Crivelli solda mücadeleye başladı; sağda Aleksic ve solda İrfan savunma önündeki Mahmut’u üçledi. Sık sık şunu gördük: Fransız golcü Demba Ba’ya yaklaştı; sol koridor Clichy’ye bırakıldı ve Başakşehir asimetrik bir 4-3-3 ile hücum etti. Bu sağa doğru yatık dizilişin kalabalık olduğu taraftan hücumlar gelişecek; ters taraftan ve merkezden koşanlar işi bitirecekti.

İlk 10 dakikada bu sistem çok iyi çalıştı ve Başakşehir pozisyon üretmeye başladı. Ligin duran toptan en az gol yiyen ikinci ekibi olan Alanyaspor daha ilk kornerde bir değil iki Başakşehirli’yi topla buluşacak şekilde demarke bıraktı. Araya berbat bir performansla giren Skrtel’in 10. dakikadaki mayın pası Erol Bulut’un ilk devre boyunca gol adına ümitlendiği nadir anlardan oldu. Ligin en az pas yapanlarından ama en çok isabetli şut atanı olan konuk ekip, 4-5 pasta sonlandırmaya çalıştığı girişimlerde Fernandes’ten verim alamadı ve yaratıcılıktan uzak kaldı.

Şilili sol açık hücumda ağır kalıp, N’Sakala’ya desteği de aksatmaya başlayınca Visça ilk 45’in sonuna doğru bir ivme daha yakaladı. Ancak Başakşehir çektiği ilk 10 şutta çerçeveyi sadece bir kez tutturabildi. İrfan ve Aleksic’in bıraktığımız gibi, kopuk kopuk devreye girmeleri ev sahibinin hücum performansını aşağı çeken bir faktördü. Her iki ekibin bol top kaybıyla başlayan ikinci devrede pozisyonları önce Alanyaspor buldu.

60’ta Visça’nın terse çevirdiği topla maçtaki en net şansı yaratan ve 63’te İrfan Can’ın kestiği ortaya Mahmut’un vurduğu kafayla öne geçen ise ev sahibiydi. İrfan Can’ın devamında orta kestiği kornerin kazanıldığı hücumu ise Clichy başlatmıştı. Tıpkı Trabzonspor maçında yaptığı gibi, ters kanadından kendi kanadına atılan bir pası önceden okudu ve takımını ani hücuma kaldırdı. Ligin kontralardan en çok gol bulan takımının bu maçtaki ilk golü de bir nevi kontra golüydü aslında.

80’de Başakşehir’in Boşnak skor makinesi kendi kazandırdığı penaltıyı gole çevirerek fişi çekti. İrfan Can ikinci 45’teki üç atağın ilk ikisindeki katkısıyla, Azubuike’ye yerini bırakana kadar gösterdiği silik performansı bir nebze yukarı taşımayı başardı. Fernandes’i 90 dakika sahada tutmayı tercih eden Erol Bulut’un ekibi son altı maçında yalnızca bir kez galip gelmiş oldu.