DİSK-AR’ın Türkiye’de emeğin durumuna ilişkin hazırladığı araştırma kitabında dikkat çeken veriler yer aldı. Araştırmada asgari ücretten adaletsiz vergi sistemine, iş cinayetlerinden hayat pahalılığına kadar emekçilerin yaşadığı pek çok soruna dikkat çekildi.

Emeğin gerçeği!
Fotoğraf: BirGün

Emek Servisi

DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR) “Türkiye’de emeğin durumu: Emek araştırmaları 2020-2023” kitabını yayımladı. 2020-2023 yılları arasında DİSK-AR tarafından yapılan araştırmalara yer verilen raporda, Türkiye’de iktidarın emek politikaları ile emekçilerin durumuna dikkat çekildi. Araştırma kitabı Prof. Dr. Aziz Çelik’in editörlüğünde DİSK-AR araştırmacıları Deniz Beyazbulut ve Zeynep Kandaz tarafından hazırlandı. 13 farklı başlıkta emekçilerin durumuna değinilen araştırma kitabında öne çıkanlar şöyle:

GELİR DAĞILIMI VE BÖLÜŞÜM İLİŞKİLERİ

Türkiye’de hem toplumsal sınıflar arasında hem cinsiyete göre eşitsizlik artış eğilimini sürdürüyor. Türkiye’de en zengin yüzde 10’luk grubun geliri en yoksul yüzde 10’luk grubun gelirinin 14,2 katı düzeyinde. Türkiye, AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında gelir eşitsizliği en fazla olan ülke. Ücretli, yevmiyeli ve kendi hesabına çalışanların gelirleri 2005’ten 2021’e 6-8 kat yükselmişken işverenlerinki 11 kata yakın arttı. Büyümeden emeğin aldığı pay 2021’e göre 3,7 puan azalarak yüzde 26,3 oldu. Sermayenin büyümeden aldığı pay 2022’de yüzde 53,7’ye yükseldi.

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM GÖRÜNÜMÜ

TÜİK’in açıkladığı işsizlik oranları tek haneye düşmüş olsa da geniş tanımlı işsizlik oranı uzun dönemdir yüzde 20-25 civarında seyrediyor. Son 20 yılda AKP’nin işsizliği önlemede başarısız olduğunu söylemek mümkün. Dar tanımlı işsizlik oranı AKP’li yıllarda ortalama yüzde 11 oldu. Dar tanımlı işsizlik, işsizliğin gerçek boyutlarını göstermekten uzak. 2002’nin 3’üncü çeyreğinde dar tanımlı işsizlik yüzde 9,6 ve geniş tanımlı işsizlik ise yüzde 15,3’tü. 21 yıllık AKP iktidarı sonrası, dar ve geniş tanımlı işsizlik oranları arasındaki fark 10,6 puana yükseldi. 2023’ün 3’üncü çeyreğinde ise dar tanımlı işsizlik yüzde 9,2’ye ve geniş tanımlı işsizlik yüzde 22,5’e ulaştı. 20 yıllık AKP iktidarı sonrası kadınların yalnızca beşte biri kayıtlı ve tam zamanlı işlerde çalışabiliyor.

İŞSİZLİK SİGORTASI FONU

2002’de 56,9 milyon TL olan İşsizlik Sigortası Fonu giderlerinin 46,8 milyon TL’si işsizlere ayrılıyordu. 2014 yılında fon giderlerinden işverenlere aktarılan pay yüzde 31,8 iken işsizlik sigortası ödemeleri payı yüzde 39,5’ti. Buna karşın, 2022’de fonun toplam giderlerinin yüzde 76,1’i işverenlere aktarılırken yalnızca yüzde 22,1’i işçiler için kullanıldı. İŞKUR tarafından yayımlanan İşsizlik Sigortası Bültenlerine göre 2014 yılından 2023 Ocak-Ekim dönemine kadar fonun toplam gideri 299 milyar TL oldu. İşverenlere yapılan teşvik ve destek ile ödemeler 167 milyar TL’yi aştı. Buna karşılık işçilere yapılan işsizlik sigortası ödemeleri toplamı 116 milyar TL’de kaldı.

ENFLASYON VE HAYAT PAHALILIĞI

AKP hükümetlerinin ilk dönemlerinde enflasyonda bir düşüş yaşanırken özellikle başkanlık rejimi sonrasında resmi enflasyon hızla tırmandı. Aralık 2002’de yüzde 29,7 olan resmi enflasyon Kasım 2023’te yüzde 61,9 oldu. Bu dönem içinde enflasyon oranı yüzde 80’leri aştı. AKP hükümetleri döneminde gıda enflasyonu bazı aylarda yüzde 100’ü aşarken dar gelirlilerde ve emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 120’leri buldu. OECD’nin enflasyon verilerine göre Türkiye’de 2022’de tüketici fiyat enflasyonu yüzde 72,3 oldu. En yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 105,5 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 48,9 oranında kaldı.

ASGARİ ÜCRET GERÇEĞİ

Türkiye’de asgari ücret üç taraflı bir mekanizma olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirleniyor. Eurostat’a göre Türkiye, Avrupa ülkeleri içinde en düşük asgari ücrete sahip beşinci ülke. Türkiye’de avro cinsinden asgari ücret son 10 yılda (2013-2023) yıllık ortalama yüzde 1,6 oranında arttı. 2002 ve 2023 yılları arasında ortalama memur emekli aylığı 20,2 kat, ortalama kamu işçisi ücreti 24,7 kat ve en düşük işçi emekli aylığı 29,2 kat arttı. Ortalama memur maaşında 38,8 kat, en düşük esnaf emekli aylığında 50 kat ve en düşük memur maaşında 51,9 kat artış yaşandı. Buna karşın net asgari ücretteki artış 61,9 kat olarak gerçekleşti. 8,3 milyon işçi asgari ücretin altında ve civarında ücret alıyor. Özel sektör işçisinin yüzde 43,9’u asgari ücretin altında ücretle çalıştırılıyor. Kayıtdışı çalışanların yarısına yakını 2 bin 500 TL bile alamıyor.

VERGİDE ADALET

Ücretlerin asgari ücret kadar kısmına uygulanan vergi istisnasına rağmen net ücretlerde büyük düşüş yaşanıyor. Yılsonunda işçilerin ücretlerinin yaklaşık üçte biri vergi ve kesintilere gidiyor. Ocak 2023’te 1.300 TL civarında vergi ödeyen bir işçi Ekim 2023’te 3 bin 500 TL civarında vergi ödüyor.  İşsizlik sigortası primi ve damga vergisi indirim ve muafiyetlerini de dikkate alarak DİSK’in önerdiği adil bir vergi ve kesinti sistemiyle yapılan hesaplamaya göre yıllık kesinti toplamı 69 bin TL’den 39 bin TL’ye düşerken işçinin yıllık kazancı yaklaşık 30 bin TL artıyor. DİSK’in önerileri uygulandığında mevcut uygulamada Ekim 2023 itibarıyla yüzde 30’a yaklaşan toplam vergi ve kesinti yükü yüzde 14 seviyesine geriliyor.

SENDİKALAŞMA, GREVLER

ITUC’nin 2022 yılı Küresel İşçi Hakları Endeksi’ne göre Türkiye, Bangledeş, Brezilya, Kolombiya, Mısır, Myammar, Filistin’in de aralarında olduğu grev hakkı ve toplu pazarlık hakkının ihlal edildiği en kötü on ülke arasında. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Temmuz 2023 istatistiklerine göre sendikalı işçi sayısı 2 milyon 421 bin 940. Sigortalı işçi sayısı ise 16 milyon 413 bin 359. Böylece sigortalı işçiler arasındaki resmi sendikalaşma oranı yüzde 14,8 oluyor. Sigortalı işçileri esas alan resmi sendikalaşma oranı yüzde 14,8 iken kayıtlı ve kayıtsız tüm işçileri esas alındığında fiili sendikalaşma oranı yüzde 13’e geriliyor. 18 milyon 568 bin işçinin sadece 2 milyon 422 bini sendikalı. Toplu iş sözleşmesi kapsama oranları açısından ise durum daha da vahim. Tüm işçiler arasında toplu iş sözleşmesinden yararlananların oranı yüzde 10,6 iken, özel sektörde toplu iş sözleşmesi kapsamı yüzde 4,8’e geriliyor. 2013 ile 2023 arasında sendikalaşmada yaşanan nicel artışa rağmen, halen işçilerin yüzde 90’a yakını sendikasız.

Toplu iş sözleşmesi kapsamında olmayan sendikalı işçinin gerçek bir sendikal korumadan yararlandığını söylemek mümkün değil. Ekim 2023’te kayıtlı ve kayıtsız tüm işçiler içinde sözleşme kapsama oranı yüzde 10,6. Özel sektör işçilerinde ise TİS kapsamı oranı yüzde 4,8’e geriledi.

Türkiye’de 1984 ile 2021 yılları arasında toplam 863 bin işçi greve katıldı. Bu işçilerin 443 bini kamuda 420 bini ise özel sektörde çalışıyordu. AKP döneminde 7’si OHAL döneminde olmak üzere toplam 20 grev ertelemesi (yasaklaması) gerçekleşti.

TÜRKİYE’DE EMEKLİLERİN DURUMU

Ağustos 2023 itibariyle toplam 15 milyon 628 bin emekli ve hak sahibi (pasif sigortalı) bulunuyor. Yaşlılık aylığı alan (emekli) sigortalıların sayısı 11 milyon 143 bin iken ölen sigortalıların hak sahiplerinin sayısı 4 milyon 157 bin kişi. Pasif sigortalıların yüzde 71’i yaşlılık aylığı alan emeklilerden oluşuyor. Pasif sigortalıların yüzde 69,5’i işçi emeklilerinden oluşuyor. Emekliler arasında çalışma giderek yaygınlaşıyor. TÜİK’in Ağustos 2023 verilerine göre 6 milyon 2 bin emekli ise ya bir işte çalışıyor ya da iş arıyor. Türkiye’de emeklilerin ve hak sahiplerinin aylıklarına ve gelirlerine ilişkin sağlıklı veriler bulunmuyor. 15,6 milyon emekli ve hak sahibinin ortalama emekli aylığı 7 bin TL civarında.

AKP, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) olarak bilinen yeni bir mağduriyet yarattı. Aralıksız çalışarak 7 bin hatta 9 bin gün prim ödeyen ve 20-25 yıl çalışan sigortalılar yaş engeline takıldıkları için emekli olamıyor.

İŞ CİNAYETLERİ

Türkiye, AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında iş cinayetleri konusunda en kötü ülke. AB üyesi 27 ülkede iş cinayetleri oranı yüz binde 1,76 iken Türkiye’de bu oran yüz binde 8,76. AKP’nin iktidara gelişinin ilk yılında 811 olan iş cinayeti sonucu yaşamını kaybeden işçi sayısı 2022’de 1.525’ye yükseldi. 2003 ve 2022 yılları arasında resmi verilere göre bildirimi yapılan iş kazası sonucu ölen işçi sayısı ortalama 1.274. SGK verilerine göre bile en az 22 bin işçinin bir iş cinayeti sonucu yaşamını yitirdiği 21 yıllık AKP iktidarı döneminde çeşitli sektörlerde kitlesel cinayetler yaşandı.

ÖZELLEŞTİRME

Çalışma hayatında önemli değişikliklere neden olan AKP hükümetleri dönemlerinde kamu kesiminin tasfiyesi ve özelleştirme büyük paya sahip. Özelleştirmeyle birlikte devletin piyasalardaki rolü önemli ölçüde ortadan kaldırıldı. ANAP döneminde (1983-1992) özelleştirmeler toplam özelleştirmelerin yüzde 1, Koalisyon Hükümetleri (1992-2002) döneminde yüzde 10’u, AKP hükümetlerinde döneminde ise yüzde 90’a ulaştı. Cumhuriyet döneminin kamusal birikimlerinin yüzde 90’ı 63,8 milyar doları AKP hükümetleri tarafından özelleştirildi.

KIDEM TAZMİNATI

1978’de asgari ücretin 7,5 katı olan kıdem tazminatı tavanı, 1982’de hızla düşmeye başladı. 2023 itibariyle kıdem tazminatı tavanı asgari ücretin 2 katına geriledi. İşçilerin işten çıkış bildirgelerinin kıdem tazminatı hak edemeyecek şekilde sona erdirilmesi sebebiyle işçiler kıdem tazminatından yoksun bırakılıyor. Covid-19 döneminde işten çıkışı gerçekleştirilen her 10 işçiden en az 8’i kıdem tazminatına erişemedi.

COVİD-19 İLE MÜCADELE

Türkiye, Covid-19 ile mücadele kapsamında ek harcama ve gelir desteği olarak gayrisafi yurtiçi hasılasının sadece yüzde 2,7’si kadar nakit destek ayırdı. Bu oran ABD’de yüzde 25,4, Yunanistan’da yüzde 21,1 ve Yeni Zelanda’da yüzde 19,3 oldu.

Türkiye’de Covid-19 salgınında yapılan toplam ekonomik ve mali desteklerin ve kolaylıkların yüzde 78’i sermayeye sağlandı. Tüm desteklerin sadece yaklaşık beşte biri (yüzde 22) vatandaşlara ve çalışanlara yönelik ek harcama ve gelir desteği olarak gerçekleşti.

DEPREM İÇİN POLİTİKA ÖNERİSİ

Deprem büyük bir insani yıkıma ve sosyoekonomik açıdan ciddi sorunlara yol açtı. 10 ilde yaklaşık 2 milyona yakın işçi bulunuyor. Kamu çalışanları, kendi hesabına çalışanlar, esnaf ve çiftçilerle birlikte çok geniş bir çalışan nüfus da depremden ciddi biçimde etkilendi. Depremzedelere yaşamlarını sürdürmek ve yeniden kurabilmek için doğrudan veya dolaylı çeşitli kamusal destekler sağlanmalı. Enkaz kaldırma çalışmaları sırasında işçi sağlığı ve halk sağlığı kurallarına uyulmalı. Deprem sonrası kurulan yaşam alanları kadın ve çocuk depremzedeler için güvenli olmalı. Çalışma gücündeki kayıp oranı yüzde 40-59 olan depremzedelere yaş şartı aranmaksızın emeklilik hakkı tanınmalı. Depremde hayatını kaybedenlerin hak sahiplerine prim ödeme ve çalışma süresi koşulu aranmaksızın ölüm aylığı bağlanmalı. Çeşitli nedenlerle işten ayrılmak isteyen depremzedelerin kıdem tazminatı ödenmeli. Depremzede işsizlere koşulsuz işsizlik ödeneği verilmeli. Kamu hizmetleri eşitsiz ve korunması gereken grupları odağına alarak yeniden organize edilmeli.