EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir, asgari ücret görüşmelerine ilişkin, "Başka para birimi üzerinden hesap yapılmamalı" diyen TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol'a tepki gösterdi. Demir, "Dolar hesabıyla asgari ücret tartışmalarına da yerli ve millilik hamasetiyle ayar çekti. Vatan patronlar için ABD dolarıyla servet ve saltanat; işçiler için TL’yle kölelik" ifadelerini kullandı.

Kaynak: ANKA
EMEP'li Demir'den TİSK'e tepki: Vatan patronlar için ABD dolarıyla servet, işçiler için TL’yle kölelik
Fotoğraf: ANKA

Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında asgari ücret görüşmeleri ilişkin konuştu. 

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol'un "Başka para birimi üzerinden hesap yapılmamalı" açıklamasına tepki gösteren Demir,  "Dolar hesabıyla asgari ücret tartışmalarına da yerli ve millilik hamasetiyle ayar çekti. Vatan patronlar için ABD dolarıyla servet ve saltanat; işçiler için TL’yle kölelik" diye konuştu.

Dolar kurunda yaşanan artışın asgari ücreti erittiğine dikkat çeken Demir, "Asgari ücret görüşmelerinin masa başında al gülüm ver gülüm oyununa dönüşmesine seyirci kalmayalım. Asgari ücretin yoksulluk sınırı seviyesinde belirlenmesi, en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çekilmesi için birlikte mücadele edelim" çağrısında bulundu.

Son 11 günde 62 iş cinayeti yaşandığını söyleyen Demir, "Makine Kimya Endüstrisi’nde (MKE) yaşanan iş cinayetinde bedenleri paramparça olan 5 işçiden ikisinin cenazeleri halen ailelerine teslim edilemedi. Bugün, göz göre göre gelen bu iş cinayeti hakkında soru önergesi verdik. İşçilerin canını hiçe sayan, sadece kara dayalı ilkel üretim koşulları, piyasaya terk edilen işçi sağlığı iş güvenliği önlemleri yüzünden bedenleri lime lime olan işçiler için adalet mücadelesi vereceğiz, bu cinayetlerin peşini bırakmayacağız" diye konuştu. 

AKP'li yıllarda 888 çocuğun çocuk işçinin hayatını kaybettiğine dikkat çeken Demir, Ankara Altındağ'da çırak olarak çalıştığı oto tamir dükkanında üzerine yük asansörü düşmesi sonucu hayatını kaybeden 13 yaşındaki Harun Yıldız’ın ölümü, 3 saat sonra fark edildi. Harun, sayısı yaz aylarında 5 milyonu bulan çocuk işçilerden biriydi. Nice çocuk, devlet eliyle MESEM’lerde çocuk işçi haline getirilirken, Harun’la aynı akıbeti paylaşma ihtimali olan milyonlarca çocuk işçi şu an, bu dakikalarda boylarından büyük yüklerin altında eziliyorlar" ifadelerini kullandı. 

"AÇLIK SINIRI 10 BİN 362, YOKSULLUK SINIRI 33 BİN 752 LİRA"

Dolar kurunda yaşanan artışın asgari ücreti erittiğini belirten Demir sözlerini şöyle sürdürdü:  

"Patronların temsilcileri işçileri rahatlatacak makul artış bir yana, iki kuruşluk zamma bile daha baştan kırmızı kart gösterdi. Toplantıya işverenler adına katılacak olan TİSK’in Genel Başkanı işçilere insanca yaşanacak bir ücreti çok görürken, patron desteğinin sürmesini istedi. Dolar hesabıyla asgari ücret tartışmalarına da yerli ve millilik hamasetiyle ayar çekti. Alırken, satarken, ihale alırken, yabancı şirketlerle iş yaparken, kâra, işgücü maliyetine, mal ve hizmete zam yapmaya geldiğinde her şeyi dolara endeksleyenler; işçilere gelince ‘bizim para birimimiz TL’, ‘Vatan, Millet, Sakarya’ hamaseti yapıyor. Vatan patronlar için ABD dolarıyla servet ve saltanat; işçiler için TL’yle kölelik."

"Buradan bütün işçi ve emekçilere seslenmek istiyoruz. Bugün başlayan asgari ücret görüşmelerinin masa başında al gülüm ver gülüm oyununa dönüşmesine seyirci kalmayalım. Asgari ücretin yoksulluk sınırı seviyesinde belirlenmesi, en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çekilmesi için birlikte mücadele edelim. Gelin işyerlerinde, mahallelerimizde kuralım komisyonları. Gelin, asgari ücretin insanca yaşanacak seviyeye getirilmesi için bize düşeni yapalım. Bize düşen mücadele. Söz konusu olan bizim hayatımız. Sendikaların masa başında basın açıklamalarıyla geçiştirmesine izin vermeden, ekmeğimizin büyümesi için ekmeği kazandığımız yerlerden, işyerlerimizden büyütelim birliğimizi."

"MECLİS KOLTUKLARINDA KADINLARIN YAŞAM HAKKINA GÖZÜNÜ DİKENLER OTURUYOR"

"Hiç şüphe yok ki bu yoksullaşma en çok kadınları vuruyor. Seçim süreci boyunca bu ülkede yaşayan yoksul kadınların siyasi iradesini sosyal yardımların kesilmesi tehdidiyle rehin almaya çalıştı bu iktidar. Geçim zorlaştıkça hanelerde yükselen gerilim, en yüksek perdeden kışkırtılan erkeklikle birleşerek kadınlara ve çocuklara şiddet olarak geri dönüyor. Dün İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede iptal edenler, seçim sürecinde kadınların mücadelelerle kazandığı 6284 Sayılı kanunu pazarlık konusu haline getirdi. Bugün bu meclis koltuklarında kadınların yaşam hakkına gözünü dikenler oturuyor. Açıktan şeriat çağrıları yaparken en temel medeni haklara saldıracaklarını söylüyorlar ayan beyan. Nikah yoluyla çocuk istismarını aklamak istediklerini dile getiriyorlar utanmadan. Alenen kadın düşmanlığı yapıyorlar. Buradan tüm kadınlara sözümüzdür; haklarımızdan ve hayatlarımızdan asla vazgeçmiyoruz. Hayatın her alanında kâğıt üzerinde değil, gerçek bir eşitlik için mücadeleyi hep birlikte büyüteceğiz."

CAN ATALAY MESAJI

Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Demir, "Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş Meclis’in itibarından bahsediyor ama hukuksuzca cezaevinde tutulan Hatay Milletvekili Can Atalay’ın bugün neden Meclis’te olmadığına ilişkin tek bir laf etmiyor. Çiçeği burnunda Adalet Bakanı, kafasından hukuk uydurup Gezi Davası’nın dokunulmazlık kapsamı dışında olduğunu söylüyor. Can Atalay gönderdiği mesajla ‘pek yakında kucaklaşacağız’ dedi, biz de Can’ın iradesini temsil ettiği Hatay halkıyla bir an önce kucaklaşması için ses yükseltmeye, mücadele etmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

"KÜRT SORUNUNUN DEMOKRATİK VE BARIŞÇIL ÇÖZÜMÜ İÇİN MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ"

Kürt siyasetçilere yönelik baskının seçimden sonra da arttığını belirten Demir, şunları söyledi: 

"Bölgede HDP ve DBP’li siyasetçilere yönelik operasyonlar, seçilmiş belediye başkanlarının mesnetsiz gerekçelerle tutuklanması, görevden alındıktan sonra yerine kayyum atanan ve hukuksuz gerekçelerle tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı'nın yeniden yargılandığı davada tahliye talebinin yine hukuksuzca reddedilmesi, Halkların Demokratik Partisi’nin hazine yardımına tedbir konulması istemi iktidarın Kürt sorununda yok sayma tutumuna devam edeceğinin göstergeleri. HÜDAPAR gibi Hizbullah terör örgütüyle bağlantısı bilinen yarı paramiliter güçler devreye sokuldu. Tek başına bu bile iktidarın Kürt halkının faşizme karşı demokrasiden yana ortaya koyduğu siyasi iradeden ne kadar korktuğuna işaret ediyor. Her yerde ifade ettik, buradan bir kez daha ifade edelim; Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için mücadeleyi büyüteceğiz."