AKP'li Cumhubaşkanı Erdoğan, Akkuyu Nükleer Santralı'nın 2023 sonu veya 2024 yılı başlarında açılacağını söyledi. Sinop Nükleer Santralı için Rusya ile yapılan görüşmelerin sürdüğünü bildirdi. Yeni santral mesajı veren Erdoğan "Bir üçüncüyü farklı bir merkezde arkadaşlar çalışıyorlar. Ayrıca onu da yapacağız" dedi. Rusya lideri Putin'in Türkiye'ye yönelik gaz merkezi açıklamalarına da değinen Erdoğan, "Trakya bölgesi ön planda" açıklamasında bulundu.

Erdoğan, yeni nükleer santral mesajı verdi: Farklı bir merkezde çalışılıyor
Fotoğraf: AA

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Akkuyu ve Sinop nükleer santallarına ilişkin konuştu, "Akkuyu, Sinop, bir üçüncüyü farklı bir merkezde arkadaşlar çalışıyorlar. Ayrıca onu da yapacağız" dedi. Erdoğan, Rusya'nın Türkiye'de kurulmasını düşündüğü gaz merkezine ilişkin de "Gaz merkezi için görüşmeler sürüyor, Trakya bölgesi ön planda" açıklamasında bulundu.

Erdoğan, ATV - A Haber - A News - A Para Ortak Canlı Yayını'nda soruları yanıtladı.

Burada yaptığı açıklamalarda, Akkuyu Nükleer Santralı'nın 2023 sonu veya 2024 yılı başlarında açılacağını söyledi. Sinop Nükleer Santralı için Rusya ile yapılan görüşmelerin sürdüğünü aktaran Erdoğan, "Bir üçüncüyü farklı bir merkezde arkadaşlar çalışıyorlar. Ayrıca onu da yapacağız" ifadelerini kullandı.

TOGG'UN FİYATI NE OLACAK?

TOGG'un fiyatına yönelik değerlendirmesi sorulan Erdoğan, "Togg satışa sunulduğunda rekabetçi olacak. Piyasaya çıktığı anda kendi sınıfındaki araçlarla fiyat anlamında rekabet edebilecek. Zira buradaki babayiğitler sırada, masada oturan adamlar değil. Hepsi ülkenin sivrilmiş, saygın iş adamları. Oturacağız onlarla değerlendirmesini yapacağız ve mart ayında yollara çıkmadan önce fiyat tespitini yapıp ona göre de adımımızı atacağız" dedi.

Togg'un 5 ayrı model üretiminin olacağını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu üretimlerin içerisinde vatandaşımızın önüne seçenekler sunuyoruz. Bu seçeneklerle birlikte hangisini beğenirse onu alacak. Sadece otomobil değil, renklerde de seçenekler var. Dikkat ederseniz arkadaşlar renklerde de derslerine iyi çalıştılar. Hepsine değişik bir yeri koydular. Kapadokya'sından Oltu'suna varıncaya kadar yalnız bir tane eksik bırakmışlardı. O da Karadeniz. Karadeniz'de, 'Rize mi olsun, Ayder mi olsun?' dedik çalışın, getirin. Çünkü yeşil eksik. Yeşilin olmadığı bir çeşit olamaz. Niye? Türkiye, yeşiller ülkesi."

BAŞÖRTÜSÜNE TEKLİFİ: NETİCE ALAMAZSAK REFERANDUMU KONUŞACAĞIZ

'Başörtüsüne anayasal güvence' tartışmalarına ilişkin de konuşan Erdoğan, "Netice aldık, aldık; almadık, oturup referandumu da konuşmamız lazım. Çünkü en doğru kararı millet verir. Gidelim millete, bakalım milletimiz ne diyecek?" dedi.

CHP'Lİ VEKİLLERİ HEDEF ALDI: DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRILMALI

Yalova'da, 'Yalova Belediyesi'nde zimmet' iddiasıyla açılan davanın duruşmasında mahkeme heyetine gösteren CHP'li vekilleri de hedef alan Erdoğan, "Süratle bunların dokunulmazlıklarının kaldırılması gerekir. Türkiye'de bağımsız mahkemelerin bulunduğunu CHP'lilere de öğreteceğiz" diye konuştu.

Erdoğan, şöyle devam etti: "Bay Kemal bunları savunuyor. Çünkü o da aynı karaktere sahip. Bunlar cibilliyet itibarıyla sıkıntılı. Adalet Bakanlığı şu anda bunlarla ilgili takibatı yapıyor. Ben bu konuda daha ileri bir adımdan yanayım, o da süratle bir defa bunların dokunulmazlıklarının kaldırılması gerekir. Çünkü bunlar parlamentoyu da kirlettiler. Bunlar siyaseti kirlettiler. 'Atatürk'ün partisi' diyerek, ben inanıyorum ki Atatürk'ün ruhunu da bunlar sızlattılar. Herhalde Atatürk şu anda sağ olmuş olsaydı, bunları hemen kapının önüne koyardı ama Bay Kemal'de ne bu cesaret var ne bu karakter var ne de böyle bir hukuk anlayışı var. Onun için biz şu anda her şeyi yargıya bırakıyoruz ve yargıda da Yalova'daki heyetin, mahkeme heyetinin ayrıca biz dava açmasından yanayız. Anayasa'nın maddesi 'Yargı heyetini etkileyemezsiniz' noktasında. Burada etki yok, çok daha ileri, hakaret var. Genel başkanı, hakim ve savcıları tehdit ederse hedef gösterirse milletvekili de mahkemede ne yapar? Salonda bu tür hakaretlerde bulunur. 'CHP' demek hep söylerim belediye başkanlığı seçimlerinden, 'çöp, çukur, çamur' diyorduk ya işte bunun adı çamur siyasetidir. CHP'li milletvekilleri, vekillik görevini teröristi savunmak, suçluyu kayırmak olarak zannediyorlar. Türkiye'de bağımsız mahkemeler olduğunu, kararlarıyla konuşan hakimler bulunduğunu CHP'lilere de öğreteceğiz ve öğrenecekler. Hiç endişeniz olmasın."

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"TOGG, satışa sunulduğunda rekabetçi olacak. Kendi sınıfındaki araçlarla fiyat anlamında rekabet edecek. Buradaki babayiğitler, ülkenin saygın iş adamları. Oturacağız, onlarla değerlendirmesini yapacağız. Yollara çıkmadan önce fiyat tespitini yapacağız. A'dan Z'ye her şeyini o zaman konuşacağız. Şu an söylemek çok yanlış olur. Teşvik etmek, halkımıza sevdirmek bizim için önemli bir maharet olacak. Vatandaşımıza seçenekler sunuyoruz. Hangisini beğenirse onu alacak. Otomobil değil, renklerde de seçenek var. Arkadaşlar derslerine iyi çalıştılar. Bir tane eksik kalmış, Karadeniz. Rize mi olsun Ayder mi olsun.. Yeşil eksik. Hanımefendiye sorduk, eşim kırmızı dedi. İkinci bir teklif geldi. O da İlham Aliyev'den. 'İki araba ben istiyorum. İkinci ve üçüncü bana. Bunun birini makamda kullanacağım, bir tanesini de daireye' dedi. Hatta bugün bile telefonla görüşmemizde hemen bana bunu hatırlattı. Renk konuşmadık. Zannediyorum onu Mihriban Hanım'la görüşür, ona göre bize haber verir.

Araç bir defa bulunduğu noktada direksiyonu sonuna kadar kırıyorsun, olduğu yerde dönüyor ama hiç döndüğünün farkında değilsin. O denli huzurlu, o denli rahat. Emine Hanım o noktada biraz şaşırdı. Orada o kadar aşırı süratle gitmedik ama ben daha önce bir test yapmıştım. O testi 160'a kadar çıkmıştım.

KILIÇDAROĞLU'NU HEDEF ALDI: BU ADAM CAHİL

Ben bu zatı muhatap olmaktan artık utandım ama onda utanma yok. Tabii ortağı da öyle. 'Fabrika nerede?' diyor. İşte fabrika. 'Otomobil nerede?' diyor. İşte otomobil. Muhalif liderlerden de o gün sağ olsun açılışa katılanlar vardı. Her ne kadar ikisi gelmediyse de ortağın bir elemanı oradaydı. Muhalif medyadan takip edenler de vardı. Onlar da takdir ettiler. Hani 'eser' dersin, eser ortada. Bunun yanında 'üretilen otomobil' dersin o da ortada. Şu an itibarıyla bin 300 kişinin ortaya çıkardığı bir eser var. Sen bu eseri hala görmüyorsun. İşte Allah'ın hükmü aynen tecelli ediyor, 'Gözü var, görmez. Kulağı var, duymaz. Dili var, hakkı söyleyemez. Çünkü onların kalpleri mühürlüdür.' İşte aynen tecelli ediyor. 'Biz üretemezsiniz demedik, satamazsınız dedik.' diyorlar. Bu başladı şimdi. Esasında bunların hepsine verilecek cevabımız var ama inanın buna vaktimiz yok. Yazıktır, 20 yıldır Türkiye'nin geleceğine yatırım yaparken çıkıyor ve diyor ki 'Bir tane fabrikanız var mı?' Eline diline dursun. Bu kadar fabrikalar açtık. Eğitimde okullar, hastaneler inşa ettik, kendisi biliyorsunuz SSK'da genel müdürken ölüleri rehin aldılar.

Sen busun. Şimdi diyor ki 'Bu kadar para ödeyeceksiniz.' Bak öğren, ben ekonomistim. Bizim şu anda yap-işlet-devret ile bu eserleri üretenler, bunlara toplam bedelini ortaya koysa, bunlara faiz ödemeye kalksan altından kalkamazdı ama şimdi milli bütçeye en ufak bir yük olmuyor. Eser ortaya çıkıyor, eser ortaya çıkarken taahhüt edilen nedir? Diyelim ki hasta sayısı. Burada hasta sayısında eğer yüklenici firma burada o rakama ulaştı, ulaştı. Ulaşamadığı zaman aradaki farkı veriyorsun. İnanın bunları böyle faiz hesaplarına şöyle bir masaya yatırsan çok daha karlısın devlet olarak.

Üzülmemek elde değil. Böyle yalan, böyle körlük olamaz. Sen SSK'da genel müdürlük yaptın. Ben Kasımpaşa'da doğup büyüdüm. Çocukluğumun hemen hemen geneli orada geçti. SSK Okmeydanı Hastanesine muayeneye gelirdik. Oralardaki kavgalar, gürültüler ve Bay Kemal daha sonra SSK'nın genel müdürü olduğu zaman o hastanelerin hali rezaletti. Bir arkadaşımızın eşi o hastanede doğum yaparken öldü. Vermediler, rehin aldılar. Olur mu? Oldu. Bunları biz o dönemde yaşadık. Bu Kılıçdaroğlu utanmadan, sıkılmadan hala, yap-işlet-devretle şehir hastanelerimize laf atıyor. Utan, utan. Gurur duy. Yok gurur duyamazsın. Sadece 20 şehir hastanesi aslında Türkiye'nin gurur abidesi. Kaldı ki tüm Türkiye'nin 81 vilayetinde şehir hastanelerinden sonra eğitim araştırma hastaneleri, bunun yanında devlet hastaneleri ve bütün ilçelere varıncaya kadar yapmış olduğumuz hastanelerle sağlıkta devrimi gerçekleştirdik.

Devletlerde devamlılık esastır. Bu adam cahil. Bu millet zaten sana bu ülkede yönetimi vermez orası ayrı da böyle cahil ile bir yere gidilmez. Sen SSK'yı yönetemeyen bir cahilsin. İstanbul, Ankara... Meclis onlarda değil ama hemen ağlamaya başlıyorlar, para gelmiyor diye. Arkadaşlarımız devletten gelen paraları kuruşu kuruşuna açıkladı. Hepsinde de açığa düşüyor. Bunlar çok yalancı. Ben belediye başkanıyken Tuzla'da ileri biyolojik tesisi kurduk, şimdi açılışını yapıyorlar. Utan ya, burayı yapan biziz.

erdogan-yeni-nukleer-santral-mesaji-verdi-ucuncuyu-farkli-bir-merkezde-arkadaslar-calisiyorlar-1083189-1.

TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI

Gerek Sayın Putin ile gerek Zelenski ile görüşüyoruz. Aldığımız bilgilerle müzakere etme fırsatını buluyorum. Sağ olsun ne Putin ne Zelenski'den olumsuz bir yaklaşım almadım. Bizde talepleri oldu, biz elimizden geldiğince olumlu cevap verdik. Hiçbir zaman onlar da bize ters yaklaşmadı. Prag'da kimle konuşsam Sayın Putin'in aleyhine konuşuyor. Yanlış yapıyorsunuz diyorum. Birilerinin vasıtasıyla tahıl koridoruna eyvallah etmiyor. Ama bizimle sağ olsun, aradık kendisini hemen anında, dün aradım, bugün de 12'den itibaren tahıl koridorunu açtılar.

Lider diplomasisini başarmak önemli. Dün önce biz Olaf Scholz ile daha sonra Sayın Putin ile görüşmemiz yaptık. Her ikisi ile yaptığım görüşme birbirinini tamamlayıcısıydı. Scholz bile bir ay öncekiyle şimdi farklı noktada. Önümüzdeki yılın sonlarında Akkuyu'yu açacağız. 2023'ün sonları ya da 2024'ün başları. Tabi ben Sayın Putin ile Sinop'u da konuştum. Açılacak 3 ünite daha var. Ama Sinop'ta 4 üniteli yeni bir proje açacağız.

GAZ MERKEZİ: EN YAKIN MERKEZ TRAKYA GÖRÜNÜYOR

Gaz merkezi ile ilgili Putin ile yaptığımız görüşme sonrası kapsamlı bir çalışmayı bakanlığımız yapıyor. En yakın merkez olarak Trakya bölgesi görünüyor. Oradan çıkış ve oradan Avrupa'ya dağıtımını yapmak mümkün olacak. Tabi bunlar ilk tespitler. Biz zaten uzun zamandır enerji merkezi olma konusunda adım atıyoruz. Bu son Azerbaycan'a gidişimde de Sayın Aliyev ile de görüştük. Oradan da alacağız. Depolama tesislerimizi kuracağız.

Doğalgaz kaynaklarının yoğun olduğu ülkelere de gemilerimizle gidip, sondaj çalışması yapıp, doğalgaz çıkararak o ülkede ya da üçüncü ülkelere satma şansımız da var. Teklifler de geliyor. Libya, çalışma yapabiliriz diyor. Tuna-1 kuyusundaki çalışmalar önem arz ediyor. Karadeniz'de Sakarya adını verdiğimiz önem arz ediyor. Mavi Akım da gelerek bir noktada bütünleşiyor. Gazı 2023'e yetiştirmek için ekiplerimiz yoğun bir çalışma içinde. Sondaj gemilerimiz Kanuni ve Yavuz eş zamanlı olarak sahada çalışıyor. İlk etapta 10 kuyu açacağız ve buradaki günlük üretimimiz 10 milyon m3 olacak. 40 kuyu ile günlük 40 milyon m3'lük gazı sisteme vermiş olacağız.

Bay Kemal, Amerika'daki 8 saatlik ortadan kayboluşunun gizemini iftiralarıyla yavaş yavaş aydınlığa kavuşturuyor. Şu anda Bay Kemal, kendisine ezberletilenleri konuşmaya başladı. Siyası hayatı yalan, şaibe, iftira ve çeşitli çarklarla dolu Bay Kemal, ülkesine ben Atatürk'ün partisiyim diyerek oraya kendisini gizlemeye çalışıyor.

Şurada 1 hafta 10 gün içerisinde, bu öyle bir edepsizlik ki... Arka arkada bu CHP zihniyeti silahlı kuvvetlerimize hakaret ettiler, kimyasal silah dediler. Tabipler Odası'nın başındaki kadını da kendilerine göre bir yerde yaktılar. Bununla da kalmadılar, Türkiye'yi maalesef uyuşturucu kaçakçılığı ile cari açığını kapattığı iftirasını attılar. Bunlar 1 hafta içinde oldu. Böyle bir densizlik olur mu? Bu nasıl bir siyasettir.

"SEN BUNU NASIL BENİM SİLAHLI KUVVETLERİME YAPARSIN YA?"

Biz terörle mücadele ediyoruz. Yaptığımız yatırımlar ortada. Köprülerimiz, tünellerimiz, metrolarımız ortada. Utanmadan sıkılmadan cari açığı uyuşturucu ticareti ile kapattığımızı söylüyor. Varsa bir delil çıkarsın konuşursun. Ama AK Parti iktidarı uyuşturucu ile mücadele noktasında temayüz etmiş olan bir iktidardır. Şu anda yüzlerce insan uyuşturucudan içeride. Uyuşturucu ticaretinden değil. Sen şu an uyuşturucu baronlarına zemin hazırlıyorsun. Zaten senin içinde kuru sulu içenler var, bunlar ortada.

Ama kalkıp da AK Parti iktidarına bu yakıştırmayı yapamazsın ve bizim terörle mücadele kiminle uyuşturucu kaçakçılarıyla. PKK'yı böyle etkisiz hale getirdik. Eş başkan, şu anda tutuklanmış olan Tabipler Odası'nın başkanı olan kadını savunuyor. Neyini savunuyorsun ya? Bu kadın sadece silahlı kuvvetlerimize saygısızlık, yakıştırma yaparak. Sen bunu nasıl benim silahlı kuvvetlerime yaparsın ya?

"YAKINDA ZİLLET İTTİFAKI DAĞILACAK"

Bunlar Millet İttifakı diyerek, millete ihanet ediyorlar. Onun adı millet değil, illet ya da zillet. Yakında zillet ittifakı dağılacak, ömrü fazla uzun değil onların, olmaz da. Renkleri çok farklı. Seçim meydanlarında birinin söylediğini öbürü reddedecek. Aynı şeyi söylemeleri mümkün değil. Ama bizim öyle bir derdimiz yok.

Bunlar ahlaksızlığın en güzel örneği. Bay Kemal bunları savunuyor. Adalet Bakanlığı şu an takibatı yapıyor. Ama ben bu konuda daha ileri bir adımdan yanayım. Süratle dokunulmazlıklarının kaldırılması gerekir. Bunlar parlamentoyu da kirletir. Herhalde Atatürk şu anda sağ olmuş olsaydı, bunları kapının önüne koyardı.

Bay Kemal'de ne böyle bir cesaret, ne böyle hukuk anlayışı var. Biz her şeyi yargıya bırakıyoruz. Yalova'daki mahkeme heyetinin dava açmasından yanayız. Bunun adı çamur siyasetidir. CHP'li milletvekilleri vekillik görevini teröristi savunmak olarak anlıyor. Türkiye'de bağımsız mahkemelerin bulunduğunu CHP'lilere de öğreteceğiz.

"AİLE YAPIMIZI HER TÜRLÜ SAPKINLIKTAN, MARJİNAL AKIMLARDAN KORUYACAĞIZ"

Biz güçlü ailelerden oluşan bir milletiz. Bu milletin aile yapısını bozmak, aile yapısına leke sürmek, kimsenin haddine değil. Şu anda bizler Cumhur İttifakı olarak ailenin saygınlığını ortaya koyacağız. Aile yapımızı her türlü sapkınlıktan, marjinal akımlardan, yozlaşmalardan koruyacağız. Vatandaşlarımız yürüyüşlerle haklı taleplerini dile getirdiler. Bu tabii yaygınlaşacak. Başörtüsü konusuna gelince. CHP'nin genel başkan yardımcısıydı bir ara, ikna odalarını İstanbul Üniversitesi'nde kurdular.

Bu ara başörtülü bayanları alıp onlara rozet takıyor. Şimdiden söylüyorum, bu seçimlerde başörtülü birkaç aday da çıkarırsa hiç şaşmayın, mecburen bunu yapacak. Bazı istikametini kaybetmiş olan tipler var. Güçlendirilmiş parlamenter demokrasi diyorlar. Biz bunu gördük. 8-10-16 aylık hükümetler var. O koalisyon hükümetlerin dönemi parlamenter sistemin uygulandığı dönemdi. Türkiye'de istikrar yoktu. Ekonomi tamamen müflis durumdaydı. Ne zamanki Başkanlık sistemine geçtik, Türkiye'ye istikrar geldi, sağlıklı bir ekonomiyle yolumuza devam ediyoruz.

Türkiye tarihinin en büyük büyüme dönemlerini yaşıyor. İkide bir önümüze enflasyonu çıkarıyorlar. Yılbaşından sonra tekrar konuşacağız. Faizi tek haneli rakama doğru çekiyoruz. Yatırımda kamu bankalarımız teşviki artıracak.

Başkanlık sisteminde hızlı karar alma var, siyasi istikrar var. Erkler arasında denge denetleme imkanı var. Biz başkanlık sistemiyle küresel belirsizliğe hazırladık, güçlüyüz, rahat konuşuyoruz, farkımız bu.

İsrail ile ilişkilerimizi karşılıklı hassasiyetlerimize saygı ve ortak çıkarlarımız temelinde sürdürülebilir bir zeminde yürütmeyi arzu ediyoruz. Normalleşme sürecinde İsrailli yetkililerle görüşmemiz oldu. Karşılıklı temaslarla süreci devam ettirerek ilişkileri tüm alanda ilerletme ümidimizi koruyoruz. Değerlere saygı gösterildiği sürece kazan-kazan diplomasisi ile tüm bölge kazançlı çıkacaktır.

ASGARİ ÜCRET VE EYT

Şu anda Vedat Bilgin ve ekibi çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmalarla birlikte önümüzdeki ay ve yeni yıl bunların arka arkaya açıklandığı aylar olacak. Buralardaki ücret politikalarımızı da açıklayacağız. Bunlardan en önemlisi asgari ücretin tespiti çalışması olacak. Bu çalışmayla gerek sözleşmeliler gerek EYT'lilere ilişkin açıklamalar olacak. 2023 yılına bunları açıklayarak girmiş olacağız."