Bir buçuk yıldır devlet desteğinden faydalanamayan heykeltıraş ve ressamlar, yaz aylarından da umutsuz. Yaz ayları, onlar için “ölü sezon” anlamına geliyor. Eserlerini sergileyemediklerini söyleyen sanatçılar, “acil destek” talebinde bulunuyor.

Evimiz mecburen sergi salonu oldu

HAZIRLAYAN: IŞIL ÇALIŞKAN

Pandemi şüphesiz ki sanatın her alanını vurdu. Ancak bu süreçte devlet nezdinde tamamıyla görmezden gelinen büyük bir kitle var. Plastik sanatlar olarak tanımlanan resim, heykel, seramik ve cam alanlarında üretim yapan sanatçılar tam bir buçuk yıldır hiçbir destekten faydalanamadı. Güvencesiz çalışan sanatçılar, bireysel çabalarıyla ayakta kalma savaşı veriyor.

Sanatçısından galeri sahibine büyük mağduriyet yaşayan sanatçılar, önümüzdeki yazdan da umutsuz. Bu süreçte yeterince seslerini duyuramadıklarını ifade eden sanatçılar örgütsüz olmanın onlar için büyük bir engel olduğunu belirtiyor. Üretim malzemelerinin uçuk fiyatlara ulaşmasından yakınan sanatçılar üretimlerini makul koşullarda yapıp sanatseverlere ulaştıracak bir ortamın sağlanmasını talep ediyor.

Şimdi söz onlarda…


evimiz-mecburen-sergi-salonu-oldu-877440-1.

Aldığım malzeme bir hafta sonra iki katına çıkıyor

Pandeminin ilk zamanlarında üniversiteden mezun olduğu gibi kendi atölyesini kurduğunu anlatan Heykeltıraş Zeynel Abidin Koşarca ekonomik yükümlülüklerinin fazla olmasından yakınıyor. Koşarca, yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor: “Şu an ben evdeyim dışarı çıkamıyoruz, atölyeme de gidemiyorum ama kiramı vermek zorundayım. Dükkân sahipleri her zaman anlayışlı olmayabiliyor. ‘Ben karışmam kiramı vereceksin’ diyor. Malzeme fiyatları da sürekli artıyor. Ben metalle çalışıyorum ve metalin de kendi içinde iç dinamikleri var. Bir hafta önce 110 liraya aldığım saç plaka bir hafta sonra gittiğimde ise 220 lira olmuştu.” Sattığı eserlerin giderlerini karşılamadığı gibi zararda olduğunu da belirten sanatçı, “Zaten işin zor yanı da bu. Yaptığım işin en azından kendi masraflarımı karşılayabilmesi lazım ama şu an maalesef bundan söz edemiyorum” diyor. Sponsor desteğinin gerekliliğini vurgulayan Koşarca, “Yaz dönemi bizim piyasa için tatil dönemidir. Sergi sezonu eylülde açılır. Yazın atölyede olursak boş zamandan faydalanıp bol bol iş üretebiliriz ama tabii ki bunun için malzeme olması gerekiyor. Bu da para demek. Bir sponsor lazım işin aslı” ifadelerini kullanıyor.


evimiz-mecburen-sergi-salonu-oldu-877441-1.

Eser satamayınca koleksiyoner de sanatçı da mağdur

Galerilerin sorunlarının pandemiyle birlikte yoğun şekilde arttığına değinen Tüm Sanat Galerileri Derneği (TÜSGAD) Başkanı Meral Öztürk, Bakanlık düzeyinde yapılan görüşmelerden sonuç alamadıklarını vurguluyor. Öztürk, “Belirli bir yaş üzerinde olan galeri sahipleri galerilerini açamadı. Birçok arkadaşımız da dijital altyapıya hâkim olamadı. Süreç de bir buçuk yıla ulaşınca da bir umutsuzluk yapısı oluştu” diye konuşuyor. İzleyiciyi ve koleksiyoneri galeriye getirmekte sorun yaşadıklarını ifade eden Öztürk, “Koleksiyonere eseri satamadığınız sürece sanatçıyı da galeriyi de ayakta tutamıyorsunuz. Böyle bir manzara var” diye konuşuyor. Sezonluk iş yapan bir yapıya sahip olduklarını söyleyen Öztürk, “Genelde eylül-ekim gibi başlar haziranın sonuna kadar gider. Yaz dönemi durgun geçer bizde. Herkesin umudu sonbahara kaldı” diyor ve ekliyor: “Sanatın sosyalleşmesini canlı tutabilen şey kişilerin eserlerle birebir iletişime geçmesi. Normalleşme sürecine geçtiğimizde izleyicileri kendi yerinde bulabileceğimizi düşünüyorum.” Dijitalleşme yapısının devlet desteği politikası haline getirilmesi gerektiğine vurgu yapan Öztürk, “Sanatçıya, galericiye bir politika izlenip desteklenirse çok güzel yol alırız. Plastik sanatlar sorunlarını ifade etmekte ve birlik olmakta güçlük yaşadı. Ama bu süreç belki bunların sorgulanmasına neden olur” diyerek sözlerini sonlandırıyor.


evimiz-mecburen-sergi-salonu-oldu-877442-1.

En azından Sanatçılara destek için ortam sağlanmalı

Pandemiden önce Ankara’da yaşamını sürdüren Ressam Mahmut Özdemir, memleketi Elazığ’a deprem vesilesiyle gittiğini ve pandemi başlayınca bir daha dönüş yapamadığını belirtiyor. Özdemir, “Ankara’da hali hazırda bir evim vardı. Durumlar yatışınca tekrar dönerim diye düşünüyordum ama pandeminin uzayınca oradaki evimi boşalttım” diyor. Elazığ’da küçük bir atölye kurduğunu söyleyen sanatçı, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Ben sanatsal üretime devam ediyorum ama bir buçuk yıldır hiç eser satamadım. Maddi olarak çok büyük problemler içerisinde üretmeye çalışıyorum. Yeri geliyor malzeme alamıyoruz. Bazen üretim devam edemiyor ve o sizin sanatsal yaratıcılığınızdan kaynaklı olmuyor. İki sene önce 50-60’a aldığım malzemeler şu an 150-200’e çıkmış durumda. Bazen bir çalışmada bol malzeme kullanman gerekiyor ama sen onu iki malzemeye yettirmeye çalışıyorsun.” Sanat dünyasını çok umutlu görmediğini ifade eden ressam, “Aslında kimseden para talep etmiyorum. En azından sanatçılara destek olmak anlamında ortam sağlanabilir. Süreklilik arz edecek işler olmalı” diye konuşuyor. Özdemir, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Bizi motive eden eserimizin atölyemizden çıkıp serüvenini devam ettirmesi. Benim eserlerim bir buçuk yıldır odamda sergileniyor. Artık buradan çıkıp başka kişilere ulaşmasını istiyorum. Bu tür destekler önemli.”


evimiz-mecburen-sergi-salonu-oldu-877443-1.

Arkadaşlarım kendi yağında kavruluyor

Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği (BHRD) Başkanı Güzin Arısoy “Bu süreçte tabii ki sıkıntı yaşayan arkadaşlarımız oldu. Çünkü sadece resim yaparak geçinen insanlar var. Ama bu sürecin geçici olacağına dair inanıyorum” diyor. Ne kadar ses çıkarırsanız çıkarın hiçbir faydası olmayacağına inandığını ifade eden Arısoy, “İktidar bu konuda doğru düzgün destek olmadı ki sanatçıyı mı düşünecek ne yapıyor diye! Arkadaşlarım kendi yağında kavruluyor” şeklinde konuşuyor. Malzeme fiyatlarının çok uç noktalarda olmasından yakınan Arısoy, “Malzeme almaya gittiğimizde her seferinde üzerine katlanmış oluyor. Ben diyelim ki vitrinde şık bir kıyafet görüyorum. İçeriye girmeye çekiniyorum. Kendi kendime diyorum ki yok ‘Güzin onu alacağına malzeme alırsın.’ Bir ressamın, heykeltıraş hep malzemeye yatırım yapar” diye konuşuyor. Pandemiden sonra üretimlerde çok büyük bir patlama olacağını ifade eden Arısoy, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “İnsanlar ellerindeki eserleri insanlarla paylaşmak isteyecektir. Çünkü sanatçıların elinde birikim oldu. Belki maddi sıkıntılardan dolayı moraller bozuk olabilir ama üretmekten vazgeçmiyoruz.”