Stokes “Ne yazık ki, bana ve benim kuşağıma açılan birçok kapı, bir zamanlar yükseköğrenimin vaat ettiği sosyal hareketliliği ya da antropoloji, etnomüzikoloji ve müzikolojinin aradığı kültürlerarası anlayışı görmek istemeyen hükümetler tarafından kapatılıyor” diyor.

Farklı kültürlerden etkilenen bir etnomüzikolog-2

Ozan EREN

Bazı söyleşiler çok katmanlı olabiliyor. Geçen ay Prof. Martin Stokes’la gerçekleştirdiğim ve ilk bölümü BirGün Pazar’da, 3 Temmuz 2022’deki köşemde yayımlanan söyleşi* de bu tarz söyleşilerdendi. King’s College, London Müzik Bölümü’nde çalışmaya devam eden Prof. Stokes birçok bilim insanına ilham vermiş, dünyaca tanınan bir etnomüzikolog. Rast Müzikoloji Dergisi’nin 2019’da yayımlanan 7. cilt, 2. sayısı Prof. Stokes onuruna özel bir sayı olarak basıldı. Prof. Stokes’la söyleşilerin yanı sıra, Prof. Stokes’un çalışmaları üzerine kapsamlı incelemeleri ve Prof. Stokes’un çalışma alanlarına yakın çalışmalarda bulunan akademisyenlerin özel olarak kaleme aldıkları bazı makaleleri de içeren bu sayıyı ilgilenenlere tavsiye ediyorum.

İlgisi, nazik tavrı ve ayırdığı vakit için Prof. Stokes’a tekrardan çok teşekkür ederek söyleşimizin ikinci bölümünü sizlerle paylaşıyorum:

Siz ayrıca Oxford Maqam’ın üyelerindensiniz. Oxford Maqam ile ilgili deneyim ve gözlemlerinizden kısaca bahsedebilir misiniz? Bu grubun amacını ve genel olarak sound’unu nasıl tanımlarsınız?

Oxford Maqam, on yıldan uzun bir süre önce kurulan, Arap ve Osmanlı klasik müziğinin hayranlarını Oxford›da bir araya getiren bir tür araştırma kolektifi. Basitçe, bir performans imkânı olarak başladı. Oxford, klasik müzik, kilise müziği, halk müziği ve pop müziğin bir karışımına sahip, uzun süredir devam eden harika bir kavşaktır ve içinden geçen müzikal insanlar açısından zengindir. Örneğin, bir ara Oxford›da üç kanuncu vardı - Maya Yusuf, Nikos Bayrampas ve ben! Yani, insanların buluşabileceği, fikir alışverişinde bulunabileceği ve birlikte çalabileceği bir tür kavşak belirlemenin bir yoluydu. Ahmed al-Salhi ile (o zamanlar Londra’da yaşıyordu; Durham’da yüksek lisans yapmak üzere yola çıktı ve ardından Londra›da, Royal Holloway’de…) işler daha ciddi bir hal aldı. Ahmed, şimdi memleketi Kuveyt’te çalışmaya geri dönen seçkin bir kemancı ve müzikologdur. Bizi, bazıları tarafından Arap milliyetçiliğinin başlangıcı ve diğerleri tarafından Arap dünyasındaki Osmanlı kültürünün son aşaması olarak görülen Nahda dönemi (Mısır; 19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın başı) üzerinde daha tutarlı bir şekilde çalışmaya itti. Müzikal olarak, topladığımız, yazıya döktüğümüz ve analiz ettiğimiz erken dönem ses kayıtları aracılığıyla bilinir. Notasyon veya yazılı belgeler açısından güvenebileceğimiz - en azından bilinen- çok az şey var; bu yüzden kulaklarımızı kullanmalıyız! Notasyonun ve bazı kırılmamış meşk zincirlerinin bir tür kılavuzluk sağladığı Türk-Osmanlı dünyalarında durum elbette çok farklıdır. Başka şeyler de yapıyoruz; ancak son yıllarda her şeyden çok bilimsel ve akademik bir proje haline geldi. Örneğin projelerimizden biri, mum silindiri kayıtlarından kendimiz öğrendiğimiz mum silindirleri müziği kaydetmekti - böylece 20. yüzyılın başlarında kayıt endüstrisi ve kayıt stilleri hakkında bazı önemli şeyler öğrenmiştik (bkz: https://hazine .info/singing-back-to-wax-early-arap-recordings/). Şu anda Mısır’daki genç sanatçılar arasında bazı ilgi göstergeleri var ve Beyrut’taki Antonine Üniversitesi’nde –belki de şu anda bir Arap dünyası üniversitesinde tek büyük, işleyen müzik bölümü- Prof. Nidaa Abou Mraad’ın çok önemli bir çalışması mevcut. Ancak genel olarak konuşursak, bu Nahda dönemi repertuarı unutuldu - ve güzel olduğu kadar önemli de bir repertuar bu.

farkli-kulturlerden-etkilenen-bir-etnomuzikolog-2-1046392-1.
Türkiye’de Arabesk Olayı
Yazar: Martin Stokes
Çeviren: Hale Eryılmaz
Yayınevi: İletişim Yayınları
Basım Tarihi: 2020

Bir etnomüzikolog olarak akademik kariyerinizde sizi en çok heyecanlandıran araştırma/proje hangisiydi? Neden böyle düşünüyorsunuz?

Birkaç yıl önce Abdulbaki Nasır Dede’nin Acemkurdi Ayin-i Şerif’inin metnini Harun Korkmaz’la çevirme aşamasındaydım. Londra’da Mevlevi geleneğinden yetişmiş müzisyenlerin yer aldığı bir performans sergiledik ve Joe Fort’un önderliğinde King’s College Şapel Korosu üyeleriyle birlikte Türkiye’den Ensar Karagöz gibi bazı kişiler geldi. Bu sürecin ortasında bir yerde, yakın bir arkadaşım beklenmedik bir şekilde öldü. “Heyecanlı” tabi ki tamamen yanlış bir kelime – onu “anlamlı” veya “beni etkileyen” ile değiştirmem gerekecek. Ancak eğitim, müzik ve kültürler arası öğrenmenin değeri bana hiçbir zaman o andan daha yüksek görünmedi. Kulağa melodramatik geliyor, eminim. Ama biliyorum ki o proje, o arkadaş ve müzisyenler grubu, o müziğin muazzam gücü ve beni taşıyan o sözler olmasaydı o an hayatta kalamazdım.

Etnomüzikoloji ve Ortadoğu müziği alanlarında tanınmış bir uzman olarak, bu alanlarda akademik kariyer yapmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Ne yazık ki, bana ve benim kuşağıma açılan birçok kapı, bir zamanlar yükseköğrenimin vaat ettiği sosyal hareketliliği ya da antropoloji, etnomüzikoloji ve müzikolojinin aradığı kültürlerarası anlayışı görmek istemeyen hükümetler tarafından kapatılıyor. Hayatım boyunca genişlediğini gördüğüm şey şimdi kesinlikle daralıyor. İdeal olmaktan uzak olan bu koşullarda ne tavsiye edebilirim? “Aşk olmayınca meşk olmaz”ın bir versiyonunu tavsiye ederim sanırım. İnsan varlığının özünde tutku olmadan ileriye doğru bir adım bile atmayı hayal etmek zor; disiplin, rehberlik ve odaklanma (meşk) da her zaman karışımın bir parçası olmalıdır. Keşke daha somut tavsiyelerde bulunabilseydim; ama bunun şimdilik yeterli olması gerekecek.

* Prof. Stokes’a e-posta üzerinden sorularımı iletip 13 Haziran 2022’de cevaplarını almıştım. İngilizce’den Türkçe’ye çevirilerse bana ait. Söyleşinin ilk bölümü için, bkz. Stokes’la söyleşen; Eren, 2022

Kaynaklar

Eren, O. (2022, 3 Temmuz). Farklı kültürlerden etkilenen bir müzikolog. BirGün Pazar. Erişim adresi: https://www.birgun.net/haber/farkli-kulturlerden-etkilenen-bir-etnomuzikolog-394185