SOL Parti Fatsa Belediye Başkan Adayı Rasul Şahin ile Fatsa’nın sorunlarını ve çözüm önerilerini konuştuk. Çevre talanı ve fındık üretiminde yaşanan sıkıntılara dikkat çeken Şahin, “Sola karşı özlem var’’ diyor.

Fatsa’da geçmişin ayak izleri silinmedi
Fotoğraflar: BirGün

Mehmet Emin KURNAZ

SOL Parti, 130 bine yakın nüfusuyla Ordu’nun en önemli ilçelerinden biri olan Fatsa’da belediye başkanlığı için iddia ortaya koydu.

12 Eylül öncesi solun en güçlü kalelerinden olan, Belediye Başkanı Terzi Fikri ve devrimcilerin “başka bir yönetim” anlayışını inşa ettikleri ilçede SOL Parti Adayı Rasul Şahin’le görüştük.

Fatsa’da doğanın talan edildiğine ve fındık üretiminde yaşanan sorunlara dikkat çeken Şahin, Fatsa’yı geçmişte olduğu gibi doğrudan demokrasi kanallarını açacak meclisler aracılığıyla yönetmeye talip olduklarını belirtti. Bilhassa köylerde insanlarla bire bir temas kurduklarını ifade eden Şahin, “Ne yaparlarsa yapsınlar geçmişin ayak izleri hala duruyor” diyerek Fatsa’yı birlikte yönetme çağrısı yapıyor.

Şahin bize şunları aktardı:

Fatsa'da doğaya dair büyük bir yıkım söz konusu. Burada 85 HES projesi var. Bunun yanında taş ocakları ve altın madeni var. Şu anda altın madenin burada ÇED süreci bitti.  Bunun yanında Ordu toprağının yüzde 74’ü maden ruhsat sahası ilan edildi. Dolayısıyla tamamen vahşi bir katliam yaşanıyor. Aynı zamanda deniz dolgusu meselesi var. Aynı zamanda tarımsal faaliyetlerde kullandığımız gübreler yağmur suyuyla birlikte geliyor. Buradaki yosunu yeşertiyor ve balıkların popülasyonunun artmasına neden oluyor.

Ordu Büyükşehir Belediyesi inatla ben buraya dolgu yapacağım diyor. Biz iki mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı aldırdık. Bu sefer ÇED raporunda değişiklik yaptılar. Biz buna da itiraz ettik. Mahkeme sürecimiz devam ediyor. Ayrıca burada deniz dolgusunun maliyeti dört milyon dolar. Fatsa Belediyesi'nden çıkacak bu para.

SOL Parti Fatsa Belediye Başkan Adayı Rasul Şahin seçim sürecini değerlendirdi.

DOĞA ACIMASIZCA TALAN EDİLİYOR

Bunlar belediyeyi şirket gibi yönetiyorlar. Yani onun için diyoruz ki biz burada bunlara müsaade etmeyeceğiz. Hukuki mücadelemizi burada devam ettireceğiz diyoruz. Bununla birlikte taş ocakları çoğaldı. Bu taş taş ocakları 23 kilometre alanı etkiliyor. Buradaki patlamaların neden olduğu titreşimler heyelanı tetikliyor ve gerçekten çok büyük zararlar veriyor. Fındık üretimine zararları çok fazla. Fındık dalında stres yaratıyor ve üretim kaybına neden oluyor. Buradaki halkın çoğunluğunun geçim kaynağı fındık. Ancak geldiğimiz süreçte insanlar ancak temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.

FINDIK ÜRETİMİ TEHLİKEYE GİRDİ

Fındıkla ilgili çok büyük bir tehlike var. Kokarca istilası söz konusu bu da fındığa büyük zararlar veriyor. Artvin'den Çanakkale'ye kadar, Bursa’dan Konya'ya kadar bu istila fındığa zarar veriyor. Bu tehlikeye karşı SOL Parti olarak onlarca kahvehanede köy bilgilendirme toplantıları yaptık. O köylüleri, üreticileri bilgilendirdik. Nasıl mücadele edeceğimizi tartıştık, devletin de bu konuda bütçe ayırmasını talep ettik. Ayrıca kokarcayla ilgili şöyle bir olay var. Mücadelede Samuray Arısı kokarcayla biyolojik bir mücadele için oldukça faydalı bir yöntem. Şu anda Giresun'da, Samsun'da üretim laboratuvarları var. Bu saha çok geniş olduğu için devletin buna el atmasını, üretim laboratuvarlarının artırılmasını talep ettik. Kimyasal yöntemlere karşı doğal mücadeleyi geliştirmekten yanayız.

Biz geçmişten bugüne tüm bu saydığım nedenlerle çevre mücadelesi veriyoruz. İlk ekoloji mücadelesini ÖDP olarak bizler başlatmıştık. Daha sonra Derelerin Kardeşliği Platformu kurmuştuk. Bu mücadele zamanla kar topu gibi büyüdü. Fatsa’nın ve Ordu’nun geneline yayıldı. SOL Parti olarak bizim önceliğimiz bu çevre ve doğa talanına karşı ortak mücadeleyi örgütlemek olacak. SOL Parti olarak çalışmalarımızı daha çok nokta bölgeler üzerinde yoğunlaştırdık. Yani köylere gidiyoruz, ev ziyaretleri kahvehane ziyaretleri yapıyoruz. Gittiğimiz yerlerde çevre talanından, ranttan bahsediyoruz. SOL Parti olarak yapacaklarımızı anlatıyoruz. Onları birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.

İNSANLARIN SOLU ÖZLEDİĞİNİ GÖRDÜK

Açıkçası geçmişin ayak izleri var burada. Fatsa 12 Eylül öncesi çok kritik bir öneme sahip. Sol damarın en güçlü olduğu, o dönemki Belediye Başkanı Terzi Fikri Sönmez ve devrimcilerin yaptıkları hala hafızalarda. Tefecilerle mücadelesi, Çamura Son Kampanyası, kurdukları mahalle meclisleri, kültür sanat festivalleri, Fatsa Festivali gibi devrimcilerin başka bir yaşamı örgütlediklerini, bunun da ülkeye örnek teşkil etmesinden korkan iktidarın Nokta Operasyonu ile 12 Eylül’den hemen önce Fatsa’ya müdahale etmeleri boşuna değil. İşte bunların ayak izlerini görüyoruz özellikle Fatsa köylerinde. İnsanlarla bire bir temas kurmaya çalışıyoruz. Yaşanan ekonomik yıkım, yozlaşma, ülkenin içine sürüklendiği hal derken insanlar solu özlemiş.

Yönetimi halkla birlikte kurmak istiyoruz. Fatsa’nın şu anda 89 mahallesi var. Buralarda mahalle meclisleri oluşturacağız. Mahalle meclisi oluşturacağız derken biz atama yapmayacağız. Her mahalle kendi meclisini kendi iradesiyle oluşturacak. Çünkü mahallenin sorunlarını en iyi onlar bilir. Yani bir belediye başkanı 89 mahallenin sorunlarının ne olduğunu bilemez. Dolayısıyla onlar oradaki sorunları süzgeçten geçirecek ve belediyeye böyle bir sorunumuz var diyecekler. Aynı zamanda bilimsel, mühendislik gözüyle bakılması için bilime aykırı bir durum olmaması için tüm imkanlarımızı seferber edip bu meclislerle ortak hareket edeceğiz. Bu cennet gibi coğrafyamızı cehenneme çevirmek istiyorlar. Buradan çağrı yapmak istiyorum. Fatsa’yı cehenneme çevirmek isteyenlere müsaade etmeyelim. Birlikte doğamıza sahip çıkalım, Fatsa’yı doğrudan demokrasi ile birlikte yönetelim. 25 Mart Pazartesi saat 12.00’de Cumhuriyet Meydanı'nda buluşarak bir yürüyüş düzenleyeceğiz. O yürüyüşümüze destek istiyoruz.