Haber takibi sırasında polislerce katledilen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe, 26'ncı ölüm yıldönümünde mezarı başında ailesi, çalışma arkadaşları ve meslektaşlarının katıldığı bir törenle anıldı.

Kaynak: Haber Merkezi
Gazeteci Metin Göktepe, katledilişinin 28'inci yılında mezarı başında anıldı
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Polisler tarafından 28 sene önce gözaltında darp edilerek katledilen Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe, İstanbul Esenler’de bulunan Kemer Mezarlığındaki mezarı başında anıldı.

Anmaya Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal, Metin Göktepe’nin ailesi, Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, SOL Parti İstanbul İl Yöneticileri Azizcan Kılıç ve Ufuk Aktan, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Murat Kalmaz, EHP Parti Sözcüsü Özge Akman, Türkiye İşçi Partisi İl sözcüsü Melis Akyürek, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, DEM Parti Milletvekili Celal Fırat, Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, DİSK Bölge Temsilcisi Asalettin Arslanoğlu, Gezi Direnişinde hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, DEM Parti Meclis Üyesi Musa Piroğlu, Divriği Kültür Derneği, Türkiye Alevi Dernekleri Federasyonu, TKP İstanbul İl yönetiminden Serkan Düz, Sol Portal adına Gökhan Kazbek, Emek Partisi üyeleri, TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, TGS İstanbul Şube Başkanı Özgür Deniz Kaya, DİSK Basın İş Yönetim Kurulu üyesi İzel Sezer, Cumartesi İnsanları, İHD Şube Başkanı Gülseren Yoleri ve çok sayıda gazeteci katıldı.

Evrensel'in aktardığına göre sık sık, “Özgür basın susmadı susmayacak” “Metin Göktepe ölümsüzdür”, “İnadına hepimiz birer Metin'iz” sloganlarının atıldığı anmada “Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın”, “Metinler ölmez Evrensel susmaz”, “Evrensel yazıyor Metin yaşıyor” dövizleri taşındı.

"METİN'İ UNUTTURMAYACAĞIZ"

Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal, o dönemde Evrensel Gazetesi’nin yayın hayatına yeni başlamış bir gazete olarak izleyeceği yolun devlette ve sermayede uyandırdığı öfkenin sonucunda Metin'in katledildiğini dile getirdi.  Özdal sözlerine şöyle devam etti: “90'lar Türkiye’sinin bir yandan Kürt sorunun militarize edilmesi, ülkenin şiddete boğulması diğer yandan da büyük kentlerde emekçilerin dinci, milliyetçi etkilere kuşatıldığı topyekûn saldırı döneminde bu saldırının bir sivil uçunun da basına yöneldiği bir dönemde Metin Göktepe katledildi. 90'larda ekilen tohumların sonuçlarını yaşıyoruz bugün. Fakat Metin Göktepe'nin acı kaybı, gazetemizin bundan sonraki nesillerinde de yaşayacak olan özlem ve öfke bıraktı. Bildiğimiz bir şeyi acı bir kayıpla öğrenmiş olduk.”

İşçi sınıfının emekten, tüm ezilenlerden yana bir gazeteciliğin nasıl bir düşmanlıkla karşı karşıya olduğunu gördüklerini aktaran Özdal, “Onun cesaretine sahibiz. Onun ataklığına sahip olmaya gayret ediyoruz. Bundan sonra da öyle yapacağız. Metin Göktepe bizim çalışma arkadaşımızdır. Bize bıraktığı bu izle her yazı işleri toplantımız da vardır. Her faaliyetimizde vardır. Gazeteci arkadaşlarımızın muhabir arkadaşlarımızın yanındadır. Onlara bir şeyler fısıldamaktadır. Metin Göktepe Evrensel Gazetesinin hala en kıdemli çalışanıdır. Onu unutmayacağız. Unutturmayacağız, hem yeni gazetecilere genç gazeteci kuşaklarına anlatacağız hem de işçi sınıfı anlatacağız Metin’i" dedi.

"CEZAEVİNDEKİ DÜŞÜNCE TUTSAKLARINA SELAM OLSUN"

Daha sonra söz alan Göktepe’nin Meryem Göktepe, “Mesleğini inadını sürdüren tüm basın emekçileri, Metin'in yol arkadaşları, gazetesi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bu korkunç cinayetin üstünü örtülmesine izin vermeyen herkes hoş geldi” diyerek sözlerine başladı.  Annesi Fadime Göktepe’nin selamlarını da getirdiğini söyleyen Meryem Göktepe, “Fatih Polat söyler ve ben bu cümleyi çok severek kullanırım; haber barikatın arkasında olsa da Metin alıp gelen bir gazeteciydi. Metin'e verebileceğimiz çok iyi haberler yok. Hala düşünce suç. Hala insanlar düşüncelerinden dolayı cezaevlerinde. Gezi tutsakları olmak üzere. Hepimiz Gezideydik ama birkaç arkadaşımız şu an tutsak. Emek sömürüsü katmerlenerek artıyor. Yoksulluk en olmadığımız şekillerde hayatımızı etkiliyor. Fakat Metin bir şey bıraktı. Olumlu bir miras. Hala Metin Göktepe gazeteciliği yapmak isteyen ve yapan onun izini süren gerçeğin peşini kovalayan genç gazeteciler bütün O zulme rağmen bütün o korkutmalara sindirmelere rağmen soruşturmalara gözaltına alınmalara rağmen yürüten genç gazeteciler var. Buradan cezaevinde olan o genç gazetecilere ve düşünce tutsaklarına selam olsun diyorum” diye konuştu.

NE OLMUŞTU?

Gazeteci Metin Göktepe, Ümraniye E Tipi Cezaevi’nde öldürülen tutukluların cenazesini izlemek üzere Alibeyköy'e gitmişti ve "Sarı Basın Kartı" gerekçe gösterilerek ilçeye sokulmamıştı.

Göktepe haber takibinde ısrarcı davranınca gözaltına alınmıştı. Yüzlerce insanla birlikle götürüldüğü Eyüp Kapalı Spor Salonu'nda polislerin şiddetine maruz kalmıştı ve dövülerek katledilmişti.

Dönemin içişleri bakanı Teoman Ünüsan, 11 Ocak 1996 günü 32. Gün programında, "Konuyla ilgili tam bilgim yok. Ancak son gelen bilgiler, Metin Göktepe'nin duvardan düşerek öldüğü şeklindedir" diye bir açıklama yaptı. Daha sonra, duvardan düştüğü iddia edilen muhabirin gözaltında dövülerek öldürüldüğü kamuoyu baskısıyla kabul edilmek zorunda kalındı.