TMMOB, Gezi davası tutuklamalarının 500. gününde kentlerde basın açıklaması düzenledi. Açıklamalarda, “Gezi’den herhangi bir suç üretemezsiniz” denildi.

Gezi’den bir suç üretemezsiniz
Fotoğraf: BirGün

Haber Merkezi

Gezi Davası tutuklamalarının 500. Gününde Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birliği’nin (TMMOB) İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Bursa temsilciliklerinde basın açıklamaları düzenledi. Açıklamalarda, “TMMOB Yönetim Kurulu Üyemiz Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odamızın Onur Kurulu Üyesi Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odamızın Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da aralarında bulunduğu arkadaşlarımız ve Osman Kavala herhangi bir hukuki gerekçe, delil sunulmadan cezaevinde tutulmaya devam etmektedir” denilerek Gezi tutuklularının derhal serbest bırakılması çağrısı yapıldı.

“Gezi Direnişi, doğal alanlarımız, parklarımız, meydanlarımız betona boğulmasın; kıyılarımız, ormanlarımız, meralarımız ranta kurban edilmesin diye; sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarında hep birlikte, barış içinde yaşayabilelim diye milyonlarca yurttaşın haykırdığı toplumsal bir olaydır” denilen açıklamalarda, şu ifadeler kullanıldı: “Gezi Parkı betonlaşmasın diye, İstanbul kentinin merkezindeki en önemli deprem toplanma alanı yapılaşmaya açılmasın diye yürüttüğü mücadelenin sözcüsü olmak suç değildir. Halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na sahip çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için bu arkadaşlarımız 500 gündür hukuksuz, gerekçesiz bir şekilde cezaevindeler. Cezaevinde oldukları her gün, her an hukuksuzluk katlanarak büyümektedir.

Arkadaşlarımız, dezenformasyon aygıtı haline gelen yandaş medya kanallarının iftiraları, tarihi kendilerine göre eğip bükmeye çalışan siyasetçilerin tüm yalanlarına rağmen toplum nezdinde masumiyetlerini, haklılıklarını koruyorlar. 500 gündür 3 kişilik koğuşlarda, ailelerinden, sevdiklerinden uzak tutulmalarına rağmen, bir an olsun sendelemeden, onurlu direnişimiz Gezi’yi kararlılıkla savunuyor, toplum için yazmaya, çizmeye, üretmeye devam ediyorlar. Bizler, Gezi’ye baktığımızda; bilim ve tekniğin ışığında, tüm canlıların yaşam hakkına saygılı, eşit, onurlu, barış içerisinde yaşayacağımız, adil bir ülke umudunun ne kadar da diri olduğunu görüyoruz.

MÜCADELEMİZ SÜRECEK

Bizler, bu umudun bastırılması, yok edilmesi için nasıl haktan, hukuktan koparak pervasızlaştıklarının farkındayız. Gezi’nin, iktidar tarafından nasıl bir korku kaynağı olarak hala canlılığını, güncelliğini koruduğunu görüyoruz. Tam da bu sebeple bizler, Gezi’yi, Gezi Davası’nda tutsak edilen arkadaşlarımızı savunmaya; onlarla dayanışmaya devam edeceğiz. Bizler, 500 gündür sürdürdüğümüz bu kararlı adalet mücadelemizi, arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşana dek tüm yol arkadaşlarımızla birlikte devam ettireceğiz. Gezi Direnişi sonrasında, ortak kamusal alanlara dair oluşan farkındalık ve sahiplenme, bugün Akbelen’de, Dikmece’de yeşermeye devam ediyor. Gezi’den suç üretme beyhude çabaları karşısında, arkadaşlarımızla yan yana, omuz omuza Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz. Tutsak arkadaşlarımızın bir an önce özgürlüğüne kavuşmaları için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”

∗∗∗

ÇARŞI DAVASINA ERTELEME

Gezi Parkı Davası kapsamında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı üyelerinin de bulunduğu 35 sanığın yargılandığı dava bir kez daha ertelendi. Duruşma, Adli Tıp Kurumu raporunun beklenmesine karar verilerek, 1 Şubat 2024'e ertelendi.

İstanbul 13. Ağır Mahkemesi'ndeki duruşmaya 3 tutuksuz sanık ile sanık avukatları katıldı. Mahkeme başkanı, dönemin Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi'ne yönelik gerçekleştirilen eylemlere ilişkin kamera kayıtları ve görüntülerle ilgili Adli Tıp Kurumu raporunun henüz hazırlanmadığını bildirdi.

Sanık Volkan Eroğlu, 9 ay önce Adli Tıp Kurumuna gönderilen dosyaya dair raporun hala hazırlanmamasına tepki göstererek, "10 sene sonra gelir mi acaba hâkim bey? Arkadaşımız İBB çalışanı, mağdur oluyor mesela. İnsanların geçimini sağlaması gerekiyor. Güvenlik soruşturmalarıyla ilgili bir şerh koyun" diye konuştu. Mahkeme başkanı güvenlik soruşturmalarıyla ilgili durumun idari bir konu olduğunu belirtirken, sanık Serkan Sevim de "İşten çıkarıldım. En azından bir yazı yazın" dedi.