Erdoğan’ın Malatya ziyaretinde “Eve ekmek götüremiyorum” diyen esnafa verdiği “Abartıyorsun” yanıtı tepki çekti. Krizin altında ezilen yurttaşlar yaşadıkları geçim sıkıntısını her fırsatta dillendirirken halka pembe tablo sunan Saray ise ülke gerçeğine yüz çeviriyor.

Halkın gerçeğine yüz çeviriyor

Mehmet Emin Kurnaz

Ekonomik kriz giderek derinleşirken yurttaş yaşadığı açlığı daha gür sesle dillendiriyor. İktidarın esnaf ziyaretleri anlatılan pembe yalanların halkın gerçeklerine çarptığını gözler önüne seriyor. Damat doların yükselişi karşısında kur artışına bakmazken, Saray da ülke gerçeğine yüz çeviriyor.

Ekmek bulamıyorsanız çay için

Denizli Valisi’nin maske takmayan esnafı uyarması üzerine esnafın “Günlük 15 lira ciro yapıyorum, gebereyim daha iyi” çıkışının ardından Malatya'da partisinin il kongresine katılan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın esnafla yaşadığı diyalog da gündem oldu. Erdoğan, "Evimize ekmek götüremiyoruz" diyen yurttaşa, "Bu biraz bana abartılı geldi. Çok abartılı geldi. Evet. Keyif çayı bak. Çayı iç" yanıtını verdi. Konu sosyal medyada da gündem olurken, Erdoğan’ın 'ekmek bulamıyorsanız çay için' tavrı büyük tepki çekti.


Kitleyi konsolide etme çabası

Öte yandan AKP-MHP ittifakının tabanda yaşadığı erime, son dönem paylaşılan kamuoyu yoklamalarının neredeyse tamamına yansıdı. Hegemonya kuramayan iktidar bloku, çareyi baskı rejimini artırmakta ve gündemi manipüle etmekte aradı. Tabandaki erimenin önüne geçemeyen iktidar, tüm hamlelerini muhalefeti bölme arayışının yanı sıra dış politikada gerilimi artırarak içeride kitleyi konsolide etmek üzerine kurdu.
Fransa’nın, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı Macron’a yönelik sözleri üzerine büyükelçisini geri çekmesine aldırış etmeyen Erdoğan, Malatya’da çıtayı biraz daha yükseltti. “Fransa’nın başındaki zat şaşırmış, yatıyor kalkıyor Erdoğan’la uğraşıyor” diyen Erdoğan, “Dün Kayseri’de de söyledim bu bir vaka. Onun için bir kontrolden geçmesi lazım” diye konuştu. Erdoğan aynı konuşmanın devamında bu kez ABD’ye seslenerek “Yaptırımın neyse geç kalma yap. Biz kabile devleti değiliz” ifadelerini kullandı.

Dünyaya kafa tutan lider imajı

Ortaya çıkacak politik sonuçları pahasına ‘Dünyaya kafa tutan Erdoğan’ imajı, bilindiği üzere krizin nedenini dış güçlere bağlayan iktidarın uzunca süredir uyguladığı bir taktik. Erdoğan, dışarıya ‘biz kabile devleti değiliz’ mesajı verirken öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin fiilen ilgası ve yargının ‘tek adam rejimi’ne göre yapılandırılması tartışmaları sermaye için güvensiz bir ortam oluşturdu. Erdoğan’ın her geçen gün sertleştirdiği üslubu ise dolara rekor üstüne rekor kırdırdı.

Bu gelişmeler ışığında iktidarın yönetememe krizi derinleşirken toplumsal rıza üretemeyen Saray yönetimi, iktidarda kalmanın yollarını arıyor. Çizilen pembe tablo halkın gerçeklerine çarpıyor. Erdoğan ise halkın gerçeğine yüz çeviriyor. İçeride baskının dozajı arttığı gibi, dışarıya karşı verilen 'kafa tutan lider’ imajı iç politikaya malzeme ediliyor. Bu tablo karşısında etkili bir muhalefete duyulan ihtiyaç ise her geçen gün daha yakıcı hale geliyor.

***

Fransa’ya boykot çağrısı

Sarayında Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı adlı bir etkinlikte konuştan Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la yaşadığı gerilimin ardından Fransız mallarına boykot çağrısı yaptı. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Macron’a destek verdi. Merkel, Erdoğan’ın Macron’a yönelik sözlerini “karalayıcı” ve “kabul edilemez” olarak nitelendirildi.

CHP’de kafalar karışık

Erdoğan’ın sözlerine tepki gösteren CHP Milletvekili Murat Emir “Cumhurbaşkanı ‘Fransız mallarını asla satın almayın’ demiş. Ya Türkiye’ye grip aşısı gönderen tek firmanın Fransız olduğunu bilmiyor ya da aşısını olmuş kafası rahat” ifadelerini kullandı. CHP’li Faik Öztrak ise, “Karşı taraf boykotu uyguluyorsa Türkiye’nin de buna cevap vermesi kaçınılmaz” görüşünü savundu.

Erdoğan’ın çağrısı sonuçsuz kalan diğer boykot girişimlerini de hatırlattı:

♦ 9 Ekim 2006’da Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Bülent Deniz Fransız politikacıların Ermeni Soykırımı tasarısı Fransa’da kabul edilirse her hafta bir Fransız malını boykot kapsamına alacaklarını söyledi.

♦ 12 Mart 2017’de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Hollanda’nın Rotterdam kentinde yapmayı planladıkları referandum toplantılarına izin çıkmaması üzerine AKP’liler, yanlarında getirdikleri portakalları sıkarak suyunu içti.

♦ 23 Temmuz 2014’te AKP’li Şehzadeler ve Yunus Emre İlçe Belediyeleri, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliam karşısında İsrail ürünlerini almayacakları kararı aldıklarını açıkladı.

♦ 15 Aralık 2017’de, MHP Körfez İlçe Belediye Meclis Üyesi Mehmet Gümüş, İsrail’in başkentini Kudüs olarak tanıyan ABD’yi protesto etmek için Apple marka cep telefonunu kırdı.

♦ 8 Ağustos 2017’de sert açıklamalarla Almanya’yı hedef alan Erdoğan, Almanya’daki Türklere 24 Eylül’deki seçimlerde “Türkiye’ye saygısızlık yapan siyasi partilere oy vermeme” çağrısı yaptı.

***

Esnaf olarak şaşırdık, üzüldük

Erdoğan’ın yanıt verdiği Malatya Minibüs ve Servisçiler Esnaf Odası Başkanı Mesut İnce, gazeteci İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamada AKP üyesi olduğunu belirterek “Biz esnaf olarak orada şaşırdık, beklemiyorduk. Kırıldık, üzüldük” ifadelerini kullandı. İnce, “Tüm esnaflarımızın sorunlarını dosyaya hazırlamıştık. Bizim talebimiz para verin değildi” diye konuştu.

***

Karadenizli başkanların üstü çizildi

Yönetim krizi yaşayan AKP’nin iç dinamiklerinde de kıpırdanmalar yaşanıyor. İstanbul İl Başkanlığı tarafından 22 ilçe başkanının görevden alınmasının ardından tartışmalar sürüyor. 22 İlçe başkanının görevden alındığını ilk duyuran Türkiye gazetesi yazarı Süleyman Özışık, dünkü köşesini de konuya ayırdı. AKP’de son seçimlerde başarı sağlayamayan il ve ilçe başkanlarının birer ikişer değiştirdiğini söyleyen Özışık, “Cumhurbaşkanı, her ilçenin demografik yapısına göre aday çıkarılması talimatı veriyor” ifadelerini kullandı. "Üstü çizilen isimlerin çok büyük bölümü Karadeniz kökenli" olduğunu vurgulayan Özışık, yazısında şu ifadeleri kullandı: “İstanbul'da Kürtlerin ve Doğuluların yoğun olarak yaşadığı ilçelere bile Karadenizli ilçe başkanı atanması halk içinde ciddi bir tepki görüyordu. Erdoğan'ın bu tepkiyi gördüğü ve ona göre karar aldığı belirtiliyor.”

***

Açlık sınırı 2 bin 482 TL oldu

Erdoğan yurttaşın yaşadığı ekonomik krize sırtını dönerken Türk-İş’in araştırması çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Araştırmaya göre 2020 Ekim ayında dört kişilik bir aile için açlık sınırı 2 bin 482 TL’ye yükseldi. Gıda harcaması ile birlikte yoksulluk sınırını belirleyen giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise 8 bin 85 TL oldu.