Hatay’da molozların yarattığı risk büyüyor. Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Atabey, moloz döküm sahasının 27’ye çıktığını belirterek, riskin haritasını ortaya koydu. Toplanan molozlar adeta kente havadan geri dönüyor.

Hatay’da asıl risk işte bu 27 noktada
Fotoğraf: Depo Photos

Semra KARDEŞOĞLU

Maraş depremleri sonrası bölgede enkaz kaldırma ve oluşan hava kirliliği en yakıcı sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Hatay ve Maraş başta olmak üzere depremin vurduğu hemen her kentte molozlardan yayılan zararlı maddeler endişe yaratıyor.

Hatay Arsuz’da geçtiğimiz hafta düzenlenen III-Türkiye Travmatik Stres Kongresi’nde de ele alındı. Molozlar ve Hava Kirliği panelinde konuşan Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey Hatay’daki döküm sahalarının haritasını sundu. 32 döküm sahasının yarattığı riskleri anlattı.

Dr. Eşref Atabey
Jeoloji Yüksek Mühendisi, Tıbbi Jeoloji Uzmanı, Yazar

‘RİSK YOK’ DEMEK HATALI

Atabey, Hatay’da 65 bin binanın yıkıldığını ya da ağır hasar aldığını anımsatarak şunları söyledi: “Molozlarda karışık halde tarım ilacı, radyoaktif atıklar, cıvalı atıklar, asbestli malzemeler, temizleyiciler, leke ve vernikler, araba aküleri, böcek ilaçları içerir, toksik kimyasallar, elektronik atıklar var. Bunlar sağlığa zararlı. Asbest tozlarına maruz kalan kişilerde zamanla akciğer zarı kanseri (mezotelyoma), kalp ve damar hastalıkları, astım, alerji gibi solunumla ilgili rahatsızlıkların olabileceği biliniyor. “Molozlarda asbest riski yoktur” şeklindeki bazı söylemler, bilim dışı ve sorumluluktan kaçma anlamına gelmekte. Yapıların inşasında çimento başta olmak üzere, ısı yalıtımı, döşemelerde birçok malzemede asbest kullanılmış olduğu düşünüldüğünde, tehlikenin boyutu anlaşılacak.

Molozun sadece insanlara değil tüm bitkilere de zarar verdiğini hatırlatan Dr. Eşref Atabey, şu bilgileri paylaştı:  “Tozdaki asbest lifleri içme sularına, kaynak sularına, baraj ve kuyu sularına karışabilir. Enkaz kaldırmalarda şu noktalara dikkat etmeli: Görevliler dışında kimse alanda olmamalı. Özellikle yaşlı, kronik akciğer ve kalp hastası olanlar ortamdan uzak tutulmalı.”

HAVA, SU, TOPRAK HEPSİ KİRLENİYOR

Dr. Eşref Atabey molozların hatalı alanlara döküldüğünü belirterek yapılan yanlışları şöyle sıraladı:

• Ana yollar kenarında, orman ve tarım alanları, zeytinlikler, su havzaları, dere ve vadi içlerine atılmakta.

• Hiçbirinde membran sızdırmazlık sistemi yok

• Yüzey ve yer altı suyu kirletiliyor.

• Yağmurla harekete geçerek heyelanlara yol açabilir.

• Tarım alanlarını kirletir.

• Atık maddeler açıkta bırakılmakta.

• Sulama-nemlendirme yapılmamakta.

• Yoğun tozlaşma olmakta.

• Tozlar tüm yerleşimleri, konteyner ve çadır kentleri tehdit etmekte.

• Çevresinde yeterli önlem alınmamış, alanın çevresi çitlerle kapatılmamış.

•  Moloz döküm alanlarında çalışanların hiç birinin toz maskesi, iş tulumu, baret gibi kişisel koruyucu önlem almadıkları görülmüştür.

ENKAZDA 85 BİN TOKSİK MADDE VAR

İklim Adaleti Koalisyonu TTB Temsilcisi Dr. Demet Parlar, deprem bölgesinde adeta bir ekokırım yapıldığını söyledi. Bölgede en acil sorunların başında enkazın bertaraf edilmesinin yer aldığını belirterek şu bilgileri paylaştı: “Hatay’da çoklu travma yaşanıyor. Bu nedenle acil servislerde olduğu gibi hayati risk yaratan sorunları ön sıraya almalıyız. Enkazın yarattığı sorun adeta kanamalı bir hasta noktasında. Hem şimdi hem de ileride kritik problem yaratıyor/yaratacak. 5-10 yıl sonra tedavisi imkansız kanserler ortaya çıkabilir.”

Dr. Parlar, yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunduklarını da belirterek “Molozlarda 85 bin toksik madde olduğu söylendi. Molozlar tarım alanlarına, zeytin ağaçlarına da dökülüyor. Yetişen ürünler de kirleniyor. Enkaz maliyeti nedeniyle uzak yerlere değil örneğin bir okulun dahi yakınına dökülüyor. Göz göre göre toplu ölümlere yol açacak hatalar yapılıyor” sözleriyle durumu özetledi.