Popüler medyada sıklıkla, “Arkadaş diyebileceğiniz kişi sayısı 150” ve “150’den fazla arkadaşınız olamaz” gibi ilgi uyandırıcı ve kışkırtıcı başlıklarla verilen yazılara konu olan Dunbar sayısı değişecek gibi görünüyor.

Hayatımız numara!

Tolga MIRMIRIK

Kabullenmekte zorlansak da tüm hayatımıza etki eden sayı sistemleri ve numaralar gerçekte varlar ve çevremizi, diğer insanlar ile iletişim biçimlerimizi, ister istemez yönlendiriyorlar. Hayır, şu aralar diğer bir “beyaz yaka silkeleme metodu” olan ve mistik olaylara kapılanlardan para çarpıp kolay yoldan zenginlik elde etme yöntemlerinden birisi olan numeroloji saçmalığından bahsetmiyorum. O da astroloji gibi tamamen bilim dışı bir saçmalık ve gerçekten sadece algılar ve bilimsel düşünceyi reddedenler için bir tutanak noktası. Araştırmalara konu olmuş, verilere dayalı, sosyal yaşamdaki bakış açılarını değiştirmiş olan fikirlerden çıkan sayılar bu yazıdaki konu.

1992’de, o zamanlar antropoloji profesörü olan İngiliz evrimsel psikolog Robin Dunbar, yaptığı bir araştırma sonucunda insanların (primatların) sağlıklı ve birbirine faydalı bir ilişki içinde bulunabileceği topluluk nüfus sayısının 148(~150) olduğunu iddia etmişti. Yaptığı çalışma(1), beyin bölgesi olan (ve beynin hacimsel olarak büyük yüzdesini oluşturan) neokorteksin nispi büyüklüğü ile insan olmayan primatlardaki grup büyüklükleri arasındaki ilişkinin orantılı olabileceği üzerineydi. Araştırmasının ilham kaynağının, trekking ve doğa sever ile doğa sporcularının yakından bildiği Gore-Tex markasının sahibi Bill Gore’un bir söyleminden aldığı da iddia edilir. Gore, fabrikalarında, bir binada 150 kişiden fazla işçinin bulunduğu durumlarda takım olarak birlikte çalışma olasılığının, daha az kişi olduğu duruma göre çok daha düştüğünü gözlemlemişti. Dunbar da Kızılderili kabileleri, Roma askeri lejyon birlikleri ve benzeri organizasyonel yapılar gibi diğer topluluklarda da benzer sonuçlar buldu.

150 sayısı, sonraki dönemlerde yapılan bazı ampirik araştırmalarda da gözlemlenmiştir. İlk insanlardan yola çıkarak da avcı-toplayıcı grupların 150 kişi kadar nüfusa ulaştıktan sonra bölünmeye başladığı, yakın akraba toplulukları tarafından oluşturulan ilk yerleşim birimlerindeki yaşayan sayılarının da yaklaşık olarak bu Dunbar sayısına denk geldiği gibi ek bulgular da bu savı oldukça güçlendirmiştir.

Kimi farklı araştırmalarda da bu sayıdan ve araştırmadan yola çıkarak, insanların sosyal yaşamındaki “tanıdıklar” gruplara bölünmüş ve insan hayatına direkt etki eden beş “yakın arkadaş”, on beş kişilik “süper aile”, elli kişilik “klanlar” ve yüz elli kişilik “kabileler” ve benzeri isimlendirmeler verilmiştir. Evrimin de doğal sonucu olarak gruptaki bireylerin sayısı küçüldükçe karşılıklı ilişkilere yapılan yatırımın da arttığı görülmüştür. Günümüzde küçük ya da büyük neredeyse tüm işletmelerdeki sağlıklı organizasyon yapılarına bakıldığında da takım, ekip, birim, müdürlükler ya da genel müdürlükler gibi ayrıştırmaların da yaklaşık bu sayılara uyumlu olduğu fark edilmektedir. Benzeri bir sayısal yapı, askeri yapılarda da tim, manga, takım ve bölük gibi birimlerde uygulanmaktadır. Son 15 yılda bilişim alanındaki ekiplerin, proje birimlerinin ve organizasyonel yapıların kurulmasında da bu çalışmalardan kaynak alındığına birinci elden tanıklık edebilirim.

RÜYANIN SONU?

2021 Mayıs ayında yayınlanan bir makalede(2), Robin Dunbar’ın araştırmasının çok daha modern istatiksel metotlar ve yeni bilgiler ışığında tekrarlanması ile sosyal çevresinin oluşumunda 150 sayısından çok daha farklı verilere ulaşılmıştır. Ortalama grup büyüklüğünün 70-110 olarak bulunduğu, yapılan hesaplamalarda da grup sayılarının 4 ila 520 arasında çıkabileceği ortaya koyulmuştur. Makale, eldeki veriler ile herhangi bir şekilde bu sayının bilinemeyeceğini söylemektedir. Birçok sunumda ve popüler medyada sıklıkla anılan, “Arkadaş diyebileceğiniz kişi sayısı 150”, “150’den fazla arkadaşınız olamaz” gibi ilgi uyandırıcı ve kışkırtıcı başlıklarla yazılara konu olan Dunbar sayısı değişecek gibi görünüyor. Bu çalışma Dunbar’ın sayısının ölümü olmasa da -sonuçta, ampirik olarak daha az sağlam fikirler çok daha uzun süre dayandı- anlamlı ve istikrarlı sosyal gruplarımızın ne kadar büyük olabileceğini belirlemeye yönelik yeni girişimlerin temeli olabilir. Yine de biz insanlar, evrimin oluşturabildiği kadarıyla dünya üzerindeki en baskın primat grubunun bireyleri olarak, özellikle de yaşımız ilerledikçe, çok daha az kişiyi çok daha yakınımızda tutmanın faydalarını birebir yaşıyoruz. İyi haftalar.

Makaleler:
1: “Neocortex size as a constraint on group size in primates”, DOI: 10.1016/0047-2484(92)90081-J
2: ‘‘Dunbar’s number deconstructed”, DOI: 10.1098/rsbl.2021.0158