Federal Hükümet ortağı Almanya Yeşiller Partisi´nin iklim krizine karşı politikalarının bağımsızlığı tartışılıyor.  Eski Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı (BMWK) Devlet Sekreteri ve Yeşiller Partisi üyesi Patrick Graichen'in karıştığı usulsüzlük tartışmaları alevlendirdi.

Kaynak: Haber Merkezi
Hükümet ortağı Yeṣiller'in iklim politikası tartıṣılıyor

Ezgi Güneytepe / ALMANYA

Almanya Birlik90/Yeşiller Partisi´nin “transatlantik demokrasi” sevdası neredeyse her siyasetçide kendini belli ediyor. 

Geçtiğimiz mayıs ayında Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı (BMWK) Devlet Sekreteri ve Yeşiller Partisi üyesi Patrick Graichen'in karıştığı usulsüzlük, görevinin fes edilmesi ile sonuçlandı. Graichen, Alman Enerji Ajansı'nın (Dena) yönetimi gibi üst düzey bir görevi bir komisyon üyesi olarak en yakın adamına vermiş ve bunu bakanlığa çok geç beyan etmişti. Haliyle “yeşil lobicilik” tartışmaları alevlendi. Patrick Graichen iklim politikalarında son derece önemli bir isim. 2012 yılında yenilebilir enerji politikalarının fikir fabrikası (ThinkTank) olan Agora Energiewende´nin kurucularından olan Graichen uluslararası alanda da söz sahibi bir isim.

Alman basını, Graichen´in Agora Energiewende´de genel müdürü olduğu dönemde iklim ve çevre lobicisi Hal Harvey´in desteğini aldığını yazıyor. Focus dergisinin haberine göre 2022 yılında Harvey bu fikir fabrikasına 7,5 milyon Avro bağışta bulunmuş. Alman basınında detaylı olarak tartışılan Harvey´in ilginç bir kariyeri mevcut. Fosil yakıtlara karşıtlığı ile bilinen Harvey, Stanford Üniversitesi'nde enerji mühendisliği, fizik ve siyaset eğitimi alıp, çeşitli STK’larda çalıştı. Aynı zamanda "Rockefeller Vakfı" gibi kuruluşlar ile bağlantıları biliniyor. 2008'de Harvey tarafından kurulan "Climate Work Foundation" uluslararası iklim çalışmaları ile biliniyor. Climate Work Foundation ise Ford ve Ikea gibi büyük sermayedarların finanse ettiği bir vakıf (1). Kısacası bu kadar güce sahip sivil toplum kuruluşlarının arkasından hangi sermayenin çıktığı ise çok şaşırtmıyor. 

FİKİR FABRİKALARININ GÖREVİ NE?

Harvey´in etki alanı aslında bunun ile sınırlı değil. Bu sayede fikir fabrikaları geleneğini uluslararası bir düzeye taşıdı. Harvey´in amacı kendi deyimiyle “bilimsel araştırmalar ile politikalar üretmek ve dolayısıyla kendileri için çalışacak insanları bakanlıklar içinde en kritik makamlara getirmek”. Patrick Graichen´i Almanya´da önemli makamlara getirerek bu amacına ulaşmış gibi gözüküyor. Fikir fabrikaları “kamuoyunu etkilemek amacıyla sosyal, ekonomik ve siyasi konularda araştırma yapar ve stratejiler geliştirmek” üzerine kurulmuş. Özellikle ABD'de birçok düşünce kuruluşu partilere bağlı ve siyasetin şekillendirilmesinde önemli bir rol oynamayı hedefliyor. Ana akım medya bile bu fikir fabrikalarının lobicilik faaliyeti yürüttüğünü ve bunun antidemokratik bir tutum olduğunu sıkça yazdı. Almanya´da enerji politikalarına büyük yön veren bu kurumların bilimsel bağımsızlıklarının bu son skandaldan sonra şüpheli durumuna düşürüyor (2). Örneğin, yenilenebilir enerji adına yapılan önerilerin sermayenin etkisi olacağı düşünen toplumu ikna edebilmek ise giderek zorlaşıyor.

DOKTORA TEZİNDE İNTİHAL

Toplumu ikna edebilmenin zorluğunu, kaloriferlerin Isı-pompalarına dair yapılacak değişikliğin kamuoyunun tepkisini çekmesi ile gözlemliyoruz. Patrick Graichen´in eskiden genel müdürlüğünü yaptığı fikir fabrikası Agora Energiewende´nin ısı-pompalarının yenilenmesine dair bir yasa tasarısı bilimsel altyapısını ise hazırlamış olması, devlete güveni azaltıyor. Konut sahiplerine çok pahalıya mal olacak bu yasa, çokça tartışma yarattı ve henüz tamamlanmadı. Sürdürebilirlik politikalarının düzenli olarak yasaları değiştirmesi mülk sahiplerinin tedirgin ediyor. Almanya toplumu ise “yeşil” olabilmek için “zengin” olmanın şart olduğunu kanısında. 

Ancak Patrick Graichen´in skandalları bitmek bilmiyor. Doktora tezinde birçok intihal olduğu bağımsız intihal uzmanları tarafından tespit edildi. Sadece doktora tezi değil aynı zamanda Cambridge Üniversitesi´ndeki makalelerinde de intihal olduğuna yönelik açıklamalar yapıldı. Doktora tezinin intihalinin ne kadar ağır olduğu ise henüz tam açıklığa kavuşmadı. Geniş araştırmalarının ardından doktora unvanının geri alınıp alınmayacağına karar verilecek.  

KOMUNİZMİ YEŞİLLER Mİ GETİRECEK?

Siyasete ve devlete olan güvenin azaldığı bu günlerde, bilimin de siyasete alet edilmesi, toplumda mevcut güven sorununu derinleştiriyor. Kime güveneceğini şaşıran toplum, sorularına yanıt bulmak için “komplo teorilerinin” peşinden gidiyor. Patrick Graichen gibi ünlü iklim krizi aktörlerinin, sermayenin emrinde olması, Almanya toplumunun bir kısmında “iklim krizinin” inkârına kadar varıyor. Öyle ki, kendini aldatılmış hisseden toplumun bir kesimi, bunu “sol” siyasetin bir parçası sanıyor. Birlik90/Yeşiller Partisini “sol”da konumlandıranlar, “komünizmin” de sermayeyi teşvik ettiğini iddia ediyor. Tüm terimlerin ve algıların birbirine girdiği bu dezenformasyon saldırısı tabi ki tesadüf değil. “Yok, bu kadarına inanmazlar” dediğimiz her şey toplumda maalesef karşılık buluyor. Evet, Birlik90/Yeşiller Partisi´nin Almanya´ya komünizm getireceğine inanan bir kesim var ve tüm gücüyle bunu engellemek adına Twitter ve Telegram´da aktifler. Yine şüphesiz ki, toplumu aydınlatmak bu ülkenin sosyalistlerine düşüyor. 


(1) https://www.focus.de/finanzen/klima-lobbyismus-hal-harvey-der-reichste-gruene-der-welt-mischt-auch-in-deutschland-mit_id_192868141.html

(2) https://www.sueddeutsche.de/politik/agora-energiewende-patrick-graichen-rainer-baake-robert-habeck-1.5855468