İktidar ve gerici çevreler Cumhuriyet’in 100. yılında kadını toplumsal yaşamdan silmeye çalışıyor. İstanbul Sözleşmesi’yle yetinmeyen iktidar, 6284’ü hedef alıyor. Karma eğitim tartışmaya açılıyor.

İktidar kadınlara savaş açtı
Kadınların pek çok eylemi polis şiddetiyle engellendi. (Fotoğraf: Depo Photos)

Politika Servisi

100. YILDA MEMLEKET MANZARASI

Cumhuriyet’in ilanı Türkiye’de kadın haklarına ivme kazandıran en önemli gelişmelerden biri olurken 100. yıla sayılı günler kala gericilik kuşatması altında kazanılmış hakların tasfiye edildiği bir süreçten geçiliyor. 22 yıllık AKP iktidarında tarikat ve cemaatler devletin her kademesinde etkinliğini artırdı, laikliğin doğrudan hedef tahtasına konuldu, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı.

1- KADIN CİNAYETLERİ

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2023 Eylül Raporu’na göre eylül ayında 32 kadın cinayeti, 18 şüpheli kadın ölümü yaşandı. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun geçen sene ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ nedeniyle hazırladığı rapora göre, 20 yılda 7 bin 186, kadın erkekler tarafından öldürüldü. Bu yılki cinayetlerle birlikte bu sayı 8 bine yaklaşıyor. Öte yandan rapora göre 2013’ten günümüze en az 1184 kadın iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

2- KADIN İŞSİZLİĞİ

TÜİK’in açıkladığı işsizlik verilerinin cinsiyete göre kadın işsizliği ortalama işsizlik oranın çok üstünde olmaya devam ediyor. Kadınlarda dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerden 5,2 ve geniş tanımlı işsizlik oranı ise 11,6 puan yüksek seyrediyor. TÜİK verilerine göre dar tanımlı işsizlik erkeklerde yüzde 8,2 ve kadınlarda ise yüzde 13,4 olarak açıklandı. Geniş tanımlı işsizlik (âtıl işgücü) oranı ise erkeklerde yüzde 18,2 ve kadınlarda yüzde 29,8 olarak gerçekleşti.

3- İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Gericilerin hedef aldığı İstanbul Sözleşmesi feshedildi. Türkiye’nin 2011 yılında imzaladığı ve 10 Şubat 2012’de Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden 2021’in temmuz ayı itibariyle resmi olarak çekildi. ‘İstanbul Sözleşmesi’ olarak bilinen sözleşmenin, Mart ayında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedildiği belirtilmiş, Nisan ayında yayımlanan kararname ile de sözleşmenin sona erme tarihi 1 Temmuz olarak belirlenmişti. Bu karar hem iç kamuoyunda hem de uluslararası kamuoyunda bazı tepkileri beraberinde getirmiş; Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) gibi kurumlar Türkiye’yi iptal kararını gözden geçirmeye çağırmışlardı. İstanbul Sözleşmesi, aile içi şiddet dahil olmak üzere kadına yönelik şiddeti önlemeyi ve failler için yasal dokunulmazlığı ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Sözleşmenin kimsenin cinsel yönelimleri nedeniyle ayrımcılığa maruz tutulamayacağını ifade eden maddesi iktidara yakın gerici çevrelerce eşcinselliğe teşvik şeklinde yorumlanıyordu. Türkiye sözleşmeden bugün itibariyle resmi olarak çekilmiş bulunsa da kadınlar mücadelelerine devam ediyor.

4- SIRADAKİ HEDEF 6284

Gericiler İstanbul Sözleşmesi’nin feshiyle yetinmedi. Şimdiki hedefleri 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun var.

Özellikle AKP listelerinden Meclis’e giren HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi bu yasayı sürekli hedef alıyorlar ve değişmesini istiyorlar. Seçimlerin ardından yeni yasama döneminin açılışında konuşan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan şunları söylemişti:

 “6284 haşa bir ayet değil. Kadına, doğaya, hayvana, şiddet doğamıza aykırı. Suç unsurlarının yazılması lazım. Ekonomik, psikolojik şiddet nedir, nasıl olur bunun belli olması lazım. Bir de iddia sahibinin iddiasını kanıtlaması lazım. Bunlar varsa cezanın daha ağırlaştırılması gerekiyor."

5- TEMSİLİYET ÇOK ZAYIF

Parlamentolar Arası Birlik ve Birleşmiş Milletler Kadın Biriminin hazırladığı "Siyasette Kadın 2021" haritası verilerine göre Türkiye, parlamentolardaki kadın temsilinde 188 ülke arasında 129'uncu sırada. Meclis’e bu yasama döneminde ise toplam 121 kadın milletvekili seçildi. Türkiye'de kadınların sosyal ve siyasal hayat içinde hak ettik­leri yere gelme süreci, 29 Ekim 1923 Cumhuriyet'in ilanı ile ivme kazanmıştı. 1930'da belediye seçimlerine, 1933'te muhtarlık seçimlerine katılma hakkı ve 5 Aralık 1934'te milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı. Türkiye, kadına seçme ve seçilme hakkı tanıyan ABD, Yeni Zelanda, Avusturalya, Norveç, Danimarka, İzlanda, Kanada, Hollanda'nın ardından kadına yönetimde söz sahibi olma imkanı sunan ülkelerden biri oldu.