10 Kasım 2014 günü Türkiye bilimsel evrim gerçeğine, özgür sanata, eleştirel akla düşman dogmatik ve mezhepçi bir zihniyetin saldırgan işgali altında. 

Bu işgal demokratikleşme amacıyla temelden çelişmektedir. 

Petrol bağlamında Türkiye’nin Batı’dan uzaklaştırılıp laiklikten koparılarak mezhepçi bir Ortadoğu ülkesi yapılması için temelden Atatürksüzleştirilmesi projesi Huntington gibi Amerikalı stratejistlerin 1990’larda açıkça yazdığı bir amaçtır. 

Yayılmacı bir yeniden-Osmanlılaşma hayali kullanılarak bu yönde işbirliğine çekilen zat Atatürk Orman Çiftliği’nin kalbine yasadışı bir israf örneği olarak alay konusu bir kaçak saray yaptırmıştır. 

İşte böyle bir ortamda Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti, Laiklik, Kadın Hakları ve Türkçeye uygun alfabe gibi hayati hamlelerin başmimarı olan Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve şükranla anıyorum. 

Laik demokratik bir barış dünyası isteniyorsa, “laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti” savunulup gerçekleştirilmesi gereken bir amaç, kanımca.