Solcular Hamas’ı değil, 60 seneye yakın süren işgal karşısında Filistin halkının haklı mücadelesini destekliyorlar. İşgale karşı BM kararları ile tescillendiği üzere Filistinlilerin meşru müdafaa hakkı var.

İşgale karşı haklı direniş
Fotoğraf: Depo Photos

Dr. Erhan KELEŞOĞLU

İsrail ve Filistin arasında yaşananlara tarihsel bağlamda bakmak gerekir. ‘Etnik temizlik’ konusunda yaklaşık 100 senedir Filistinliler çok önemli kayıplara uğradılar. İsrail Devleti’nin kurulmasında, İsrail ile savaşlarda Filistinliler en mağdur edilen kesim oldular. 1967’den beri 56 senedir Batı Şeria ve Gazze’de işgal altında yaşayan yaklaşık 5 milyonluk bir nüfus var. Daha da ötesinde 1948’den beri süren savaşlarda mülteci statüsü almış 5 milyondan fazla Filistinli söz konusu. İşgal, abluka ve apartheid rejiminden söz etmeden bugünün hadiselerini açıklamak hatalı olur.

Solcular Hamas’ı değil, 60 seneye yakın süren işgal karşısında Filistin halkının haklı mücadelesini destekliyorlar. İşgale karşı BM kararları ile tescillendiği üzere Filistinlilerin meşru müdafaa hakkı var. Solcular da işgale karşı direnişi destekliyorlar.

GÜVENDE HİSSEDİYORDU

İsrail Hükümeti son derece faşizan bir cephe üzerine kuruldu. Bu cephe son dönemde imzalanan Abraham Anlaşmaları ile kendisini son derece güvende hisseden bir durumdaydı. İsrail uzun süredir yaşadığı izolasyonu bu anlaşmalar ile kırmaya geçmişti. Son dönemde Suudi Arabistan ile ilişkileri tek taraflı olarak, Filistin sorununu çözmeden, işgali bitirmeden; Suudi Arabistan da kendi önermiş olduğu barış planına karşı gelerek, İsrail ile iyileştirme noktasına gelmişti.

Son iki senedir Batı Şeria’da Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik yıldırma ve terör eylemleri devam ediyor. Filistinlilerin arazileri işgal ediliyor, öldürülüyor ve yaralanıyorlar. Sistematik tacizi İsrail devleti de gözetiyor. Çok sayıda İsrailli güvenlik gücü Batı Şeria’da bulunuyordu. Teknolojik üstünlüklerine çok güveniyorlardı, kibrin emaresi olarak. Bu üstünlüğü aşabilecek basit karşı tedbirleri almış gibi görünüyor Hamas’ın başını çektiği gruplar. İsrail’in başarısızlığı kadar Filistinlilerin eşzamanlı başarılı olduğunu söylemek de mümkün.

DİRENİŞTE YENİ DÖNEM

Direnişte yeni bir döneme geçildi. 1973’ten bu yana İsrail sarsıcı bir operasyonla karşı karşıya kalmadı. İzolasyonun kırılması ile beraber, günlük şiddet sarmalı içerisinde bedelsiz ya da düşük maliyetli işgali devam ettireceğini sanıyordu sağcı hükümet. Şimdi İsrail hükümeti, son derece radikal bir cezalandırma operasyonuna girecek. Gazze dünyanın en büyük açık hava hapishanesi. 2 milyona yakın insan o duvarlar içerisinde sıkışmış şekilde yaşıyorlar. Sıkışık alan yoğun bombardımana tutuluyor.

İsrail’in ölçüsüz şiddetini defalarca gördük. Bu ölçüsüz şiddet Gazze Şeridi’nin yeniden işgali ile neticelenirse, kara harekâtı tekrar şekillenirse İsrail’in güneyinden Hizbullah ile bir çatışmanın çıkması çok muhtemeldir. Senelerdir böyle bir savaşa hazırlanan Hizbullah’ın İsrail’e yönelteceği füzelerle devam edecek. İsrail’in böyle bir saldırısı, Batı Şeria’nın alevlenmesi, Lübnan işgali, İsrail içerisinde bir protesto karmaşık bir hal alabilir. Bölgesel bir hal de alabilir. İran da dâhil olabilir. Geçen her dakikada sivil ölümleri yaşanmakta.