İsrail'de Başbakan Binyamin Netanyahu koalisyonunun Meclis'ten geçirdiği ve ülke genelinde günler süren kitlesel protestolara yol açan yargı düzenlemesine karşı yapılan iptal başvurularının ardından gözler Yüksek Mahkeme'nin vereceği karara ve olası senaryolara çevrildi.

Kaynak: AA
İsrail'de kitlesel protestolara yol açan yargı düzenlemesi için gözler Yüksek Mahkeme'de

Netanyahu koalisyonu, kamuoyundaki hararetli tartışmalara, güvenlik otoritelerinden gelen uyarılara ve toplumsal tepkiye rağmen yargı düzenlemesindeki temel yasalardan birini 24 Temmuz'da Meclisten geçirdi. Koalisyondaki 64 milletvekili yasa lehinde oy kullanırken, muhalefetteki milletvekillerinin tamamı oturumu boykot etti.

"Akla yatkınlık" adıyla anılan yasa, Yüksek Mahkeme'nin hükümetin aldığı kararları "kamu çıkarına hizmet etmediği, akla yatkın olmadığı veya çıkar çatışması doğurduğu" gerekçeleriyle bozma yetkisini elinden alıyor.

Sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, bazı milletvekilleri, emekli komutanlar tarafından Yüksek Mahkeme'ye yasanın iptali için başvurular yapıldı.

Yüksek Mahkeme, yasayı 12 Eylül'de görüşeceğini ve bu süreçte yasa hakkında tedbir uygulamayacağını duyurdu. Böylece yasa yürürlüğe girmiş oldu.

İsrail Yüksek Mahkemesi, hükümetin yargı düzenlemesi kapsamında Mecliste mart ayında onaylanan "Başbakanın görevden alınması yetkisini Başsavcı ve Yüksek Mahkeme'den alarak Meclis ve hükümete devreden" yasanın iptali başvurusunu 3 Ağustos'ta görüşmeye başladı.

Yüksek Mahkeme'ye yapılan başvurularda, Başbakan Netanyahu'nun 2020'de yolsuzluk yargılamaları devam ederken başbakan olarak görevde kalabilmek için Yüksek Mahkeme ile yaptığı "yolsuzluk davalarını etkileyecek şekilde yasamaya müdahale etmemesi, yargı veya kolluk kuvvetlerinde görev değişiklikleri yapmamasını" öngören anlaşmayı ihlal ettiği vurgulandı.

İsrail'de henüz geçerli bir anayasa bulunmuyor. Ülkede gelecekteki anayasanın taslağı olarak kabul edilen "13 Temel Kanun" bulunuyor. Yüksek Mahkeme, hükümetin aldığı kararları ya da Meclisin çıkardığı kanunları "Temel Kanunlara" aykırı olduğuna hükmederek iptal edebiliyor.

Ancak Yüksek Mahkeme, bugüne kadar Temel Kanunlar'a ilişkin yapılan yasal değişiklikler hakkında bir hüküm vermedi. Hükümet, Meclisten geçen yeni yasaların Temel Kanunlar'da değişiklikler olduğunu ve Yüksek Mahkeme'nin bunu bozma yetkisinin bulunmadığını iddia ediyor.

Karşıtlarıysa Meclisten geçen yasanın yoğun toplumsal muhalefete rağmen yeterince tartışılmadan Mecliste az bir çoğunlukla kabul edildiğini ve ülkede bir sistem değişikliğine yol açan bu yasanın iptal edilmesi gerektiğini savunuyor.

Başbakan Netanyahu, hükümetin yargı düzenlemesi kapsamında Meclisten geçirdiği kanunları Yüksek Mahkeme'nin iptal etmesi durumunda nasıl hareket edeceklerine ilişkin net bir açıklama yapmaktan kaçınıyor.

Netanyahu, ABD medyasına verdiği röportajlarda, Yüksek Mahkeme'nin Meclisin geçirdiği kanunu iptal etmesi durumunda alacakları tutuma ilişkin, "İsrail'de hükümetler her zaman mahkemelerin verdiği kararlara saygı duymuştur" ifadesini kullandı.

PROTESTOLAR VE BOYKOT ÇAĞRISI

Netanyahu hükümeti, Yüksek Mahkemenin hükümet üzerindeki denetimini kaldıracak yasa tasarısını ülke çapında kitlesel protestolar ve yoğun kamuoyu tartışmalarına rağmen 24 Temmuz'da Mecliste muhalefetin boykot ettiği oturumda kabul etmişti.

Hükümetin "yargı reformuna" karşı çıkan, aralarında savaş pilotları, denizaltı subayları ve diğer elit birliklerin yer aldığı binlerce İsrailli, gönüllü yedek askerlik görevini bırakma kararı almıştı.

İsrail'de siyaset, ordu, güvenlik, ekonomi ve yargıda üst düzey görevlerde bulunmuş isimler, hükûmetin yargı düzenlemesine karşı olduklarını açıklamıştı.

Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesi karşıtı protesto hareketi, yaklaşık 7 aydır gösterilerine devam ediyor.