HIV ile yaşayan kişilerden beşte biri durumunun farkında değil ve maalesef henüz koruyucu bir aşı yok.

Kadim ıstırap metaforu AIDS

Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol - @esenol

Zaman salgınlı, savaşlı, karmaşık ve tekinsiz belirsizliklere gebe. Tüm belirsizliklerin ürperttiği coğrafyalardan birinde, bilenler bildiklerinden, bilmeyenler öğrenmekten ve duymaktan vazgeçerek varoluş ısrarını sürdürmeye çalışıyoruz Daha ürkütücü olabilecek şeyler için kurulu saatlere rağmen anlamayı, öğrenmeyi sürdürmemiz gereken bir başyapıt var. O da ilk keşfinden beri geçen 80 yıla rağmen önemi azalmaksızın süren AIDS (Kazanılmış Bağışıklık Yetersizliği Sendromu). Başyapıt çünkü çirkinlik metaforu cüzzam, ölüm metaforu vebadan sonra Dostoyevski’nin ünlü romanı “Suç ve Ceza”daki kadim ızdırabımızın metaforu.  

HIV nedir? AIDS nedir? 

1988 yılında, bu konudaki farkındalığı artırmak için 1 Aralık Dünya AIDS günü olarak ilan edilmişti.1 Aralık yaklaşırken AIDS yerkürede bizimle bir asra yaklaşan birlikteliğinde nasıl seyretti biz de yâd edelim. Önce AIDS ile HIV infeksiyonu arasındaki farktan söz edeyim. HIV infeksiyonu, HIV ((İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) ile karşılaşmış olmaktır. 

AIDS; HIV infeksiyonunun son evresidir. HIV infeksiyonu tedavi edilmediğinde ortalama 10 yılda AIDS’ e ilerlemektedir. Bağışıklık sisteminin temel savunma hücrelerine tutunan virüs, bağışıklık sistemini çökerterek, fırsatçı infeksiyonlara ve kanserlere zemin hazırlar. Artık, iyi testler, tarama ve etkili tedaviler nedeniyle AIDS aşamasına gelmeden yakalanılıp kontrol altına alındığı için daha çok HIV infekte bireylerden söz etmekteyiz.  

HIV rakamlarla salgının başından beri 85.6 milyon kişiyi infekte etti ve 40.4 milyon kişinin ölümüne yol açtı. Yalnızca 2022 yılında yeni 1.3 milyon vaka ve 630.000 ölüm var. Dünyada 2022 sonunda HIV ile yaşayan 40 milyon kişinin üçte ikisi Afrika kıtasında. HIV, bir zoonoz,1920’ler civarında Kongo’da şempanzelerden insanlara bulaştığı sonrasında vahşi hayvan ticareti nedeniyle de tüm dünyaya yayılmış olduğu tahmin ediliyor İnsan olguları ilk olarak 1981 yılında tanımlandı. 

Ülkemizde bildirilen ilk resmi olgu 1985 yılında, ünlü türkücü İbrahim Tatlıses’in vokalisti M.E idi. Adamcağız, cüzzam adalarından ağır bir tecride maruz kalıp, cenazesi çamaşır suları ile yıkanıp, kireç kuyusuna defnedilmişti. Hekimi tarafından kişisel verileri, tüm hakları hiçe sayılarak saçılınca, toplum ve basın tarafından da lime lime linç edilmişti. Çünkü cinsel yolla bulaşan, üstelik farklı cinsel yönelimleri olan erkek bireylerin daha duyarlı olduğu bir infeksiyon söz konusuysa ona muhakkak, etiketleme/damgalama, infodemi eşlik eder. 

Suç ve ceza insanlığın en kadim metoforu ve kendini zapt etme biçimidir. HIV infeksiyonu için en önemli bulaşma yolu cinsel ilişkidir. Burada oral, vajinal ya da anal ilişki kastedilmektedir. Kondomsuz her cinsel ilişkide bu risk vardır. Ama riski en çok artıran, son 60 gün içinde yeni bir cinsel eş, ilişkiye girilen kişinin uyuşturucu alışkanlığının, cinsel sağlıksızlığının olması, seks ticareti yapıyor olmasıdır. Önerimiz böyle yüksek şüpheli bir ilişkiden sonra bir merkeze başvurarak koruyucu ilaç kullanma yaklaşımı ve izlem için başvurulmasıdır. 

İlk 72 saat 

İlk 72 saat içinde başlanılacak “temas sonrası profilaksi” hastalık bulaşını %80 önlemektedir. Aslında HIV pozitif bireylerin, virüs ile karşılaşmamış eşleri ve böyle yüksek riskli temaslar için dünyada yaygın kullanılmaya başlanılan “Temas Öncesi Profilaksi” (TÖP) yaklaşımları ile hastalık bulaşının önlenmesinde önemli yol kat edileceği düşünülüyor ama ülkemizde ilgili uzmanlıklar ve STK’lar dışında böyle bir farkındalıktan uzak durulduğunun da farkındayız. 

Türkiye’de 20 bin 

Maalesef tüm büyük çabalara karşın koruyucu bir aşı henüz geliştirilememiştir. HIV ile yaşayan kişilerden beşte biri durumunun farkında olmayıp hiç hastalık belirti ve bulgusu da bulunmamaktadır. Bu nedenle düzenli taramalar yapılması toplum sağlığı bakımından çok önemlidir. Türkiye’de resmi rakamlarla 20 binden fazla HIV infekte birey bulunmakta olup son 3 yıldaki sayı artışı ve artış hızı dikkat çekicidir. 

İnfeksiyonun diğer bulaşma yolları da anneden-bebeğe ve kan yoluyla bulaştır. Kan bulaşmış olabilecek delici, kesici aletlerin ortak kullanımı risklidir.  Bu tür kazalar da en sık sağlık çalışanlarının başına, hastaya müdahale sırasında, enjektör, bisturi gibi gereçlerle yaralanmak sonucunda gelmektedir. Ama bu tür gereçlerin steril edilmeden ortak kullanıldığı yerlerde dövme, kulak/burun deldirme, manikür, pedikür ve traş salonları risk taşıyabilmektedir.  

AIDS hiç bitmeyecek bir küresel salgın değildi aslında bitmeme nedeni hastalığın Afrika ve cinselliklerini kınamak istediklerimizi daha çok tehdit ediyor olduğunu düşünmemiz. Oysa son yıllarda bilgisizlik ve inkâr nedeniyle artmakta olan vakalarımız zaten bildiğimiz şu gerçekliğin, herkesin umulmadık biçimde hastalıkla karşılaşabileceğinin altını çiziyor.