Ortalamada bir insan erkeği, ortalama bir insan dişisinden kütle bazında daha iri olabilse de kadınların kas ve güç ortalaması memeli bir avcı olabilmek için fazlasıyla yeterlidir. Üstelik tür içi varyasyonları da düşündüğümüzde ortalama bir erkekten kütlece fazla olan dişilerin de bulunduğu bir gerçektir.

Kadın avcılar: Tarih öncesi insanlarda sadece erkekler avlanmıyordu!

Dr. Pedram Türkoğlu - @PedramTurkoglu

Tarih öncesine baktığımızda, arkaik insanlar dahil olmak üzere çeşitli atasal insan popülasyonlarında “erkekler sadece avcılık, dişilerin ise sadece toplayıcılık” yaptığı yönünde genelleme vardır. Ancak bu tam olarak doğru değildir! Antropoloji (insan bilim) alanındaki güncel veriler bunu desteklememektedir. Scientific American ve American Anthropologist dergilerinde yayımlanan makalelere göre ~2.5 milyon yıl ila 12.000 yıl önce arasındaki zaman dilimine denk gelen Paleolitik Çağ’da cinsiyetlerde iş bölümünün olmasına ve kadınların avlanmamasına yönelik elle tutulur herhangi veri olmadığı vurgulanmaktadır. Gerek fizyolojik gerekse anatomik açıdan kadınlar da avlanma becerisine sahip olduğu ve bunu gerçekleştirdikleri yönünde elle tutulur bulgular vardır. Mezar, alet, beslenme ve sanat gibi çeşitli arkeolojik veriler de bunu desteklemektedir.  

Östrojen hormonu şüphesiz insan dişilerinde erkeklere göre öne çıkan hormondur. Uzun mesafe koşularındaki önemi nedir diye düşünürseniz östrojen, kaslara enerji sağlayan yağ asitlerini düzenlemekten de sorumludur. Yani yağ metabolizmasını artırarak kaslara daha uzun süreli bir enerji kaynağı sağlamaktadır. Bu da dişilerin uzun mesafe koşularında başarılı olduğunu göstermektedir. Üstelik avını yormak üzerine kurulu olan uzun mesafe koşuları, arkaik insanların en önemli avlanma yöntemlerinden biriydi. Tarih öncesi insanlar ufak popülasyonlar hâlinde yaşamaktaydılar. Dolayısıyla popülasyon içerisinde her bireyin bir işi üstlenmesi gerekirdi. Bu da işlerin cinsiyetlere göre bölünmesinin tutarsız ve verimsiz olacağını düşündürmektedir.  

Avcı erkek fikri 

Arkaik insanlarda sadece erkeklerin avcı olduğu fikri 1968’de Richard B. Lee ve Irven DeVore tarafından oluşturulan ve pek çok karşıt görüşü beraberinde getiren “Man the Hunter” isimli sempozyuma dayanmaktadır. İnsan erkeklerinin avcılığının topluluğu ayakta tuttuğunu, insan dişilerinin işlerinin “daha önemsiz” ya da “hayati olmayan” olduğunu iddia ettikleri yönünde tartışmalara sebebiyet vermiştir.  

Günümüzde biliyoruz ki, tarih öncesinde insan dişileri de erkekler kadar av davranışına katılmaktaydı. Örneğin 2018 yılında Peru’da ~9000 yaşında genç erişkin bir kadın fosili, hayvan işlemeli eşyaları ve sivri uçlu av aletleri ile birlikte gömülmüş olarak keşfedildi. Bu keşiften ilham alan 2020 tarihli bir araştırma, aynı zamanda av aletleri ile gömülen ve cinsiyetleri tespit edilebilen avcı toplayıcı insanlara ait 27 fosilden 11'inin kadın avcı toplayıcı, 16'sının ise erkek avcı toplayıcı olduğu anlaşıldı. Burada “avcı toplayıcı” teriminin birlikte kullanılmasının nedeni, her iki cinsiyet de avcı ve toplayıcı rolü üstlenmekteydi. Bu bulgular, toplamda avcılarının yüzde 30 ila 50'sinin kadın olduğunu göstermektedir. Hatta sadece orta veya küçük boyutlu hayvanların avlarına değil, büyük hayvan avlarına da katıldıklarına dair bulgular mevcuttur. 1800’li yıllardan itibaren gezegenimizdeki insan topluluklarına baktığımızda etnocoğrafik popülasyonların %79’unda kadınların ava katıldığı görülmektedir. Kaldı ki insan diyetinde sadece et bulunmamaktadır.  

Toplayıcı nitelendirmesi 

Ortalamada bir insan erkeği, ortalama bir insan dişisinden kütle bazında daha iri olabilse de kadınların kas ve güç ortalaması memeli bir avcı olabilmek için fazlasıyla yeterlidir. Üstelik tür içi varyasyonları da düşündüğümüzde ortalama bir erkekten kütlece fazla olan dişilerin de bulunduğu bir gerçektir. Şempanze popülasyonlarına baktığımızda da alet ile avlanma istatistiklerinde dişiler ön planda. İnsan dişilerinin sadece “toplayıcı” olarak nitelendirilmesinde altta yatan en büyük nedenlerden biri kesinlikle yavru bakımıdır. Sosyal bir yapı inşa eden insanlar olarak dişilerin tür devamlılığındaki rolünü garanti altına alma hedefi (tıpkı doğadaki her hayvan gibi) oldukça mantıklıdır. Diğer hayvanlara kıyasla daha “prematüre” doğan insan yavrusu diğer primatların aksine fazlasıyla uzun süre anne bakımına muhtaçtır. Dolayısıyla dişi ağırlıklı seçilim gösteren davranışların olması şaşırtıcı değildir. Her ne kadar San halklı gibi kadınlardaki yavru bakımı nedeniyle avcıların erkek ağırlıklı olduğu etnokültürel insan popülasyonları olsa da eldeki veriler, antik zamanlardaki birçok insan popülasyonunda avcılığın cinsiyetle ilişkili olmayan bir kavram olduğunu göstermektedir.