Emniyet, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü eylemlerine katılan kadınları ailelerine şikâyet etti. Kadınlar bu skandala karşı basın açıklaması yaptı. Bu sefer de açıklamaya katılanların ailesi arandı.

Kafayı kadınlara taktılar
Kadınlar, 25 Kasım’da Çankaya Belediyesi önünde bir araya gelmişti. (Fotoğraf: BirGün)

İsmail ARI

Ülke peş peşe patlak veren kara paklama, çete ve yolsuzluk skandallarıyla çalkalanırken emniyet kadınları, ailelerine şikâyet etmekle meşgul. Ülkenin birçok yerinde olduğu gibi Başkent’te de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde kadınlar sokaklara çıktı, basın açıklamaları düzenledi.

25 Kasım’da Çankaya Belediyesi önünde toplanan Ankara Kadın Platformu üyeleri, öldürülen kadınların fotoğraflarının olduğu dövizleri taşıyarak Sakarya Caddesi`ne yürüdü. Yapılan açıklamaların ardından kadınlar dağıldı. Ancak kısa bir süre sonra Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun en az 13 kadın üyesinin ailesi, kendisini “polis memuru Merve” olarak tanıtan bir şahıs tarafından arandı. Tamamı reşit olan kadınların ailelerine, “Kızlarını uyarmalarını aksi takdirde iş bulamayacaklarını, emekliliklerinin yanacağını” söyledi.

Bu skandala tepki gösteren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 14 Aralık’ta suç duyurusunda bulunup Ankara Adliyesi önün bir basın açıklaması yaptı. Ancak polis bu sefer de bu basın açıklamasına katılan kadınların ailelerini aradı ve skandal yeni bir boyut kazandı.

‘POLİS, AİLELERİ TEHDİT ETTİ’

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Genel Sekreteri Fidan Ataselim, BirGün’e yaptığı açıklamada yaşananlara tepki gösterdi. Ataselim, “Ankara’da ‘intihar denileni şüpheli bırakmayacağız, kadın cinayetlerini durduracağız’ diyerek gerçekleştirdiğimiz 25 Kasım basın açıklamamıza katılan üyelerimizin aileleri polis tarafından aranıp tehdit edildi. Bizim bilebildiğimiz 13 üyemizin ailesi, dolandırıcı gibi Merve adında polis olduğunu söyleyen biri tarafından arandı. Platformumuzun çalışmalarına katılmayı suç gibi lanse ederek kızlarını uyarmalarını aksi takdirde iş bulamayacaklarını, emekliliklerinin yanacağını, başka şeyler yapacaklarını söylemişler. 18 yaşını doldurmuş her biri reşit olan kadın cinayetlerini durdurmak için mücadele eden kadınların bu şekilde aranması suç, kadınların derneğe üye olması, basın açıklamasına katılması ise anayasal haktır” dedi.

“Mafyatik yöntemlere başvurarak hukuksuz şekilde yapılan bu tehditlerle kadınlar sindirilmeye çalışılıyor” diyen Ataselim, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Polis önce 18 yaşını doldurmamış kız çocuklarını zorla evlendiren ailelerinin peşine düşsün, önce 6284’ü etkin uygulamadığı için öldürülen kadınların ailelerine hesap versin. Bunları yapmıyorlar. Kadınlar korunmuyor. H.K.G. kardeşimiz okula gönderilmediğinde bir polis, emniyet, İçişleri Bakanlığı böyle peşine düşmedi. Bu hukuk dışı aramalarla ilgili 9 üyemiz ve derneğimiz suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda bulunduktan sonra adliye önünde yapılan açıklamaya katılan üyelerimizin de 4’ü polis tarafından tekrar aranarak tehditlerini sürdürdüler. Hatta bu üyelerimizin 3’ü bu sebeple o gün zaten suç duyurusunda bulunmuş olmasına rağmen. Demek ki buna cüret etmelerini sağlayan bir dayanakları var.

YERLİKAYA BU İŞİN NERESİNDE?

Çetelere operasyonlar yaptığı ile övünen Ali Yerlikaya bu sürecin neresinde? Görünen o ki İstanbul valisiyken yıllarca bizimle ilgili suç aradığı yerden devam ediyor. Ve kadın arkadaşlarıma da şunu söylemek isterim. Hukuksuzluk aldı başını gidiyor farkındayız ama birlikte üstesinden gelebiliriz. Onlar bizi durduramayacak, biz onların hukuksuzluklarını durduracağız.”