Google Play Store
App Store

Hiranur Vakfı’ndaki cinsel istismar skandalında Kadir İstekli 30 yıl, baba Gümüşel 20 yıl, anne Gümüşel ise 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. BirGün yazarı Timur Soykan, “H.K.G. gibi binlerce çocuk daha var” dedi.

Karanlığın üzerini karanlıkla örttüler: Onun gibi binlerce çocuk daha var
Fotoğraf: BirGün

İlayda KAYA

Hiranur Vakfı kurucularından Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G’nin 6 yaşında evlendirilmesi ve cinsel istismara maruz bırakılmasına ilişkin davanın 7. duruşması, dün İstanbul Anadolu Adliyesi 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Gizlilik kararı nedeniyle basına kapalı gerçekleştirilen duruşmada sanık savunmalarının ardından verilen arayla gizlilik kararı kaldırıldı. Aranın ardından mahkeme heyeti, H.K.G’nin zorla evlendirildiği Kadir İstekli 30 yıl, Hiranur Vakfı’nın kurucusu ve baba Yusuf Ziya Gümüşel 20 yıl, anne Fatıma Gümüşel ise 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. Kadir İstekli ve Ziya Gümüşel’in tutukluluk halinin devamına, Anne Fatıma Gümüşel için de tutuklama ve yakalama kararı çıkarıldı.

KADINLAR BURADA

Kararın ardından kadın örgütleri bir araya gelerek adliye önünde ortak açıklama yaptı. “Tarikat cemaat düzenine son” sloganı atan kadınlar “Hiçbir çocuk yalnız büyümeyecek”, “Laiklik için kadınlar burada” dövizleri taşıdı.

SOL Feminist Hareket üyesi Esen Karaküçük, istismar davalarına verilen cezanın yetersiz olduğunu söyleyerek şunları kaydetti: “Sürekli ‘Bu tek bir dava değil’ dedik. Sonuç kötü değil ama yeterli de değil. Bu sonucu bile aldıysak kadınların mücadelesiyle aldık. Biz SOL Feminist Hareket olarak, H.K.G.’nin emsal olduğunu ve binlerce çocuğun örneği olduğu biliyoruz. Siyasal İslamcı nesil yavaş yavaş inşa edildi. Bu şekilde eğitim alanı başta olmak üzere çocukların ve kadınların yaşam haklarını etkileyen bir yapıya büründü. H.K.G. okul yüzü görmemiş bir çocuktu ve imam nikahıyla 6 yaşında evlendirilmişti. Şimdi 3-4 yaşındaki çocuklar dini eğitim görüyor. Bu bir tesadüf değil. Bu davadan aldığımız sonuç yetersiz.”

AYAĞINIZI DENK ALIN

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim de “Hiç kimse küçücük çocukların bedeni üstünde söz sahibi değildir! Bugünkü kararda bu algı yıkılmıştır, başımıza bir şey gelmez diyemeyecekler. Çocukları evlendiririz diyemeyecekler. Herkes ayağını denk alacak. Toplumdan gizlemeye çalıştılar bu mahkemeyi. Neler yaşandığını biz biliyoruz. Korkmayın çocuklar, kadınlar. Sizin hayatınızı 4 duvar arasına tıksalar da o kapıların ardında biz varız” ifadelerini kullandı.

Emek Partili Kadınlar adına konuşan Devrim Avcı da “Mağdurların yanında olmayı görev bildik. Bu dava kadın mücadelesinin örneği oldu ve böyle bir karar çıktı. Mücadelemiz devam edecek. Birlikte kadınlarla güçlüyüz” dedi. TİP’li kadınlar adına konuşan Filiz Yaprak da “Laik toplumsal düzen yeniden inşa edilene dek istismarcılarla mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.

∗∗∗

CEZA CAYDIRICI VE YETERLİ DEĞİL

Davayı başından itibaren takip eden SOL Feminist Hareket Üyesi Avukat Nuriye Alsancak, BirGün’e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Bu kısa karar, şimdi gerekçeli kararı bekleyeceğiz. Gerekçeli kararda detaylarını görebileceğiz. Suç temel olarak ‘çocuğun cinsel istismarı’ ama ağırlaştırıcı sebeplerini vs. değerlendirmelerini gerekçeli kararda görmüş olacağız ancak bu kesin karar değil. İstinaf yolu açık ama bu süreç içinde iki sanığın Kadir İstekli ve Ziya Gümüşel’in tutukluluk halinin devamına karar verildi. Anne Fatıma için de tutuklama ve yakalama kararı verildi. TCK’de çocuklara ve kadınlara yönelik suçlar için düzenlenmiş yaptırımlar yetersiz ve caydırıcı olmaktan uzaktır. Bu dosyada verilen cezada bu açıdan yeterli değildir.”

∗∗∗

OLAYIN KAHRAMANI H.K.G.

Öte yandan skandalı ortaya çıkaran BirGün yazarı Timur Soykan ise “H.K.G.’nin yaşadıklarını yaşayan binlerce çocuğun daha olduğunu” vurgulayarak şunları söyledi: “Çocuklar Tarikatlarda eğitim hakkında mahrum bırakılıyor. Çocukların okula gönderilmemesinden sorumlu olan bürokratların tespit edilmesi ve yargılanması çok büyük önem taşıyor. Bu sadece anne, baba ve sapık tarikat müridinden ibaret bir suç değildi. Bu aynı zamanda üzeri örtülen bir karanlığın bir başka karanlık tarafından üzerinin örtüldüğüyle yüzleştik biz. H.K.G iki yıl önce suç duyurusunda bulundu, savcılığa başvurdu ve ancak iki yıl sonra bu dava açılabildi. Yani iki yıl boyunca bu suçun failleri Hiranur Vakfı’nda çocukların etrafında gezdi ve faaliyetlerine devam etti. Onlar hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Haberimiz yayımlandığında da kamuoyunun baskısıyla dava açıldığında bile tarih çok öteye verilmişti ve tutuklu sanık yoktu. Kamuoyunda duyulduktan sonra tutuklamalar oldu ve hızlı bir yargı süreci işlemeye başladı. Bu aslında tarikatların Türkiye’deki dokunulmazlığına dair çarpıcı bir örnekti. H.K.G bu dönem boyunca adaletten mahrum bırakıldı ama bunu kimlerin yaptığını, neden bu davanın bu kadar uzatıldığını, neden faillerin gözaltına alınmadığını bilmiyoruz. Oysa buna neden olanların da yargılanması gerekiyor. Faillerin yakalanmasından sonra öğrendik ki sahte kemik yaşı raporu hazırlanarak yargılama sürecine müdahale edilen, karartan bir yapı ile karşı karşıyaydık.”

Timur Soykan