ABD emperyalizminin mimarlarından Kissinger öldü. Azılı bir anti komünist olan Kissinger sola karşı faşist rejimleri destekledi. ABD’nin Vietnam, Laos ve Kamboçya’daki savaş suçlarının önde gelen sorumlularındandı.

Karanlıklar Prensi 100 yaşında öldü
Fotoğraf: Depo Photos

Dış Haberler

ABD emperyalizminin “soğuk savaş” döneminde yürüttüğü saldırgan politikaların en önemli mimarlarından ve uygulayıcılarından biri olan Henry Kissinger, yaptıklarının hesabını vermeden bu dünyadan göçtü. Amerikan emperyalizminin en önemli ideologlarından olan Kissinger, 100 yaşında Connecticut’taki evinde öldü.

Batılı yetkililerin, yayın organlarının "yüzyılın diplomatı" ünvanı verdiği Kissinger, ABD çıkarları doğrultusunda 1960’larda, 70’lerde savaşların, darbelerin, askeri müdahalelerin baş sorumlularındandı ve ellerinde milyonlarca insanın kanı vardı.

EMPERYALİST İDEOLOG

Bir savaş suçlusu olan ve “komünizmle mücadele” amacıyla insan haklarını hiçe sayan kanlı faşist rejimleri destekleyen Kissinger, 1973-1977 yılları arasında, Richard Nixon ve Gerald Ford’un başkanlıkları döneminde ABD Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı. Ayrıca 1969-1975 yılları arasında Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevini de yürüttü.

Kissinger, Kamboçya’nın bombalanması ve 1970’te Vietnam'ın güneyinin işgal edilmesindeki rolüyle biliniyor. 1963-1973 yılları arasında Vietnam Savaşı’na dahil olan ABD ordusu, savaş sırasında işkence, tecavüz, toplu infaz, sivillerin öldürülmesi ve kimyasal silah kullanmak gibi pek çok savaş suçu işledi.

Kissinger’ın 1968’de Nixon’ın başkan seçilmesinin ardından söylediği “Amerika’nın düşmanı olmak tehlikeli olabilir, ama dostu olmak ölümcüldür” sözü, ülkesinin Vietnam’daki rolüne dair bir göndermeydi.

HALKLARIN KANI ELİNDE

Kamboçya, Doğu Timor ve Bangladeş’te soykırımları kolaylaştıran Kissinger, Afrika’da hızlanan iç savaşları, Güney Amerika'daki darbeleri ve ölüm mangalarını destekledi. ABD’nin Kamboçya'ya attığı misket bombaları, savaş sona erdikten onlarca yıl sonra bile sivilleri öldürmeye ve sakat bırakmaya devam etti.

Kissinger, Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği’ni ve dünya genelindeki sol, devrimci ve bağımsızlıkçı güçleri zayıflatmak için faşistlerle işbirliği yaptı. Şili’nin seçimle iş başına gelen Marksist lider Salvador Allende’yi askeri darbeyle deviren Augusto Pinochet’in kanlı rejimini ve dünyadaki pek çok baskıcı yönetimi destekledi. Şili’deki sosyalist yönetimin iktidarını pekiştirmesinin Amerika için büyük bir “tehlike” olacağına dair Nixon’ı ikna etti.

‘NOBEL SAVAŞ ÖDÜLÜ’

Nobel Barış Ödülü, 1973’te tüm bu kirli kariyerine rağmen “Vietnam Savaşı'nda ateşkes anlaşmasının imzalanmasındaki rolü” gerekçe gösterilerek Kissinger’a verildi. Kissinger ile birlikte ödül verilmesi kararlaştırılan Vietnamlı lider Le Duc Tho, “barışın henüz söz konusu olmadığı” gerekçesiyle ödülü reddetti. New York Times, Kissinger’ın ödül almasını eleştirerek “Nobel Savaş Ödülü” ifadesini kullandı. Kissinger’ın ABD dış politikasındaki rolü sonraki yıllarda da devam etti. Kurduğu Kissinger Associates adlı danışmanlık şirketi, ABD yönetimleriyle yakın çalıştı.

MÜESSES NİZAMIN ADAMIYDI

Irak Savaşı’nın en sıcak günlerinde, Başkan Yardımcısı Dick Cheney, “Henry Kissinger ile kimseyle konuşmadığım kadar konuşuyorum. Her gün yanıma uğruyor” dedi. Hillary Clinton ise Kissinger için “dostumdur ve dışişleri bakanı olarak çalıştığım günlerde güvenle danıştığım birisidir” değerlendirmesi yaptı.

Temmuz 2023’te Çin’e beklenmedik bir ziyaret yapan Kissinger, son yurtdışı ziyaretinde ülkenin lideri Başkan Xi Jinping ile görüşmüştü. Kissinger, ABD’nin Rusya ve Çin politikalarını eleştirerek Ukrayna Savaşı’nda farklı bir tutum takınmıştı.

∗∗∗

STRATEJİK ÖNEMİ NEDENİYLE TÜRKİYE’YE İLGİSİ ‘DUYGUSALDI’ 

"Amerikan Yüzyılı" idealinin ateşli bir savunucusu olan Kissinger, Türkiye’yi jeopolitik konumu nedeniyle Amerikan çıkarlarını korumada kritik bir ülke olarak gördü. Sovyetler Birliği’ne karşı Türkiye’nin stratejik konumunu kullandı. Türkiye’nin NATO içindeki rolünü güçlendirmeye çalıştı.

Türkiye’nin jeopolitik konumuna sık sık vurgu yaptı ve bunun ABD’nin küresel stratejileri açısından hayati öneme sahip olduğunu belirtti.

Kissinger, ABD dış politikasında önemli bir figür olarak, Yunanistan’a karşı Türkiye’yi tercih etti. Kissinger görev yaptığı dönemde Kıbrıs, Anti Amerikancılık ve afyon ekimi gibi üç önemli meseleyi öne çıkardı. Türkiye’nin Kıbrıs’ta askeri müdahalede bulunmasına zemin hazırladı. Kıbrıs Savaşı süresince Türkiye’nin yanında yer alması, ABD’nin genel dış politika stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.