285 maden ihalesinin iptali için yaşam savunucularının hukuk mücadelesi sürüyor. Ankara’da buluşan yaşam savunucuları, "Bu davayı kaybedeceğimizi biliyoruz, mahkemeler emir ve komuta zincirinde. Ama savaşımız sürecek." dedi.

Kaybetsek de dönmek yok

Haber Merkezi

Türkiye’nin dört bir yanında yürütülen maden faaliyetlerine karşı yaşam savunucuları her alanda mücadele yürütüyor. 285 yeni maden sahasının ihalesinin iptali için Ankara 13. İdare Mahkemesi’nde açılan davanın duruşması dün görüldü.

Duruşma öncesi yaşam savunucuları bir araya gelerek açıklama yaptı. Akbelen’de ağaç kesimine karşı mücadele yürüten bölge halkının da avukatı olan İsmail Hakkı Atal basın açıklamasını okudu. Avukat Atal şöyle dedi: “Bugün Türkiye’nin halk sağlığını yok eden bizleri koşar adım felakete doğru götüren başta sömürgeci İngiliz, Kanadalı, Amerikan altın madeni şirketleri olmak üzere bunlara karşı sesimizi yükseltmek için buradayız. Bu davayı biraz sonra kaybedeceğimizi de biliyoruz. Çünkü bağımsız yargı yok. Yeni Türkiye yüzyılında sadece emir ve komuta zincirinde hareket eden mahkemeler var. Bakanlığa karşı açılan davalarda öylesine otomatiğe bağlamışlar ki ret kararlarını, dilekçelerimizi dahi okumuyorlar."

GRİP GİBİ KANSER VAR

Bu davanın toplu maden ihalelerine karşı açılan yedinci dava olduğunu söyleyen Atal sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda Türkiye’de kıyım var. Cumhuriyet kurulduktan sonra 1923 ile 2002 arasında verilen maden ruhsatı sayısı bin 186 iken 2008 ile 2023 arasında 15 yılda verilen maden ruhsatı sayısı 386 bin. Bugün her evde grip gibi kanser var. Çünkü bu madenler başta siyanürlü altın madenleri olmak üzere toprağımızı, havamızı, suyumuzu zehirliyorlar. Türkiye koşar adım AKP iktidarında ölüme doğru gidiyor. "Davaya, Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Cerrahtepe avukatlarından Bedrettin Kalın, Fatsa Doğa ve Çevre Derneği Hukuk Komisyonu Başkanı Nur Hilal Gündüz, Bursa Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı avukat Eralp Atabek de katıldı.