HEDEP, ‘‘Seçim hesaplarına sıkışmayan, partilerle sınırlı kalmayan bir toplumsal ittifak’’ modelini yerel seçimlerde hayata geçirmeye çalışacak.

Kayyumlar ilk hedef olacak
Fotoğraf: AA

Hüseyin ŞİMŞEK

Partinin ismini, eş genel başkanlarını, tüzüğünü ve logosunu değiştiren kongreyi geride bırakan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nde (HEDEP) yerel seçim stratejisi tartışılmaya başlandı.  14-28 Mayıs seçimlerinin ardından özeleştiri sürecine giren ve ittifak ilişkilerini yeniden gözden geçireceğini bildiren HEDEP, yeni ittifak stratejisinde ilk adımı yerel seçimlerde atacak.

HEDEP’in ilk hedefinin kayyum atanan belediyelerin geri alınması olduğu kaydedildi. Kongrede belirlenen yeni Parti Meclisi’nin kısa süre içerisinde toplanarak Merkez Yürütme Kurulu’nu (MYK) belirleyeceği ve partinin yeni kurulları ile aktif çalışmaların en geç bir hafta içinde başlayacağı kaydedildi.

Kongredeki coşkunun yerel seçimlere kadar daha da büyüyeceğine inandığını bildiren HEDEP Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçiyiğit, partisinin gelecek dönem siyaseti hakkında BirGün’e konuştu. Ankara Arena Kapalı Spor Salonu’nu talep etmelerine rağmen kendilerine daha düşük kapasiteli Atatürk Spor Salonu’nun tahsis edildiğini bildiren HEDEP’li Koçyiğit, “Küçük salonda kongre yaptığımız için her kente bir kota koyduk ve seçmenlerimizin önemli bir bölümü bu kota nedeniyle kongreye gelemedi. Katılım buna rağmen çok yüksekti. Kalabalıklar salona sığmadı ve dışarısı da hınca hınç doluydu” dedi. Seçmendeki ilginin şaşırtıcı olmadığını kaydeden HEDEP Kars Milletvekili Koçyiğit, “Yeni bir dönemi ve mücadele hattını ortaya koyan, Türkiye ve Ortadoğu siyasetine yanıt olabilecek politikalar üretecek yeni partimizin yeni yönetimini belirledik ve yola çıktık” diye konuştu.

"İKİ YOLUN DA DIŞINDAYIZ"

Partisinin üçüncü yol siyaseti hakkında da bilgi veren HEDEP’li Koçyiğit, şunları anlattı:

"Türkiye’deki siyaset, ikilikler üzerine kurulu. İki kanadın siyaseti, ülke toplumunu şekillendiriyor. Biz, halkların, inançların, kadınların kurtuluşunu, özgürlüğünü ve demokratikleşmeyi sağlayacak olanın her ikisinden de geçmediğini düşünüyoruz. Bize göre toplumun en alt katmanından başlayarak örgütlenecek bir üçüncü yol mümkündür. Halkların ihtiyaç duyduğu sağlıklı siyaseti ancak bu iki yolun dışında, seçmenle temas edenler yapabilir. Üçüncü yolun programını, mücadele hattını yerel seçimlere kadar oluşturacağız. Herkese bu şekilde umut olacağız. Bu anlamı ile ne iktidarla birlikte olacağız ne de karşısında olan restorasyoncu aklı tercih edeceğiz. Tabandan itibaren seçmenleri örerek, örgütleyerek üçüncü yolumuzu topluma yayacağız.”