CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun 'genel başkanlara imza yetkisi' sözleriyle ilgili ilk kez konuştu. İkili mekanizma kuracaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Altı partinin lideri eşittir ve başkan yardımcısı olacaktır. Aynı zamanda seçimde hangi parti ne kadar oy alırsa temsili demokrasinin ruhuna uygun olarak bakanlar kurulu dağılımında bunu esas alacağız" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'ndan 'genel başkanlara imza yetkisi' tartışmasına ilişkin ilk değerlendirme

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun 'genel başkanlara imza yetkisi' sözleri gündemdeki yerini koruyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konu ile ilgili ilk kez açıklamalarda bulundu.

İsmail Küçükkaya, Halk TV’deki programında CHP Lideri'nin konuya ilişkin görüşlerini aktardı. Buna göre Kılıçdaroğlu, "Altı partinin de bu işbirliğinde olağanüstü stratejik önemi var. Yüzde 1, yüzde 3, yüzde 25, yüzde 50 diye bakamayız. Çok değerli bu çabalar" dedi.

"İki ayrı kriterimiz var" diyen Kılıçdaroğlu, "Altı partinin lideri siyasi partiler yasamıza göre her biri genel başkan olduğu için eşittir. O nedenle biz öyle bir ikili mekanizma kuracağız ki siyasi partiler kanununa göre altısı da sistemde olsun istiyoruz, başkan yardımcılığı olursa çok güzel olur. Demokratik sistem, temsili demokrasi, hangi partinin yüzde kaç oy aldığıyla da ilgilidir, ona göre şekillenir" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Altı partinin lideri eşittir ve başkan yardımcısı olacaktır. Aynı zamanda seçimde hangi parti ne kadar oy alırsa temsili demokrasinin ruhuna uygun olarak bakanlar kurulu dağılımında bunu esas alacağız. Bunları incelikli bir şekilde çalıştık."

'İMZA YETKİSİ' TARTIŞMASI

Ahmet Davutoğlu, yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun genel başkanlar doğrudan karar süreçleri içerisinde imza yetkisine sahip olacaklar" demişti.

Davutoğlu'nun sözleri AKP tarafından hedef alınmıştı. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerdeki "Yüz Yüze Türkiye Esnaf Buluşması" programında konuya ilişkin konuşmuş ve "Herkes bir aday ismi beklerken, masadan çıka çıka ülkeyi altı kişiyle yönetecekleri kararı çıktı. Kardeşlerim altı kaptan bir gemiyi batırır. Tek kaptanla bir gemi gider. İki şoför bir arabaya muhakkak kaza yaptırır. Parlamenter sisteme geçeceğiz diye çıktıkları yolda dünyada eşi benzeri olmayan bir sistem icat ettiler. Bunları seçtiği cumhurbaşkanı oyunu aldığı iki kişiden birini değil, masadaki altı kişiye karşı sorumlu olacakmış" demişti.

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu ise Davutoğlu'nun sözlerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, şunları söylemişti: "Altılı Masa içinde söz konusu başlık altında da böyle bir değerlendirme yapılmış değildir. Ama şu vardır, bahsettiğim çerçevede bir Cumhurbaşkanı Türkiye'nin büyük kökleşmiş, kronikleşmiş sorunlarıyla mücadele edecek. Bunu yaparken bizim muhtemelen 30 Ocak'ta lansmanını yapacağımız geçiş süreci yol haritası ve hazırlanmış olan hükümet programı çerçevesinde hareket edecektir. Orada Altılı Masa'nın ortak aklı devreye koyularak cumhurbaşkanının daha sağlıklı çalışmasının koşullarını hazırlamak. Evet, bu vardır. İYİ Parti bunu desteklemektedir ama bahsettiğiniz çerçevede motamot 'Cumhurbaşkanı biz dedik şunu yapacak, biz dedik bunu yapmayacak' şeklindeki bir yaklaşımı doğru bulmayız, milletimiz de doğru bulmaz."

Siyasette tartışmaya neden olan sözleriyle ilgili dün Habertürk'te konuşan Davutoğlu, "Asla vesayet altında çalışacak bir cumhurbaşkanını iş başına getirmeyiz. Güçlü cumhurbaşkanı olacak; ama şimdiki cumhurbaşkanı anlayışıyla tek başına karar veremez. Biz yaklaşık birkaç toplantıda şu temel sorunla ilgilendik; acaba genel başkanlar cumhurbaşkanı yardımcısı olsun mu diye uzun istişareler yaptık. Genel başkanların cumhurbaşkanı yardımcısı olması konusunda mutabakata vardık. yani genel başkanlar dışarıda bir yerde oturacaklar. Cumhurbaşkanına vesayet edecekler diye bir tablo yok" ifadelerini kullanmıştı.

Davutoğlu, şunları söylemişti: "Aynı masada sayın cumhurbaşkanım diye hitap ettikleri bir cumhurbaşkanına, o saygıyı gösterdikleri cumhurbaşkanına hitap edecekler. Ama onlar da cumhurbaşkanı yardımcısı olarak elini taşın altına koyacaklar. Aslında demeye çalıştığım şey şuydu. Tam tersini ifade etmiştim. Şimdi açıklığa kavuşmasına imkan sağladı bu tartışmalar. İlkesel bir şey söyledim. İlkesel olarak şu: Hepimiz sürecin içinde olacağız."