Kırılgan ama çok güçlü

Mesleğimin getirdiği en büyük sorun konserlerden eskisi gibi keyif almamak oldu. Yani “Konserden konsere koşuyorsun valla, hayat sana güzel” cümlesini en çok biz duyduk sanırım. Bizden kastım ben ve benimle aynı mesleği yapan arkadaşlarım.

Bu mesleki deformasyonun getirdiği en kötü şey elbette sürekli konser izlemekten bitap düşen ve artık konserlerden pek de keyif almayan bünye. Yani elbette keyif alıyorum, tersini iddia edemem ama artık konserlerin de arkadaşlarla buluşup selamlaşma işine dönüştüğünü itiraf etmem gerekiyor. Bir süredir konser yazmayı da bıraktım aslında. Çok yeni ve takip edilesi bir durum yoksa konser yazılarını da işlevsiz buluyorum bir manada. Sesli düşünecek olursam bu pek de manalı bulmadığım konser yazma işinin tarihe not düşme gibi bir işlevi de var, kabul ediyorum ama bence tek işe yarar tarafı da bu. Geriye dönüp baktığınızda devasa bir not defteri aslında bu durum.

Bu girizgahı yaptığıma göre yazmaya değer bulduğum bir takım konserler var demektir. Çok yakın tarih olmamakla birlikte beni inanılmaz etkileyen bir konsere gittim. Çok iyi çalışmış ve kendine güveni tam, 3 kişilik bir orkestra... Aylin Aslım’ın ‘Mavi Oda Şarkıları’ konserinden bahsediyorum.

‘Mavi Oda Şarkıları’ konser serisinin ilki için İstanbul, Kadıköy’deki The Wall’a gittik. Aylin’in bu seri için uzun zamandır fikren hazır olduğunu tahmin edebiliyorum çünkü son birkaç yıldır kişisel yolculuğunun yönünü değiştirip müzikal anlamda da başka yollara saptı. Bedenen ve ruhen de ne kadar hazır olduğunu sahneye çıkar çıkmaz anladım. Sahnesi çok sade, piyano, çello ve vokal. Sahneye sakin, kırılgan ama güçlü bir duruş hakim. Yani çok küçük bir lafla kırılabilir ama kamyon çarpsa devrilmez bir durum var ortada. Aylin’e sahnede iki şahane müzisyen eşlik ediyor: Piyanoda Dengin Ceyhan, çelloda Firuze Rustaii Önder. Böyle konserlerde sahnedeki denge çok önemli. Dengin Ceyhan tüm sahneye hakim. Sahnenin solunda hem çalıyor hem de Firuze’yle gözlerle konuşarak her durumu idare ediyor. Firuze Rustaii Önder ise o kadar sade çalıyor ki sadeliğiyle tüm müziğe temel atıyor resmen. Aylin ise kendinden çok emin; ekibe de güvendiği belli. Konserde kendi şarkılarının yanında coverlara da yer verdi Aylin. Vega ‘İz Bırakanlar Unutulmaz’, Ahmet Kaya ‘İçimde Ölen Biri Var’, Mehmet Güreli’ “Kimse Bilmez, Kargo ‘Renklerin İçinde’ bunlardan bazılarıydı. Aylin’in ‘Ah’, ‘Güldünya’, ‘4 Gün 4 Gece’, ‘Dalgalar’, ‘Ölünür De’, ‘Aşk Geri Gelir’ gibi şarkılar çello ve piyanoyla yorumlanınca kitleyi derinden etkiledi. Derinden etkiledi diyorum çünkü ben çok uzun zamandır bu kadar gözleri dolu insanı bir arada görmedim. Siz bir de o gözleri ‘Senin Gibi’ söylenirken görecektiniz. Aylin’e eşlik eden salon dolusu seyirci korosu çok etkileyiciydi. Aylin’in son albümü Zümrüdüanka girdiğini düşündüm sanatsal olgunluk döneminden bu konserle emin oldum. Hoş, o albümün üstünden de yedi yıl geçmiş bulunmakta. Mavi Oda Şarkıları’nın devamı gelecek. Aylin’in şu anda yeni şarkılar yazdığını biliyorum fakat temelinde sükûnet olan bu konseptin bir de kaydı sınırlı sayıda plak olarak basılsa ne kadar muazzam olur. Evde kendi kendime de dinlemek isterim açıkçası çünkü bu biraz ‘yalnız’ bir müzik. ‘Mavi Oda Şarkıları’nın şimdilik belli olan tarihlerini de vereyim ki kaçırmayın: 22 Şubat İstanbul The Wall, 29 Şubat İzmir Khaan Moto Garage, 26 Mart İstanbul Babylon.

cukurda-defineci-avi-540867-1.