Konyaspor deplasmanda Trabzonspor’u 4-3 yenerek, Başakşehir’in şampiyonluğunu ilan etti.

Konya’dan Trabzon’a zirve tarifesi

Da Costa ve Campi ikilisini stoperde tercih eden Hüseyin Çimşir, bu kez Hosseini’yi yedeğe çekerek bu mevkide aynı isimlerle arka arkaya maça çıkmama alışkanlığını sürdürdü. Kim oynarsa oynasın bu mevkiden çeken Trabzonspor ise, öne geçtiği maçı son on beş dakikadaki üç gol ile 4-3 kaybetti ve öndeyken kazanamama hastalığına bir kez daha yenik düştü. Bülent Korkmaz’ın ekibi şampiyonluk adayını arka arkaya oynadığı maçlarda aynı skorla mağlup ederek lig sonuna eşsiz bir tat kattı.

Sörloth fazla çapraza açılan bir pas sonucu bitmek üzere olan bir Trabzonspor kontrasını hiç beklenmedik bir aşırtma vuruşla gole dönüştürünce, fırtına erkenden öne geçti. Konyaspor bu golle Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın ardından ligin en fazla kontra atak golü yiyen takımı oldu. Halbuki maç başına bir gollük hücum katkısı dahi üretememiş ve durağan oynayan bir takım Konyaspor. Hüseyin Çimşir’in ligin en az gol atan takımına karşı öne geçince oyunu geride kabullenme ve forvetleri fazla yormayarak hata kollama planı kağıt üstünde iyi duruyordu. Buna rağmen öne geçene kadar olduğu gibi, 1-0’dan sonra da Trabzonspor rakibine şut imkanları verdi.

Ev sahibi skoru bulduktan sonra Nwakaeme’nin fazla merkeze hareketlendiğini ve Ekuban ile verkaçlarla hücum zorladığını gördük. Bunun neticesinde Sosa’nın yokluğunda hücum aklı olması beklenen Abdülkadir Ömür’ün üretkenliği düştü; ayrıca Trabzonspor sayısı giderek artan hızlı geçişlere maruz kaldı. Bireysel performanslarda da Abdülkadir Parmak ve Kamil Ahmet sırıtıyordu. Pereira’nın yerine sağ bekte başlayan Kamil Ahmet 25. dakikada Milosevic’in 18 içinde çaprazdan kaleye yüzünü dönmesine izin vermişti; devre biterken fazla merkezde yakalandı ve kanadına atılan toptan Ömer Ali’nin ortası ile Bajic’in beraberlik golü geldi. Trabzonspor, Da Costa ve Campi’nin üstüne bir üçüncü savunma oyuncusunun gününde olmamasının bedelini bir kez daha galibiyeti koruyamayarak ödedi.

Nwakaeme ikinci devreye sakatlığı nedeniyle başlamayınca Guilherme oyundaydı. Sörloth’un 56. dakikadaki penaltısı ve 61. dakikada Guilherme’nin arka direk ortasını tamamlayan Novak ile Trabzonspor çok da iyi bitirmediği bir devreden sonra kendini bir anda iki farkla önde buluverdi. 3-1’den sonra ev sahibi futbolcularda bir durgunluk ve sanki kazanmalarına rağmen şampiyon olamayacaklarının teminatını almış gibi bir tavır gözlemledim. 10-15 dakikalık bir süre boyunca yalnızca Ömür topu aldığı zaman dikine oynadı.

Oyuna Thuram’ı sokmak için adeta havayı koklayan Bülent Korkmaz bence bu dakikalarda istediği sinyali almıştı. İkinci devredeki ilk şutunu ancak 77. dakikada bulan Konyaspor, maça yedek başlayan Shengelia’nın, son 15 dakika içinde bir frikik, bir savunma arkası koşu, bir de asisti ile tabelayı 4-3’e getirdi. Yeşil beyazlılar finali yaklaşan ligin hem tepesini hem dibini etkileyen takımların başında geliyor.