Hong Kong (HK)-Macau-Zhuhai köprüsü, Başkan Xi Jinping’in de katıldığı basit bir törenle açıldı. Beni şaşırtan Xi’nin açılışa katılması. Zira yol, köprü, havaalanı gibi işler burada ufak işlerdir ve açılıştan çoğu zaman Başkan’ın haberi bile olmaz.

Köprüden ileri teknoloji geçti

Görünen o ki, Xi, Güney Çin’e köprü açılışı için gelmemiş. Shenzhen’de elektronik-ileri teknoloji firmalarıyla yaptığı toplantılarda söyledikleri, açıklamaları, yeni bir serbest ticaret bölgesi (Büyük Körfez Bölgesi) planına dair sözleri HK-Shenzen bölgesinin Çin’in ileri teknoloji üssüne dönüşeceğini gösteriyor.

Halihazırda, Shenzhen, Çin’in elektronik, ileri teknoloji ürünleri üretim merkezi durumunda. Şimdilerde, çoğu kamu yatırımı olan ileri teknoloji firmaları bir plan çerçevesinde yeniden yapılandırılıyor. Bunun en görünür örneği, dünyanın 3. büyük çip üreticisi ZTE’nin yüzde 36 hissesinin Tsinghua üniversitesi tarafından “Shenzhen Kamu Yatırımı Platformu”na devredilmesi. ZTE, Tsinghua Üniversitesinin 25-30 yıllık Ar-Ge sürecinde yarattığı birçok değerden biri ve yüzde 51 hissesi üniversite bünyesindeki Tsinghua Holdings aitti. Şimdi üniversite yüzde 15’lik bir hisseyi kontrol edecek. Diğer 12 üniversiteye ait benzer işletmelerin hisselerinin bir kısmı da aynı şekilde ilgili “Kamu Yatırımı Platformu”na devrediliyor.

Yapay ada planı
“Büyük Körfez Bölgesi” projesinde bahsedilen o körfez, köprünün üzerinde uzandığı Lingdingyang körfezi. Şimdi bu bölgede HK havaalanına komşu sayılabilecek Lantau adası yakınında 2600 hektarlık yerleşim amaçlı bir yapay ada planlanıyor. Bir ay kadar önce, sıkı çevreci anarşist ruhlu Mei’ye “Muhtemelen körfezde birbirine köprü/metro ile bağlanan yapay adalar göreceğiz. İş bu köprüyle bitmeyecek” dediğimde, “inşaat kodamanlarından komisyon mu alıyorsun” demişti. Bence, moda deyimle bir “konsept” çerçevesinde yürütülen bu “ileri teknoloji üssü” projesi bu adayla da bitmeyecek. Belki de her biri ileri teknolojinin farklı alanında uzmanlaşmış yapay adalar göreceğiz.

***

Göçmen avcısı köpekbalığı

“Tefeci”nin İngilizce karşılığı “loan shark”. Türkçeye birebir çevrildiğinde ortaya “borç veren köpekbalığı” çıkıyor. Bence çok yerinde bir tanımlama, tam da HK’da ev işlerinde çalışan Endonezyalı ve Filipinli yoksul kadınları avlayan köpekbalıkları gibi.

Zor şartlarda çalışan bu göçmen kadınların aldıkları ücret HK için çok düşük: Ortalama 5000 HK Doları (640 Dolar). Ailelerine daha fazla para göndermeleri gerektiğinde (ki sıkça olur) genellikle bu köpekbalıklarının eline düşüyorlar. Alabildikleri en fazla borç, 6 ayda geri ödenmek üzere ve yüzde 125 faizle 4000 HK Doları. Borca karşılık olarak pasaportlarını rehin veriyorlar. Geçenlerde polis bu köpekbalıklarından birini yakaladı. Zulasında 850 göçmen kadının pasaportu çıktı.

Bu adamlar yasa dışı çalıştıkları için hapis (10 yıl) ve para cezasına (5 milyon HK Doları) ek olarak, kaynağını açıklayamadıkları paralarına da el konur. Bu para çoğunlukla Çin’den HK’a gelen kara para. O para HK’a geldiği sürece, bir köpekbalığı gider diğeri gelir…

***

Deprem, İslamcılar, eşcinseller

Malezyalı devrik politikacı Zahid Hamidi (devrik İslamcı başbakan Najib Razak’ın yardımcısı. Yani evinden milyonlarca Dolar-Euro çıkan alnı secde görmüş hırsızın), Endonezya’da çok sayıda can kaybına neden olan deprem ve tsunamiyi (28 Eylül) eşcinsellere bağladı. “Deprem bölgesinde (Palu) binden fazla eşcinsel olduğu söyleniyor. Sonunda bütün bölge harap oldu. Bu Allah’ın verdiği bir ceza” dedi. Hak ettiği cevabı Hong Kong LGBTİ’den aldı: “Kariyerini bir doğal felaket veya eşcinseller bitirmedi. Hırsızlıktan tutuklusun”. Birkaç hafta önce, bu ilkel adam hakkında 26 milyon dolarlık bir yolsuzluk davasında 45 suçlama yapıldı.

Oysa eşcinsel ilişkilerin dünyanın her yerinde İslamcılar arasında çok yaygın olduğu ifşa olan vukuatlardan bile görülebiliyor. Üstelik bu ilişkilerin çoğu rızaya dayalı ilişki değil şeyh, mürşit vs iddiasındaki “yüce iman sahipleri”nin mürşit-mürit ilişkisinde ve vakıf, dernek, yatılı kurs gibi yerlerdeki tacizleri.

***

Huawei Hindistan’da

Çin’in yükselen yıldızı patronsuz holding Huawei (yüzde 98,56 hissesi çalışanlara, 1,44’ü holding CEO’suna ait) Hindistan’da bir cep telefonu fabrikası kurmaya karar verdi. Yani Çin’in bölgede en ciddi sorun yaşadığı ülkede… Çin ile Hindistan arasında arada bir alevlenen bir sınır anlaşmazlığı var. Hindistan’da faşistlerin iktidara gelmesiyle sorun daha da büyüdü.

Bildiğim kadarıyla, Çin, bugüne kadar yurtdışında petrol-maden çıkarmak ve yol köprü, demiryolu, baraj vs gibi altyapı işlerinden başka bir yatırım yapmadı. Ülke dışında sanayi yatırımı yapmayan, üretim ve karlılığı ülkede tutup kendi halkıyla paylaşmayı ilke edinmiş Çin şimdi Hindistan’da sanayi yatırımı yapıyor… Çin’in yurtdışı yatırım politikasında bir değişikliğe gidip gitmediğini görmek için biraz beklememiz gerekiyor.

Geçenlerde okuduğum bir Çinli iktisatçı akademisyen “Ticaret savaşının getirdiği kısıtlamalardan kurtulmak için üretimimizi yurtdışına taşımayı da düşünmeliyiz” diyordu. Neden bu da olabilir ve bu konuda Huawei devasa pazar ve nispeten ucuz işgücü cenneti Hindistan’ı seçmiş olabilir.

ÇKP, gelişen ekonomik ilişkilerin siyasi sorunları yumuşatacağına ve çözümü kolaylaştıracağına inanır. Yani bu yatırımın ekonomik bir karar olmaktan öte siyasi bir karar olma ihtimali de var. Bu durumda, Hindistan’da daha fazla Çin sanayi yatırımı beklenebilir.

***


Anekdot
İktisatçı akademisyen dostum Zhou “Sizinkiler iflasın eşiğine getirdikleri, finans kapitalin yakın zamanda belki iflas açıklaması bile isteyebileceği zayıf düşmüş bir ülkeyi değil sanki en şaşalı zamanındaki Osmanlı İmparatorluğu’nu yönettiklerini sanıyorlar. Bu nasıl bir hayal âlemi? Gerçek durumun bir tek sizinkiler farkında değiller” dedi.