Kral isteyen kurbağalar
“Demokrasi zahmetli,”
demiş bazı kurbağalar;
“İyi ki Tanrı Vırak var.”
Ona çok yalvarmışlar:
“Krallık yap cumhuriyeti!”
Güm diye bi’ şey… gökten mi?!
Heyecanla saklanmışlar:
“Şimdi güçlü bi’ kral var!
Adımıza düşünür,
rahat ederiz hemen.”
Ama kraldan tıs yok.
Korkuyla sinen çok.
Silkinip yanaşmış biri. “Haber:
Düşen kütükmüş meğer!”
İnanmamış çoğu buna:
“Tepkisiz kralın teki!”
Yalvarmışlar Tanrı’ya:
“Başka kral yolla bize!
Ağzı dili olsa bari!”
Balıkçıl gelmiş, iyi mi:
Her gagada bir kurbağa!
Yandaşlar edinmiş ama.
(Can garantisi var ya!)
“Aman, kurtar!” demiş kimi
hayal ürünü Tanrı’ya.
Kızmış yandaş bir kurbağa:
“E fazla oldunuz ama!
Hep yakınma, hep yakınma!
Krallık dediniz madem,
bu belaya razı olun. Yoksa
bu gider, gelir beter.”
Baştakinin işi iş. Demiş:
“Bu inanç bana yarar.
Ötmesin karşıtlar.”
Demokrasi isteyenler
didinip duruyor;
itaat alışkanlığını
değiştirmek zor mu zor.
*
(La Fontaine’den hareketle)