Yazar ve çevirmen Mahir Ünsal Eriş'in ilk kurgudışı çalışması Babil Kulesi Kitabı: Kelime ve Kavramların Dilden Dile Yolculukları Kafka Yayınevi'nden çıktı.

Kaynak: Haber Merkezi
Mahir Ünsal Eriş, ilk kurgudışı çalışması ile okur karşısında

Yazar, çevirmen Mahir Ünsal Eriş'in yeni çalışması Babil Kulesi Kitabı: Kelime ve Kavramların Dilden Dile Yolculukları, Kafka Yayınevi'nden çıktı. 

Daha önce "Olduğu Kadar Güzeldik" ve "Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde" gibi öyküleri ile bilenen Eriş, yeni kitabında kurgudışı bir çalışma ile okuyucunun karşısına çıkıyor. 

Babil Kulesi Kitabı: Kelime ve Kavramların Dilden Dile Yolculukları kitabında dil üzerine çalışmalarını aktaran Eriş, kitabın tanıtım yazısında şu ifadelere yer verdi:

"Dil çok büyülü bir şeydir. İnsan, öğrendiği, kapısını araladığı her dille başka bir insan olur. Çünkü dil öğrenmek yalnızca zihni kelimeler ve gramer kurallarıyla doldurmaktan ibaret değildir. O insan topluluklarının içine bakmaktır; en içine bakmak. Çünkü dilden hiçbir şey saklanamaz. Bir toplumun belleğinde yer eden her şey dilde iz bırakır. Örneğin 'bağzı şeyler' dediğimde hepimiz ortak bir anıyı hatırlarız. Çünkü o anı, dilde iz bırakmıştır. Bu anıları, bunca tarihsel, toplumsal, kültürel hengameyi diller üzerinden incelemek eşsiz bir eğlencedir. En azından benim için öyledir. Dilerim sizi sıkmaz."

"BAŞKA BİR DİL BAŞKA BİR DÜŞÜNME BİÇİMİNİ GETİRİR"

2014 yılında Sait Faik Hikaye Armağanı'nı kazanan yazar, yeni çalışması hakkında sosyal medyadan yaptığı paylaşımda şunları söyledi:

“Bu kitap işte bu sevgi ve merakın bir ürünü. Belki de ürünlerinden ilki. Adını Babil Kulesi’nden almasını mazur görün lütfen. Kitab-ı Mukaddes’te insanların kibre kapılıp Tanrı’nın katına erişmek için yüksekçe bir kule inşa etmeye başladığı, Tanrı’nın ise onları cezalandırmak için o zamana kadar dilleri bir olan bu insanları dünyanın dört bir yanına dağıtarak dillerini karıştırdığı anlatılır. Kendi dil öğrenme, dillerin peşinden gitme maceramı, Tanrı’nın dillerini karıştırıp dünyaya saçtığı bu insanların hepsiyle tanışmaya çalışmak olarak gördüm hep. Bu kitabı hazırlarken de bunu gözettim. Bu nedenle ona bu adı yakıştırdım.
Başka bir dil, başka bir düşünme biçimini getirir. Bu kitapta başka düşünme kalıplarını, bizimkine uzak algılama ve ifade etme biçimlerini anlatmaya çalışırken hep Türkçe açısından düşündüm. Türkçe büyülü bir dil. Kendi dilimizi hor görmeye yatkınız biraz. Ama Asya içlerinden çıkıp 'Bin Tanrı İli' Anadolu’ya gelen dilimizin zenginliği yabana atılır cinsten değil. Belki de daha yakından bakmak lazım. Burada yapmaya çalıştığım şeylerden biri de bu.”