“Ne seninle ne de sensiz” Ankara Brüksel hattında  son durum

Nereden nereye… Üyelik müzakerelerinin “gündüz gözü havai fişeklerle kutlanmasından, kim takar AB’yi” ye bir kaç yılda geldik. Göbeğimiz AB ile bir kesilmedi elbette, üye olacak başka nice topluluk buluruz evelallah, zaten Şangay Beşlisi neyimize yetmiyor.

İşin esprisi bir yana, Ankara ve Brüksel arasında öyle veya böyle hâlâ yürümekte olan bir süreç var. Ne aşamadayız? Bakın Brüksel’den Türkiye nasıl görünüyor?

Öncelikle 15 Temmuz konusunda Türkiye sınıfta kalmış durumda. Fethullahçı yapılar Brüksel’de çok kuvvetli, sürekli lobi yapıyorlar. Ankara ise derdini anlatamamış durumda. 15 Temmuz’un nasıl bir kalkışma olduğu konusunda “Eurokratlar” ve Avrupalı siyasiler Ankara’nın tezlerine pek inanmıyorlar. Zira Ankara’dan gidip dört başı mamur ne olup ne bittiğini doğru düzgün kimse anlatmamış/anlatamamış. Türkiye’de iktidar sekülerleri kendinden uzaklaştırdıkça Batı ile bağı da kopuyor. Görünen o ki, taraflar şu anda birbirini anlamaktan ve Türkiye derdini anlatabilmekten çok uzak. Taraflar tabiri caizse aynı dili konuşmuyor.

» AB Türkiye’nin bu haliyle değil AB’ye üye, anca Kuzey Kore ile ittifak kurabilecek düzeyde olduğunun farkında. Fakat AB bunun nedenini Türkiye değil Türkiye’deki iktidar olarak görüyor. İktidarın aslında tüm Türkiye’yi temsil etmediği havası Brüksel’de hâkim. Ama elbette halihazırda Türkiye’nin politik gerçeği de bu iktidar. Brüksel’de siyasilerin bir kısmı Türkiye ile AB ilişkilerinin kopmasının Türkiye’yi daha da doğuya iteceğini ve bunun iktidarın antidemokratik uygulamalar için önünü daha da açacağını düşünüyor. Tabiri caizse Türkiye AB ilişkilerinin kopması, ülkeyi tek başına kafasına estiği gibi yönetmeye çalışan ve tek kişiden oluşan iktidar mekanizması için ödül olur görüşü hâkim. İnsan hakları ve demokrasi ihlalleri konusunda Türkiye’yi sıkıştıran bir başka yapı malum aslında dünya üzerinde bulunmamakta.

» Brüksel Türkiye’yi itmek istemiyor. Peki o zaman nasıl olacak? Sanki her şey normalmiş, hiçbir şey yokmuş gibi işler devam mı edecek? E takdir edersiniz ki, bu da mümkün değil, çünkü Türkiye şu anda normal değil. İlerleme raporunda AB Türkiye’ye kırık not verdiğini söyleyecek ancak bunu kimsenin takmayacağını da herkes biliyor. Ekonomik yaptırım masada bir seçenek, ancak bu ekonomik yaptırımların iktidarın yanında halkı da yıprattığı bilinen bir gerçek, AB bu topa girmek konusunda kararsız. Çünkü dediğim gibi artık Brüksel’de iktidar Türkiye olarak, Türkiye’nin tek temsilcisi olarak görülmüyor.

Ve tabii, Suriyeliler için AB’den gelecek paralar meselesi. Malum Cumhurbaşkanı Erdoğan ara ara AB’nin söz verdiği paraları yollamadığını iddia ediyor. Brüksel ise bu açıklamaların, en hafif tabirle, doğru olmadığını söylüyor. Türkiye ile AB arasında imzalanan anlaşmaya göre, AB’nin Suriyeliler için Türkiye’ye parayı göndermesi için Türkiye’nin söz verdiği projelere başlaması gerekiyor. Yani misal, AB yardımlarıyla Hatay’da bir hastane yapılacak. Türkiye’nin bu hastanenin parasını alması için, hastane için ihaleyi yapması ve temeli atması gerekli. Brüksel milyar dolarların Türkiye’de büyük yolsuzluk kara deliğinde kaybolup gitmesini istemiyor ve parayı yollamak için Ankara’dan anlaşmanın gereklerini yerine getirmesini bekliyor.