Müzik sektörüne yıllarını vermiş kadınlar arasında giydiği kıyafet nedeniyle yargılanan da var, yok sayılmaya çalışılan da… Kadınlar, erkek egemen sektörde var olmayı rüzgâra karşı kürek çekmeye benzetiyorlar.

Notaların ardından yükselen direniş
Fotoğraf: Unsplash

Işıl ÇALIŞKAN

Cinsiyet eşitsizliği erkek egemen toplumların acı bir gerçeği. ‘Sırf kadın olduğunuz için başınıza neler geldi?’ sorusunun cevabı kuşkusuz bu coğrafyada yaşamış birçok kadında var. Müzisyen kadınlar son dönemde söyledikleri sözlerden giydikleri kıyafete kadar iktidarın hedef tahtasına konuyor. Melike Şahin, Melek Mosso, Gökçe bu isimler arasında…

Bir de sektördeki erkek şiddetine maruz kalanlar var. Fiziksel ya da psikolojik… En son şarkıcı Aybike Çelik, Yüzyüzeyken Konuşuruz’un gitaristi Can Tunaboylu’yu kendisine şiddet uygulamakla suçlamıştı. Bunlar sadece tanık olduklarımız. Peki ya duymadıklarımız?

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle müzik sektörünün kadın emekçilerine söz verdik. Dansçı Burcu Gidenoğlu, müzik yazarı Müjde Yazıcı ve Menajer Burçin Turna hem kendi yaşadıklarını hem de sektöre dair gözlemlerini aktardı.

ERKEK EGEMEN SEKTÖR

Gazeteci, Müzik Yazarı, Belgeselci Müjde Yazıcı Ergin: Hangi meslekte olursanız olun, Türkiye’de kadınsanız; kendinizi daha fazla çalışmak mecburiyetinde buluyor ve daha fazla çalışsanız dahi erkek egemen topluluklar içinde ilerlemenizin önüne “Bu şu anda kadın olduğum için başıma geldi” dediğiniz, yerleşik - patriarkal - zihniyetten doğan görünmez engeller çıkabiliyor.

20 yıldır kültür-sanat gazeteciliği, müzik yazarlığı ve 12 yıldır belgesel yönetmenliği yapan biri olarak medyada önemli pozisyonda çok az sayıda kadın yöneticiye rastladığımı söyleyebilirim. Bu bir tesadüf değil. Yaşadığım bazı kötü mesleki deneyimlerim ise beni bilinçli bir şekilde kadın hakları konusunda bir bakış açısına sahip olmaya ve herkeste olması gerektiği bilincine itti. Keşke bu konuları hiç tartışmak zorunda olmasaydık. Ama mecburuz. Birçok kadın ne kadar emek harcasa da kendine benzer kariyere sahip erkek meslektaşından daha avantajlı hissedemiyor; kadınlar fiziksel, sözel şiddet görüyor, yok sayılıyor, değersiz hissettiriliyor.

Müzik endüstrisi her zaman erkek egemen bir endüstri olmuştur ve kadın müzisyenler her dönem başarı ve tanınma konusunda önemli engellerle karşı karşıya kalıyor. Durum pek tabii ki sadece müzik endüstrisi için geçerli değil; kadınların var olduğu tüm sektörlerde kadınlar rüzgâra karşı kürek çekiyor. Şahsen ben, hiçbir noktada yalnızca cinsiyete dayalı seçimden yana değilim, esas kriterin bilgi, yetenek, vizyon, özgünlük olması gerektiğini düşünüyorum. Bu öneriler biliyorum ki işleri kolaylaştırmıyor çünkü maalesef hiç ideal bir dünyada yaşamıyoruz. Kadın mücadelesi elbette çok büyük yol aldı; yol almaya devam ediyor. Tüm dünyada kadınlar için eşitlik ve özgürlüğün tamamen sağlanması ümidiyle…

Müjde Yazıcı Ergin
Gazeteci, Müzik Yazarı, Belgeselci

ZORLUK BEDENE ODAKLANILMASI

Dansçı Burcu Gidenoğlu: Kadın dansçı olarak zorluk; ilk olarak dansçının ifade edilmek istenen olgusunun üstündeki bedene odaklanılması diyebilirim. Tabii ki dans ve sahne sanatları görsel zevklere ve görülere hitap eder. Fakat ilk öncelik güzellik ya da beden estetiğinden ya da ne kadar fit bir duruşa sahip olmasından çok, dansçının bunu beden diliyle ifade etmesidir.

Türkiye’deki birçok pop sanatçısıyla çalıştım ve bazen kostüm ya da koreografilerin uygunsuz bulunmasından dolayı sıkıntılar yaşadık. Burada hem işletmelerin hem de sanatçı ve dansçıların disiplini söz konusu. Bazen iki taraf da haklı olabiliyor. En önemli olgu dengede bir sanat ifade edebilmektir.

Dansçıların beden ve ruh yapıları bir şarkıcıdan farklıdır. Çünkü dansçılar bedenleri ile konuşurlar. Ve sahnede bulunduklarından şarkıcıları parlatma, şarkıları ifade edebilme yeteneklerine sahiptirler. Böylelikle müziği sadece duymaz, görebilirsiniz. Kadın olarak bu imajın bedenselleştirilmesinden çok ifade şeklinin göz önüne alınması sanata bakış açımızı ve toplumdaki yerimizi güçlendirecektir.

Burcu Gidenoğlu
Dansçı

VURGULU YAŞAMAK ÖNEMLİ

Sanatçı menajeri Burçin Turna: Müzik sektörünün her pozisyonundaki kadınlar tabii ki bütün sektörlerde olduğu gibi bu ataerkil yapıdan zarar görüyorlar. Bu sektördeki fark ise, sınırlar konusunun daha esnek olmasına dair yanlış bir inançtan kaynaklı. Çalışma saatleri, serbest iletişim sistemi, eğlence sektörü algısı ve benzeri durumlar etkili. Bu sektörün getirisinin bu dinamikler olduğunu kabul etmek zorundaymışçasına manipüle edildiğiniz noktada uyanmak tabii ki oldukça zor ve direnç gerektiren bir duruma dönüşüyor. Fakat artık müzik sektöründe çalışan kadınların sayısı geçmişe göre oldukça fazla olmasının yanı sıra tercih edildikleri noktalar da artmaya başladı. Sonuç olarak başarı ve dirayetin önünde tabii ki bütün psikolojik ve fiziksel şiddetler dahi gücünü kaybetmeye başlıyor. Durduğumuz yeri görmek ve bunu her zaman göstermek de gerek. Vurgulu yaşamanın önemli olduğunu düşünüyorum.

Burçin Turna
Sanatçı Menajeri