O, ünlü karikatürist Turhan Selçuk ile evliliğinde, yazarlık sınavını kendi başına kazanmak istediği için soyadsız olarak yazılmış onurlu bir kadındı. Güle güle Sevgili Füruzan Hanım, teşekkürler, alkışlar size.

Onurlu bir kadın yazar: Füruzan
Füruzan, 92 yaşındayken yaşama veda etti. (Fotoğraf: Depo Photos)

Buket UZUNER

Zamanın ruhu, ülkenin tarihi, kültürün birikimi hepsi bir araya gelmiş, 70’li yıllar Türk Edebiyatı’nda çok cesur, güçlü, haksızlıklara öfkesini saklamayan, buna rağmen neşesini kurutmamış, Türkçesi pırıl pırıl, içten, dünya edebiyatını tanıyan, gözüpek kadın yazarların sayısı artmaya, edebiyatımıza gür sesleriyle cansuyu katmaya başlamışlardı. Üst üste kitapları yayımlanıyor, ödüller alıyor, cesur röportajlar veriyor, sözlerini sakınmıyor, bekâretten anneliğe, yoksulluktan eril baskıya, tecavüzden, çocuk gelinlere kadar tabulaşmış konularda artık korkusuzca yazıyorlardı. O yıllarda yazar olmaya heveslenen ortaokullu, liseli kızlar, bu kadın yazarların varlığının ve kitaplarını okumanın ne büyük bir şans olduğunu henüz farkında değil, gençlerin hep yaptığı gibi başlarına gelen iyi şeyleri olağan sanma şuursuzluğundaydılar. Füruzan, o müthiş Türk Kadın Yazar kuşağındaki muhteşem yazarlardandı, ben de o sıralarda yazar olmayı kafasına koymuş o gençlerden biriydim. Bizim ve bizden sonraki kuşak kadın yazarların çoğu, o hepsi edebiyatımıza olağanüstü kitaplar armağan etmiş mucize kadın yazarlardan el almış, onlarda rol modeller bulmuş çok şanslı yazarlarız.

Füruzan gündeme sadece yazı işleriyle gelmek istediği halde güzelliği ve özel hayatıyla da dikkat çeken yazarlardandı. Halbuki günümüzde popüler olmanın her yolu tepe tepe kullanılırken o, ünlü karikatürist Turhan Selçuk ile evliliğinde, kocasının soyadına aklı ve emeğiyle yüklediği saygınlığı, evlilik yoluyla kullanmasının kendine sağlayacağı kolaylıklara hiç yanaşmamış, yazarlık sınavını kendi başına kazanmak istediği için soyadsız olarak yazmış, onurlu bir kadındı.

KIZ ÇOCUĞUNUN GÖZÜNDEN BAKTI

Füruzan’ın bence en önemli edebî özgünlüklerinden biri küçük kız çocuklarının gözünden kötülüğü anlatabilmesi, çocukluğun sesini ve saflığını unutmamasına karşın, kötülüğün, istismarın ve hainliğin karanlığını sert ve keskin bir dille yazabilmesindeydi. Onunla tanışınca, böyle son derece zarif, sakin ve çekingen bir insanın, yoksulluk, yalnızlık ve erkek şiddetiyle mücadele eden sert kadın öykülerini yazarken nasıl parçalanıp, kanadığını düşünerek ürpermiştim. Onun yazdıklarındaki güçlü görsel anlatım benim en sevdiğim özelliklerindendir. Zaten sinema ve tiyatroyla ilişkisi olduğunu biliyoruz, özellikle Hülya Avşar’ın oynadığı ve “Benim Sinemalarım” adlı öyküsünden kendisinin yönettiği film de beğeni toplamış, ben koşa koşa gidip izlemiştim.

Onunla en son beraber katıldığımız bir kitap fuarından dönerken aynı uçakta karşılaşmıştım. Önce kısaca selamlaşmış, ayaküstü sohbet etmiştik. Koltuklarımız yakındı, bu yüzden onun yanında oturan yolcunun, el çantasından rahatsız olup, ille başüstü dolaba kaldırmasını istediğini, bağırarak gereksiz bir gerilim yarattığını görmüştüm. Olay büyüyünce kendimi tutamamış, hiç planlamadan, “Edebiyatımızın değerli yazarına biraz saygı gösteremez misiniz, ayıp yahu!” diye bağırmaya başlamıştım. Olayı yaratan adamsa duyduklarını ya anlamayacak kadar ahmak ya da şuursuz biriydi, kabin görevlisini de azarlıyordu. O sırada son derece sessiz ve sakin oturan Füruzan bana gülümseyerek “Boşver, aldırma, yapma!” anlamında başını sallamıştı. Bu onu son görüşümmüş meğer.

GÜLE GÜLE SEVGİLİ FÜRUZAN HANIM

Füruzan’ın ilk öykülerini ne zaman okudum tam anımsamıyorum ama onun yayımlandıktan birkaç yıl sonra evimize giren ilk kitabını hiç unutmuyorum, çünkü konu hayli ailevî ve önemliydi. Füruzan annemle yaşıttı ama annemden çok daha cesurdu, buna karşılık Çamlıca Kız Lisesi’nde orta ve liseyi parasız yatılı bitiren annem onun “Parasız Yatılı” kitabını benden önce okumuş ve öyküyü sevmesine karşın kitabın adına bozulmuştu. Parasız yatılı okul sınavını dereceyle kazanmasıyla övünen annem bundan bahsederken o yıllarda “parasız yatılı”ya Arapça karşılığıyla “Leyli Meccani” dendiği için böyle kullanır, “meccani” kelimesinin “karşılıksız” anlamını tercih ederdi. Sanırım, paralı yatılı okuyan bazı varlıklı kızların şımarıklıkları ve “akran baskısı” nedeniyle “Parasız Yatılı”nın içindeki parasızlık kavramı annemi incitiyordu. Bunu hiçbir zaman itiraf etmese de Füruzan’ın kendisiyle aynı kuşaktan olmasına karşın, kitabının adını Leyli Meccani koymamasını eleştirmişti.

Şimdi belki gittikleri yerde karşılaşır ve bu konuyu artık aralarında hallederler.

Güle güle Sevgili Füruzan Hanım, teşekkürler, alkışlar size…

∗∗∗

USTA EDEBİYATÇI İÇİN TÖREN

Usta edebiyatçı Füruzan (Feruze Çerçi) için yarın 11.00’de İstanbul Yapı Kredi Kültür Sanat Loca’da anma töreni düzenlenecek. Yazar, 16 Şubat Cuma günü Nevşehir Hacıbektaş’ta son yolculuğuna uğurlanacak.