Ülkeyi karanlığa boğan tarikat ve cemaatlerin hedefindeki Kızıl Goncalar’a getirilen yayın yasağına tepkiler sürüyor. Dizi eleştirmeni Doğan, “Kurdukları sistemin ortaya çıkmasını önleme çabası bu” diyor.

Organize kötülük diziye savaş açtı
Fotoğraf: FOX TV

Işıl ÇALIŞKAN

İktidarın önünü açtığı tarikat ve cemaatlerin örgütlediği gerici kuşatmanın odağında bir süredir televizyon dizileri yer alıyor. Özellikle Fox TV’de yayınlanan ve başrollerini Özgü Namal ile Özcan Deniz’in paylaştığı Kızıl Goncalar hedef alınmış durumda. Tarikatları eleştirel bir dille işleyen diziye Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)  tarafından verilen yüzde 3 idari para, iki kez de program durdurma cezası yürürlüğe kondu. Bu sebeple dizi bu hafta izleyiciyle buluşamadı.

Cemaat ve tarikatların yayından kaldırılmasını istediği “Kızıl Goncalar”a verilen cezanın gerekçesinin  “toplumun milli ve manevi değerlerine aykırılık” olarak gösterilmesi ayrıca tartışma konusu. Diziye getirilen engelleme sinema dünyasında da “sansür” olarak değerlendiriliyor. Sinema TV Sendikası’ndan yapılan açıklamada, “RTÜK’ün cezasının ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna değinildi.

DİZİ DAHA FAZLA SES GETİRECEK

Peki, bu diziler neden hedefte? “Toplumun milli ve manevi değerlerine aykırılık” iddiasıyla verilen cezanın anlamı ne?

Dizi eleştirmeni Oya Doğan’a göre, son yıllarda “gizli oluşumları” anlatan dizi ve film projeleri tüm dünyada dikkat çekmeye başladı. Doğan, ses getiren Kızıl Goncalar dizisinin öncesinde Kızılcık Şerbeti’nin yayınlanmaya başladığını aktarıyor. “Dünya bilgi çağındayken hiçbir şey gizli kalmıyor ve gerçek açığa çıkıyor” diyen Doğan, şunları dile getiriyor: “Bu doğrudan olmazsa gerçek mutlaka başka bir surette kendini ortaya çıkarıyor. Bu suret son yıllarda dizi ve filmler… Kızıl Goncalar da Türkiye’de bu uzantının karşılığı. Aslında her şey Kızılcık Şerbeti dizisiyle başladı. Seküler ve muhafazakâr arasındaki ayrışma toplumda hem etki yarattı hem de reyting sağladı. Üstelik dizi bazı mutaassıp bireyleri rahatsız edip şikâyetler artınca RTÜK tarafından yasaklandı ve karşılığını hem toplumu birleştirme hem de reyting olarak aldı. Kızıl Goncalar bu tepkinin sonucunda doğdu. Bu yasaklanma ihtimali çok yüksek hikâyeyi izleyecek hazır bir kitle vardı ve tüm riskler göze alındı. RTÜK cezası sonrası dizi hem Türkiye’de hem de dünyada çok daha fazla ses getirecek.”

Oya Doğan

KURDUKLARI SİSTEMİN BİLİNMESİ KORKUTUYOR

Doğan, tarikat ve cemaatlerin diziye tepkisinin nedeninin kurdukları sistemin ortaya çıkmasını önlemek olduğu görüşünde. Dizi eleştirmeni Oya Doğan, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Tarikatlar ve cemaatler kurdukları kendi dünyalarında dine kendi çıkarlarını ekleyip, okumayan, bilmeyen, kaybolan insanlara bir yönetim şekli olarak sunuyorlar. Tamamen kendi uydurdukları bu sisteme de ‘dine adanmış olmak’ diyorlar. İşte bu tip dizilerle tüm yalanları ortaya çıkacak diye korkuyorlar. En büyük din düşmanının kendileri olduğu görülecek ve içlerinden birileri de ‘Kral çıplak’ diyecek diye baskı yapıyorlar. Çünkü bu sadece inancın olduğu bir örgütlenme değil. Tarikatlar kendi yarattıkları ekonomiyle, ekonomi pastasından sağlam bir pay alıyorlar. İşte Kızıl Goncalar’ın ceza almasının sebebi tam olarak bu. Kurdukları ekonomik sistemin ortaya çıkmasını önlemek.”

AYRIŞMA ARTIK REYTİNGLERE SIÇRADI

Doğan, “Her yasak, karşılığında bir tepki oluşturuyor” diyor ve sözlerini şöyle noktalıyor: “Kızıl Goncalar’ı izlemeyecek kitle bile artık bu yasakçı zihniyete dur demek için izliyor. Bunun karşılığı net olarak Kızılcık Şerbeti’nde görüldü. Kızıl Goncalar’da da aynısı olacak. Ceza sonrası döndüğünde çok yüksek bir reyting alacak. Ayrışma artık reytinglere sıçradı ve burada da kendini gösterecek” sözlerini kaydediyor.

Leipzig Üniversitesi, Dinler Araştırmaları Enstitüsü’nden araştırmacı Dr. Nil Mutluer de Doğan’a paralel değerlendirmelerde bulunuyor. Dr. Mutluer, şu saptamalarda bulunuyor: “Kızıl Goncalar dizisi, dindarlık, sekülerlik, annelik, babalık, muhafazakârlık, açık görüşlülük hallerinin gündelik hayatta siyasi kutuplaşma ve ötesindeki hallerini anlatıyor. İkili zıtlıklar içinde dindarın seküleri, sekülerin dindarı kötü ve öteki olarak konumlandırarak taraftar kazanmaya çalıştığı siyasi yaklaşımın aksine, gündelik hayatın çoğulculuğunu ve zenginliğine odaklanıyor dizinin şimdiye kadar yayınlanabilen bölümleri…” 

Dr. Mutluer’e göre, dizide hem dindarlar hem de sekülerler arasında “iyi karakterler ve kötü karakterler” var. Dr. Nil Mutluer, şunları kaydediyor: “Bu var oluş, insanın gündelik hayatta yapabileceği seçimlerin, politik duruşunun ve karşılaşmalarının halleriyle zenginleşiyor. Aynı zamanda insanın ötekine ait olarak bildiği bilginin değişkenliğini de yansıtıyor. 28 Şubatçı bir profesörün ‘türbanlılara’ olan yasakçı yaklaşımına tepkiyi, en önemli arzusu okumak olan başörtülü genç bir kadın veriyor. Ve bu tepki yasağın aslında erkek egemen zihniyetin ve erkeklerin kadınlara karşı yasağı olduğunu matematiksel bir şekilde ortaya çıkarıveriyor. Yani, modern, seküler dünyaya ait olan bilimi, matematiği, başörtülü genç kadın sahipleniyor ve kullanıyor. Dizide ‘yetmez ama evetçi’ ara karakter de seküler dünyanın sadece dindarlara karşı var olan bir kesimden fazlası olduğunun işaretlerini veriyor. Veya cemaat müessesinde yapılan hileye karşı bir cemaat üyesi dimdik duruyor ve cemaat lideri de bunu destekliyor.”

Bu anlatılanların bile kutuplaşmadan beslenen ana akım siyaseti ve onlara sırtını dayayarak büyüyen bir kısım cemaati rahatsız ettiğini belirten Dr. Mutluer, sözlerini şöyle noktalıyor: “Zira gerek iktidar, gerekse bu cemaatler saydamlık, eşitlik, adalet gibi kavramlara ancak, kendi çıkarları ve ihtiyaçları doğrultusunda ilişkilenmeyi tercih eder haldeler. Kaldı ki, bazı cemaatlerde yaşanan taciz olayları, intiharlar, cemaat yurtlarında çıkan yangınlar gibi birçok olay hâlâ hukuki adaletle sınanmış durumda da değil.”

Nil Mutluer

NE OLMUŞTU?

Kızıl Goncalar, tarikata mensup çocukların küçük yaşta evlendirilmesi, kız çocuklarının okula gönderilmemesi ve Kuran kursundaki şiddet gibi sahneler nedeniyle yandaş medya tarafından hedef gösterildi. Hatta Mil Diyanet Sen, dizinin yasaklanmasını bile istedi. Özellikle İsmailağa Cemaati, dizinin yayından kaldırılması için sosyal medya hesabından çağrı yaptı.