Ötegezegenler, büyüklüklerine ve yıldızlara olan uzaklıklarına göre sınıflandırılmakta. Keşifler Güneş sistemine benzer yıldız sistemlerinin olduğunu da gösterdi. Ötegezegenlerde yaşanabilir bölge’ durumları belirlendi.

Ötegezegenler
Fotoğraf: NASA

Gizem ÇOBAN

Evrende yalnız olmadığımızı bir çoğumuz düşünüyor. Güneş Sisteminde birçok insanın hayal ettiği gibi bir medeniyet veya canlı organizmaya rastlanmadı. Peki ya ötegezegenler? Farklı yıldız sistemlerinin çevresinde tıpkı bizimkine benzer ve dönme dolanma hareketi yapan veya herhangi bir yıldızın çevresinde olmayan gezegenler ve gök cisimleri bulunmakta. Güneş dışındaki farklı bir yıldızın çekim etkisinde kalarak dönme ve dolanma hareketi yapan gezegenleri ötegezegen olarak isimlendiriyoruz. Güneş sistemi dışında bir gezegenin olduğu ilk 1992 yılında keşfedildi ve böylece astronomi alanında yeni bir çalışma kolu da doğmuş oldu.


İlk bulunan ötegezegen

İlk bulunan Dünya büyüklüğündeki üç ötegezegenin pulsar formundaki bir ölü yıldızın yörüngesinde olması çalışmaları arttırmış ve 1995 yılında normal bir yıldızın yörüngesinde de keşif sağlanmış. İsviçreli bilim insanları Michel Mayor ve Didier Queloz (Evet, bu iki isim 2019’da Nobel aldı ve 1995 yılında zaten çalışmalarını sürdüren isimlerdi.) tarafından keşfedilen bu ötegezegene 51 Pegasi b adı verildi. Bu öncü keşiften sonra şu an günümüzde 3000 den fazla ötegezegen keşfi yapıldı. Bulunan ötegezegenler birbirinden farklı fiziksel özelliklere sahip. Bazıları çok sıcak, bazıları çok küçük, bazıları mantar gibi şekilli, bazıları siyah renkte. Örneğin bulunan en siyah gezegen yüzey özelliklerini gizleyen siyah bulutlara sahip olan HD189733b gezegeni.

Nasıl keşfedildiler?

Merak ettiğimiz sorulardan birisi de, bu ötegezegenlerin hangi yöntemlerle veya nasıl keşfedildiği. Ötegezegenlerin birbirinden farklı keşfedilme ve keşfin sağlamasının yapılmasına yönelik çeşitli yöntemler zaman içinde geliştirildi. Gezegenler yakınlarında bulunan yıldızdan aldıkları ışığı yansıtma özelliğine sahip oldukları ve bir ışık kaynağı olmadıkları için üzerine çalışmak ve araştırma yapmak oldukça zor. En bilindik yöntem doğrudan gözlem ve görüntülemedir, bu yöntem ışık miktarının az olması sebebiyle en zor yöntemlerden. Dolaylı olarak ise dikine hız, gök ölçümü, pulsar zamanlama, geçiş, kütleçekimsel mikromercekleme yöntemleri kullanılmakta. Bu yöntemlerin çoğu teorik astronominin önemli bir çalışma alanı.

Ötegezegenler, büyüklüklerine ve yıldızlara olan uzaklıklarına göre sınıflandırılmakta. Zamanla yapılan keşifler Güneş sistemine benzer yıldız sistemlerinin olduğunu da gösterdi. Ötegezegenlerde yıldızlara olan mesafesine göre ‘yaşanabilir bölge’ durumları belirlendi. Yaşanabilir olması demek su ile bağlantılı. Yıldıza yakın mesafede buharlaşma, uzak mesafede donma ihtimali olan gezegen üzerindeki suyun yaşanabilir bölge aralığında canlı formunu barındırması için gerekli alt yapısı hazırlanmış olur. Araştırmacılar ötegezegenleri araştırdıkça yeni ve farklı özellikte olanlara da rastlamaktadır. Örneğin, çift yıldız çevresinde ötegezegen keşfinden, iki yıldız arasında kalmış ve iki yıldızında kütle çekimine maruz kalmış ötegezegene kadar farklı oluşumlara rastlamıştır.

Teleskop keşifleri

Ötegezegenlerin keşfi konusunda NASA’nın Kepler Uzay Teleskobu oldukça iyi işler çıkarmıştı. 2014 yılında az önce söz ettiğim farklı gözlem yöntemleri ile 700 den fazla ötegezegen keşfetmiştir. Çalışmalarında yaklaşık dört yıl gibi bir sürede 150 binden fazla yıldızı gözlemiştir ve geçiş yöntemiyle ötegezegenleri keşfetmiştir. Keşfedilen ötegezegenlerin onaylanması ve kabul edilebilmesi için de farklı bir yöntem daha kullanılması ile varlığının sağlaması alınmakta, tek bir yöntem kullanılması durumunda yanılma payı yüksek olabilir. Falcon 9 roketi ile 2018 yılında fırlatılan TESS- Transiting Exoplanet Survey Satellite araştırmalarına devam eden önemli bir uzay teleskobu olarak görevini yapmakta. Görevi Transit yöntemi (geçiş yöntemi) ile ışık miktarındaki azalmaları tespit ederek ötegezegenlerin varlığı hakkında çıkarımlar yapmak. Bu teleskop ilk yer benzeri gezegenini keşfetti. Keşif başka ötegezegen keşif yöntemleri ile de doğrulandı. TOI 700b olarak adlandırılan yıldıza en yakın konumda dolanan gezegen tam Yer büyüklüğünde ve muhtemelen karasal. Yörüngesini 10 günde tamamlıyor.

Ötegezegenlerin keşfi için 2024 yılında ESA Plato isimli uzay teleskobunu araştırma için fırlatacak. Ötegezegenlerin keşifleri hem farklı yaşam formlarına sahip yerlerin bulunması, hem de evrenin oluşumu üzerine ipuçları verebilmesi için önem taşıyor. Gelecekteki keşifleri merakla bekliyoruz.