CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TİP Milletvekili Can Atalay dosyasının yeniden Yargıtay'a gönderilmesine tepki göstererek, "Yapılan iş düpedüz darbe girişimidir. Buna Türkiye'deki herkes direnmelidir" ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber Merkezi
Özgür Özel'den 'Can Atalay' kararına tepki: Düpedüz darbedir!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün Sosyal Demokrasi Derneği'ni (SODEV) ziyaret etti.

Özgür Özel, ziyaretinin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesince ikinci kez verilen ihlal kararını değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bunun yerel mahkemece alınan karara ilişkin olmadığı gerekçesiyle dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine göndermişti. 

Mahkemenin Can Atalay kararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özel, "Türkiye'de kimin hapise gireceğine dünya liderimiz, kimin hapisten çıkacağına dünyanın öbür liderleri karar veriyor. 'Bu can bu bedende durdukça salmam' dediği papazı bir telefonla Oval Ofise uçuran, Merkel'in bir telefonuyla Deniz Yücel'i bırakan birisi bugün dünya liderlerinden birinden telefon gelse Can Atalay'ı bırakır. Ama Türkiye'nin buna ihtiyacı yok, Türkiye'nin hukukun uygulanmasına ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.

"Yapılan iş düpedüz darbe girişimidir" diyen Özel, şunları söyledi: "Hatay halkına 'Sen milletvekili seçemezsin, son kararı ben veririm' diyorlar. Bu, bir darbedir. TBMM'ye 'Siz milletvekilimizi yemine çağramazsınız, son kararı ben veririm' diyorlar. Bu, bir darbedir. Meclis Başkanı'na 'Sen benim kararımı okutacaksın' diye ayar veriyorlar ve hepimize birden 'Anayasanın hükmü yok, bu ülkeyi yönetenin kendi kafasına göre bir anayasası var' diyorlar. Buna Türkiye'deki herkes direnmelidir."

"ASGARİ ÜCRETTE BÜYÜK BİR KANDIRMACA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

Özel, asgari ücretin 17 bin 2 lira olarak belirlenmesine ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi:

“Asgari ücretin kaç lira olduğundan çok bugün neyi satın aldığı ve seneye neyi satın alacağı ile ilgilenmek lazım. Büyük bir kandırmaca ile karşı karşıyayız. Verilen zam son 6 aydaki enflasyonu telafi eden bir zamdır. Önümüzdeki 1 yıllık enflasyon ve hayat pahalılığı ne olacak? Bugün belirlenen asgari ücretin yanında, mutlaka en az 3 ayda bir asgari ücretin belirleneceğinin taahhüdünün verilmesi gerekir. Çünkü inanılmaz bir hayat pahalılığı var. Hiçbir mal ve hizmet 1 ay önce satın alındığı fiyata satın alınamıyor. Her gün asgari ücret erimeye devam edecek. Bunlar ‘6 ay sonra bile zam yapmayacağız, 1 sene bu asgari ücret olacak’ diyorlar. 1 sene sonra bugünkü satın alınan mal, hizmet, doldurulan file 1 sene sonra kaç paraya dolacak? Bu kadar yüksek enflasyonun olduğu bir ülkede, asgari ücretin en az 3 ayda bir güncellenmesi lazımdır. Bu ülkenin insanlarının seviyorlarsa desinler ki ‘Bunu ilan ettik ama martta oturup enflasyon farkını bir daha vereceğiz.’ Bu yapılmadıktan sonra açıklanan rakamın hiçbir kıymeti yoktur.

Ayrıca bir sorun da gelir vergisi hesaplanırken asgari ücretin dahil edilmesidir. Bu yüzden asgari ücretin gelir vergisi hesaplanmasına dahil edildiği sistemde ücretliler, bu ay aldıkları maaşı her bir kademeyi aştıktan sonra kaybetmektedirler. Yılbaşı ile yılsonu maaşları arasında, bizi burada takip eden muhabir arkadaşlarımızdan kameraman arkadaşlarımıza kadar Türkiye’deki herkesin ödediği vergi dilimi artıp, ödeyeceği vergi artacağı için eline geçen para azalacaktır. Bu konuda da bir kez daha uyarıyoruz, derhal düzenleme yapılmalıdır.”

“KOMİSYONUN TARAFSIZLIĞINA GÖLGE DÜŞÜRDÜLER”

Özgür Özel, asgari ücret belirlenirken tarafların AKP Genel Merkezi’ne çağırılmasına ilişkin soru hakkında şunları söyledi:

“Şimdi, Asgari Ücret Tespit Komisyonu yasal bir komisyondur. Kanunun emrettiği komisyondur. Yasa ile kurulduğu için Meclis’in yani yasamanın verdiği bir görevdir bu. Yürütmenin başının, yasamanın görevlendirdiği bir komisyonu ayağına çağırması, onlarla müzakereyi bir siyasi partinin genel merkezinde sürdürmesi ve daha sonra da açıklamanın bu şekilde yapılması, o komisyonun tarafsızlığına, o komisyona TBMM’nin yüklediği işleve tamamen gölge düşürmüştür. Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan, komisyonu kendi siyasi çalışması için araçsallaştırmıştır. Komisyonu siyasetine alet etmektedir. Yaptığı iş bütün kurum ve kuralları yıprattığı gibi böyle bir kurumu da yıpratmıştır. Artık bundan sonra asgari ücret komisyonunu kimse ciddiye almaz. Çünkü bu komisyon özgürce çalışıp, kendi önerisini ortaya koyup, bunu da yürütmeye karşı o masanın ortak talebi olarak söylemesi gerekirken, o yürütmenin başının emrine girmiştir. Zihniyet aynı zihniyettir. Hakim ve savcıların kura törenini yürütmenin külliyesinde yapmakla, asgari ücret komisyonunu AK Parti’ye çağırmak. Hepsi aynı şeydir. ‘Ben varım kurumlar yok, ben varım kurallar yok’ anlayışıdır. Dünyanın bütün zengin ülkeleri kurallar ve kurumlarla yönetiliyor. Dünyanın bütün fakir halkları başlarında kurumları ve kuralları yok sayan tek adamlarca yönetiliyor.”