Partisinin Kocaeli İl Kongresi'nde açıklamalarda bulunan CHP Grup Başkanı Özgür Özel, kaybedilen seçimlere ilişkin, "Seçimin kaybından toplu iğne başı kadar kusurum varsa dünyanın en büyük özrünü örgütümüzden diliyorum" ifadesini kullandı. Partisinin kasım ayında gerçekleşecek olan kurultayına işaret eden Özel, genel başkanlık iddiasını sürdürdü: "Kalkın ayağa, bu partiyi kaldırın ayağa. Ben size inanıyorum, güveniyorum. Ben bu takımı şampiyon yaparım."

Kaynak: Haber Merkezi
Özgür Özel'den kurultay mesajı: Ben bu takımı şampiyon yaparım
Fotoğraf: AA

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, partisinin 38. Olağan Kurultayı'na işaret ederek, "Biz, 4 Kasım’da 5 Kasım’da kavga ederek, ayrışarak, kırarak dökerek değil, bu partiyi güçlendirerek, birleştirerek, gençleştirerek ve değiştirerek çıkacağız" dedi.

Partisinin Kocaeli İl Kongresi'ne katılan Özel, burada bir konuşma gerçekleştirdi. 

"Seçimin kaybından toplu iğne başı kadar kusurum varsa dünyanın en büyük özrünü örgütümüzden diliyorum" diyen Özel, siyaset yapma biçiminin değişmesi gerektiğini, parti kadrolarının tepeden tırnağa yenilenmesi gerektiğini kaydetti. 

Genel başkanlık için adaylığını yineleyen Özel, "Derseniz ki bu sürecin sonunda ‘Özgür kardeşim, sana ihtiyaç var, geç takımın başına’ ona da varım, ben bu takımı şampiyon yaparım" diye konuştu.

Özel'in açıklamaları özetle şöyle: 

"Üzülerek ifade etmeliyim ki 52’ye 48, referandumun sonucudur. Bu seçimde de seçimi ikinci tura bıraktık ama 52’ye 48 dengesini değiştiremedik.

O zaman artık bir şeyin yanlış yapıldığının, siyaset yapma biçiminin değişmesi gerektiğini, partinin tepeden tırnağa kadrolarının yenilenmesi, gençleşmesi, daha çok kadının siyasete katılması, atanmışların değil seçilmişlerin söz sahibi olması ve Cumhuriyet Halk Partisi örgütünün özneleşmesi, il ve ilçe başkanlarının siyasetin odağı olması gerekiyor.

"RAKİPLERİMİZE BENZEYEREK YÖNETME ANLAYIŞI SONUÇ VERMEDİ"

Rakiplerimize benzeyerek yönetme, rakiplerimize benzeyerek siyaset üretme anlayışının sonuç vermediğini gördük. Karşımızda dikine kesen bir siyaset var. Başının üstündeki cam tavana inanmış, yüzde 25’i zorlamayıp, sağdan, biraz daha sağdan işbirlikleriyle ittifaklarla 50 + 1’i geçme reçetesinin peşindeydik. Biz bu tarafta sosyal demokrat sol bir anlayışla yüzde 50 değildik. O dikine kesen siyasete topyekun itiraz eden, enine kesen bir siyasete, bildiğimizi yapmamıza ihtiyaç var. Kendi siyasetini yapan, rakiplere ya da müttefiklere ya da siyasi yelpazenin diğer aktörlerine göre yer ve yön tayin etmek yerine, seni var eden değerlere göre kendi yerini belirlemek gerekiyor.

"HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANMAK İSTEYEN BİR GRUP VAR"

Ancak bununla birlikte dünyadaki ve Türkiye’deki soldan gelen rüzgarı bekleyen, bugün yalnız olan, bugün sessiz olan, bugün kendini güvencesiz, korumasız ve sömürülen hisseden, işsizine, yoksuluna, güvencesizine, kaygılısına, gencine, dezavantajlı gruplarına hepsine birden sahip çıktığınızda bambaşka ve koskocaman bizim konuşabileceğimiz, bizim anlaşabileceğimiz, bizim heyecanlandırabileceğimiz bir kitle var. Ben bu değişimin önünün açılması için sayın Genel Başkanla ve siyaset arkadaşlarımla konuştum. Baktım ki hiçbir şey olmamış gibi davranmak isteyen bir grup, partinin genel yönelimine etki ediyor. Orada ayrıştım. Baktım ki yenilgilere başka tanımlamalar geliştiriliyor, orada ayrıştım. Tek başıma değildim. Partinin genç grubundan, Parti Meclisi üyelerinden, geçmişte bu görevlere talip olmuş, bu görevleri yapmış, her yaştan fikri genç, dinamik insanlardan, CHP’ye müzahir, yakın ama bir heyecan arayan en önemli güvencem sol sosyal demokrat akıl gücünden faydalanarak yepyeni bir yola çıkıyoruz.

Haziran ayının başında şunu söyledim; Kaybeden takımda santrfor oynayacağıma, şampiyon olacak takımda her mevkiye talibim.’ Derseniz ki bu sürecin sonunda ‘Özgür kardeşim, sana ihtiyaç var, geç takımın başına’ ona da varım, ben bu takımı şampiyon yaparım. Yaşadığımız 2,5 aylık süreç, genç kadrolarımız, onlara inananlar ve bizim inandığımız süreç bizi sorumluluk alma noktasına getirdi. ‘Sen de vardın.’ Doğru. Ecevit de 1957’den 1972’ye kadar 15 yıl rahmetli İnönü’nün kabinelerinde, yönetimlerinde yer aldı. Şahsım için demiyorum ama bu partiye genel başkan gelecekse, meteorla düşmeyecek, kargodan çıkmayacak, laboratuvarda üretilmeyecek, bu partinin kadrolarından, evlatlarından birisi olacak. Biz bu partinin bir evladını getirmeliyiz. Fransa’da Macron gibi partisiz bir siyasetçinin kalkıp gelip partinin başına geçmesini beklemeyeceğiz.

BU PARTİYİ GENÇLEŞTİREREK ÇIKACAĞIZ

Biz, 4 Kasım’da 5 Kasım’da kavga ederek, ayrışarak, kırarak dökerek değil, bu partiyi güçlendirerek, birleştirerek, gençleştirerek ve değiştirerek çıkacağız. Yapabilir misin? Delegemiz inanır görev verirse yapabilirim. Özgür Özel kardeşiniz olarak, bir evladınız olarak, bu partinin bir evladı olarak bana derseniz ki, ‘Özgür geç takımın başına’, ben sizinle birlikte bu takımı şampiyon yapmaya talibim. Bundan sonra seçim geceleri partinin ışıkları erken kapanmasın diye, kadın kolları halay çeksin diye, ben bu partiyi sizlerle birlikte ayağa kaldırmaya talibim. Kalkın ayağa, bu partiyi kaldırın ayağa. Ben size inanıyorum Ben size güveniyorum. Hepinizi seviyorum. Ben bu takımı şampiyon yaparım."