Sonbaharda salgın seyrinin iyi ve kötü senaryo denklemindeki en önemli değişkenlerden biri insan davranış biçimleri. “Bitti artık unutun” denilen salgın için, hatırlatma da yeni aşının kabulü de umut vaat etmiyor.

Pandeminin üçüncü sonbaharı
Fotoğraf: AA

Prof. Dr Esin DAVUTOĞLU ŞENOL

Hâlâ içinde olduğumuz, yaz sıcağında dahi servisler açıp hasta yatırdığımız, salgını artık iyice kanıksadık. Yaz boyu tüm ülkelerde hastaneleri taşırmadan sürüp giden ve sessize alınan salgın, yaşlı ve kırılganları ve aşısızları öldürmeyi sürdürdü. 2022 yılında hüküm süren varyant olan “omikron” ile dünyadaki ölümler 1 milyon eşiğini aştı. Artık testlemedeki yetersizlik ve isteksizlik nedeniyle vaka sayıları gerçeği yansıtmıyor. Bu hafta, DSÖ başkanı Dr. Tedros artık dördüncü yılına girmekte olan salgın için şöyle bir açıklama yaptı: “Vaka ve ölümlerde azalma var ancak geçen hafta dünyada her 44 saniyede bir kişi öldü, pandemi sürüyor, maskenizi takın, aşınızı olun, pencereleri açın ve kalabalıklardan uzak durun.“ Yaşama tevekkül ile bakan ninem “olacak ile öleceğin önüne geçilmez” derdi. Salgın bitti temkinleri ise böylesi bir tevekkülden daha çok teslimiyet ve unutturmak amaçlı. Çünkü her defasında daha bulaşıcı hale gelen ve çevreye uyumunu artıran yeni varyantlar ile süregiden salgını kontrol altına almanın uzun zaman alacağı anlaşılıyor artık.

SOSYAL ETKİLERİ SÜRÜYOR

Salgının sonunu bizim yapacaklarımızın belirleyeceği aşamanın çoktan geçtiği ise zaten biliniyor. Salgın politik olarak bitirilmiş olsa da sosyal ve biyolojik etkileri sürüyor. ABD verileri infekte olan her 5 kişiden birinin çalışma dinamiklerine de etki edecek düzeyde “uzamış covid” bulgularından muzdarip olduğunu gösteriyor. İngiltere’ de hükümet, 2 milyon kişide yani nüfusun yüzde 3.1’inde uzamış covid bulguları olduğunu, bunun sağlık sistemine ek olarak ekonomiyi de yiyip bitireceğinden endişe ettiğini bildirdi. Değişimini sürdüren virüsün önümüzdeki zamanlarda nasıl bir varyanta evrileceği ile ilişkili belirsizlik henüz sürüyor. Salgının hangi aşamasında olduğumuzu söyleyebilmek hem virüsün evrimsel gelişimi kestirilemediği hem de salgınların çok boyutluluğu ve mevcut aşıların zamanla azalan etkisi nedeniyle güç.

SAHTE BİLİM MAHALLESİ

ABD, salgın kontrolü ile ilişkili süreçlerin yönetimindeki önemli isim Dr. Fauci “Tahmin edilebilecek tek şey tahmin yürütülemeyeceği çünkü tahminlerin tutmayacağı bir virüs ile karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz“ diyor. Şimdi başlayan sonbahar, okulların açılması, kapalı alanlarda daha çok zaman geçirmek demek. Toplumsal dinamiklere etkili olacak bu mevsimsel değişim elbette hava yolu ile bulaşan bu hastalık için bir avantaj. Bu evreden itibaren toplumdaki salgın dinamiklerine önemli etkisi olabilecek çocuklardaki aşılama ise bir türlü açılmıyor. Ama memleket, insan eliyle yaratılan felaketlerin doğal afetleri unutturacağı zamanlardan geçiyor. Mesela ben, salgın başladığından beri okumaktan yazmaktan koşuşturmaktan epeyce yorgun düşmüş bir hekim olarak Temmuz gibi hatırlatma dozumu da yaptırıp ferah zamanlara çıkacağımı umuyordum. Ama düşünen akıl ve yöntemsel bilim ile salgınla ile başedebilmem mümkün olabiliyorken, uzun namlulu silahları ile kocaman dili dışarıda pozlar veren sahte bilim mahallesinin bir militanı yaz mevsimi ile ilgili tüm umduklarımı altüst etti.

Niyetim bu yoğun ve yorgun gündemi bir süreliğine askıya alıp, kaçınılmaz olan “tasalı günler”i dayanılır kılmak için biraz dingin kalabilmekti. Ama tehlikeli ve dengesiz kişilerden biri kendi dengesiz hareketlerinden başı dönünce üzerime kusmuştu. Salgın sahte bilimcilere “Aşı Karşıtlığı“nı yeni bir alt başlık olarak açtı. Bu sahte bilimcilerin Türkiye’deki coğrafi izdüşümlerine dair yazılacak epeyce şey var ama onu başka zamana bırakalım.

GERİYE SADECE AŞI KALDI

Salgını kontrol edilebilir kılan tüm önlemler kaldırıldı. Yalnızca aşı var artık. Aşı bu salgına etki eden en önemli etken oldu. Aşılanmış kişiler özellikle hatırlatma dozunu da yaptırmış olanlar bu dalgada da hem ağır hastalık geçirmekten ve ölmekten hem de geçirilmiş hastalığın organ sistemleri üzerindeki etkisinden korundu. Üstelik mevcut aşılar virüsün burun ve boğaza tutunup çoğalmasını önleyemese de aşılananlarda virüs yükünün azalması ve hastalık süresinin kısalması bulaştırıcılığı da azaltıyor. Önümüzdeki mevsim için aşı alanında yeni bir gelişme de var. Sonbahardaki dalga beklenildiği gibi “omikron” varyantları ile olursa bu varyanta karşı daha yüksek bir etkinlik sunması beklenen “varyant aşı” olarak tanımlanan aşılar FDA tarafından Ağustos sonunda onaylandı.

Varyant aşı yanı zamanda, orijinal (Wuhan) virüsü ile birlikte Omikron BA4/BA5 varyantlarına karşı antikor sağlayan “ ikili ; bivalan” aşılar olarak biliniyor. Aralık 2021’de FDA tarafından acil kullanım için onaylanan mRNA aşıları hastalığı engelleme ve ağır infeksiyonu önleme konusunda mevcut aşılar arasındaki en etkili aşılar. Ancak, etkisinde zamana bağlı azalmanın yanı sıra yeni varyantlara karşı koruyuculuğun da azaldığı gözlenmekte. Omikron varyantlarına karşı daha yüksek bir etkinlik sunması beklenen “bivalan aşılar” bu aşamada en az iki doz mRNA aşısıyla aşılanmış kişilere rapel yani hatırlatma aşı dozu olarak öneriliyor.

Sonbaharda salgın seyrine dair iyi ve kötü senaryo denklemindeki en önemli değişkenlerden biri insan davranış biçimleri. Ama “bitti artık unutun” denilen bir salgın için, ne hatırlatma dozları ne de bu yeni varyant aşısının kabulü konusu pek umut vaat ediyor. Üstelik bilim insanlarının şehrin sokaklarında serbestçe dolaşan avcılar ile markajlandığı bir memlekette toplumsal sağlığa dair bir umuttan söz etmek dahi yersiz kalıyor.