“İnci’de profiterol n’oldu?
Emek Sineması yok oldu,
Yürünmez oldu sokaklar,
Kapılır akıntıya insanlar”

Ortaoyuncular’ın yeni oyunu Pera’daki Hayalet’in açılış şarkısından… Ses Tiyatrosu’nda oyunu izliyoruz. Oyuna dalıp mekânı unutamıyorum, bir tiyatro salonunda olduğumu hep hatırlayarak, arada tavandaki dantellere, duvarlardaki nakışlara, localara bakıyorum. Oyun çok keyifli. Ama artık haber değeri olan, oyun izlemek değil sadece, bir tiyatro salonunda olmak.

O gece Ortaoyuncular  35. yılına giriyor. Bu tiyatroda anne babasının oyunlarını izleyerek büyümüş Müjgan Ferhan Şensoy’un yönettiği Pera’daki Hayalet oyununun prömiyeri için bugünün seçilmesi, biraz da geleneğin devam edeceğini vurgulamak için.

Pera’daki Hayalet “Ünlü olmak mı kendi olmak mı önemli?” sorusu ekseninde ilerleyen, keyifli bir oyun. ‘Acıklı müzikal komedi’ olaylar ağırlıklı olarak Taksim’de geçiyor. Müjgan Ferhan Şensoy’un yazıp yönettiği ilk oyun: Pınar Ünsal, Orçun Kaptan, Müjgan Ferhan Şensoy, Derya Şensoy, İlksen Ökte, Efe Tunçer, Eser Eyüboğlu, Sertaç Akkaya, Sahra Verer, Esra Kılıç, Enes Yavuz rol alıyor.

Oyunda çocukluk arkadaşım İlksen de oynuyor. Biz lisedeyken AKM’de, Kuvayi Milliye’de oynuyordu. Sayesinde AKM’nin kulislerine girer çıkardık. Oyun çıkışlarında, AKM büyük sahneye bile çıkarırdı beni İlksen. Büyük sahnedeyiz! Karmen’in oynandığı, Ağır Roman dans tiyatrosunda Kolera Mahallesi’nin kurulduğu üstelik gerçek İmpala’nın bile sahneye konabildiği devasa sahnede… Okuldan çıkıp doğruca AKM’ye gidiyoruz. Oyun olmasa da... Maksat orada olmak. Büyük sahnede! İlksen seyirci varken de çıkıyor. İlerde de bu sahneye çıkacak.

Sonra AKM’yi karakol olarak kullanmaya başladılar. Kültürel hayatımızdan kazımak için ısrar ettikleri bu yapının cephesine boydan boya “Türk Sineması 100. Yılında” afişi astılar bu yıl bir de utanmadan… Ayıplarını, ayıp ettikleriyle perdelemeye çalışıyorlar…

Pera’daki Hayalet oyunu çıkışı İlksen, “Gel sana kulisleri gezdireyim” dedi. Ses Tiyatrosu’nun kulisleri! Masallardaki dehlizler gibi, merdivenler gizli odalara açılıyor. Ve en son, salon boşalmış, İlksen beni Ses Tiyatrosu’nun sahnesine çıkarıyor.

Bu yıl Ses Tiyatrosu’nun 120. yılı. Fuayede Ferhan Şensoy, kendisinin yazar, yönetmen ve oyuncu olarak yer almadığı oyunun ardından bir konuşma yapıyor: “Bu gece anladım ki Ses Tiyatrosu benden sonra AVM olmayacak!”

Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı’yı yazan adam söylüyor bunu. Tekellere direnmenin oyununu bu sahnede oynamış adam…

Oyun boyunca bir tiyatro mekânında olmaya şükretmemizin, o kulisleri neden bir oda değil de masalsı bir yapı olarak gördüğümün yanıtı aslında Ferhan Şensoy’un söylediği. AVM tedirginliği…

Tanzimat’tan 2011’e kadar Beyoğlu’nda 250 tiyatro kapandı, bunlara Aziz Nesin Sahnesi, Taksim Sahnesi, Muammer Karaca Tiyatrosu’nu da ekleyelim…

Sanat mekânları için güdülen yık, AVM et, devret politikası her sezon başka bir yüzsüzlük sahneliyor.

Yarın 27 Mart Dünya Tiyatro Günü. Yeri gasp edilip AVM’lere hapsedilmiş salonlarda değil, ‘tiyatro’da oyun seyretmek istiyoruz. AKM inadımız devam ediyor. Bir koltukta mekânı unutma lüksüne sahip olarak, acaba buranın da başına bir şey gelir mi diye korkmadan oyun seyretme inadımız devam ediyor. Sanat mekânlarının yerini, bilmem ne AVM’sinin zemin katı diye değil, çıkışındaki mağazalarla değil; etrafındaki kafelerle, kitapçılarla; sokağa açılan kapılarıyla hatırlamak istiyoruz.

Tiyatrolarımız Pera’da bir hayalet olup tarihe karışmasın diye, inadımız devam ediyor.