Polonya’da kısıtlı olan kürtaj yasasının daha fazla sıkılaştırılması yönünde karar alan Anayasa Mahkemesi kararına karşı yaklaşık iki haftadır süren eylemler sonuç verdi. Fakat yine de muhalifler temkinli. İki haftalık ertelemenin eylemlerin ivmesini düşürmek için bir taktik olmasından endişe ediliyor.

Polonya’da bu daha başlangıç

Doğuş Sarpkaya / Wrocław

Polonya hükümeti Anayasa Mahkemesi’nin kürtajı daha fazla kısıtlayan kararında geri adım atarak yasanın yayınlanmasını ve yürürlüğe geçmesini erteledi. İktidardaki gerici Adalet ve Hukuk (PiS) partisinin bu geri adımı Polonya’da bir zafer havası yaratmış değil. Gündeme gelen tüm gerici yasalarda gelen tepkilerle geri adım atan iktidar, bulduğu ilk fırsatta aynı yasaları gündeme getirmekten çekinmiyor.

Yorumculara göre Jarosław Kaczyński'nin süreli oynamaya karar vermiş durumda. PiS liderleri önümüzdeki iki haftada eylemcilerin coşkusunun sönümleneceğini umuyorlar. Bu taktiğin farkında olan muhalif güçler ise geçtiğimiz haftalarda yapılan eylemlerin başlangıç olduğunu ve mücadele etmeye devam etmek gerektiğini vurguluyorlar.

Polonya’da Anayasa Mahkemesi’nin kararı, halihazırda Avrupa'nın en katı olan kürtaj yasalarını daha da sıkılaştırılarak kürtaj hakkının neredeyse tümüyle yok edilmesine neden olmuştu. Mahkeme, bir fetüse ciddi ve geri döndürülemez bir doğum kusuru teşhisi konulduğunda bile kürtajın yasadışı olması gerektiğine karar vermişti.

Polonya’da iktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi (PiS), yaklaşık iki haftadır süren eylemler nedeniyle geri adım atarak Anayasa Mahkemesi’nin kararını resmî gazetede yayımlamayı erteledi. Benzer şekilde, mecliste (Sejm) yapılacak görüşmeler de pandemi önlemlerini bahane edilerek iki hafta sonraya alındı. Başbakanlığın ofisinden Michał Dworczyk, "Devam eden bir tartışma var. Diyalog için biraz zaman ayırmak ve bu durumda yeni bir pozisyon bulmak iyi olacak çünkü zor ve yüksek duygular uyandıran bir süreçteyiz" dedi.

Karar, pazartesi gününe kadar verilen süreye rağmen hala yayınlanmadı ve bu nedenle yürürlüğe girmedi. Polonya Bilimler Akademisi hukuk çalışmaları enstitüsünde araştırmacı olan Anna Wójcik, "Bu açıkça siyasi bir karar" dedi. "Kararlar gecikmeden yayımlanmalıdır. Yayınlamayı engellemek yasal bir hile. "

İKTİDAR SIKIŞMIŞ DURUMDA

Mahkemenin, bir grup sağcı milletvekilinin itirazına yanıt olarak verdiği karar, öfkeyi Hukuk ve Adalet (PiS) partisine odakladı. PiS, 2015'ten beri Polonya'yı yönetiyor ve anayasa mahkemesini destekçileriyle doldurmak da dahil olmak üzere pek çok anti demokratik icraata imza attı. Kürtaj kararı, PiS muhaliflerinin ötesinde bir öfke yarattı ve protestoların ölçeği hükümeti şaşırttı. Partinin daha aşırı kanadı anayasal kararı destekliyor, ancak anketler partinin seçmen tabanının çoğunun daha sıkı kürtaj kısıtlamalarını desteklemediğini gösteriyor, bu nedenle PiS hiyerarşisi kendisini zor bir noktada buldu.

PiS, sadece kürtaj yasağı nedeniyle değil, pandemi ile mücadele konusunda da büyük bir başarısızlığa imza attığı için köşeye sıkışmış durumda. Ekim ayında COVİD-19 enfeksiyonlarında yaşanan artış, hükümetin ikinci dalgayı hafife aldığı eleştirilerine neden olmuştu. Hastaneler arasında saatlerce dolanan ambulans hikayeleri, karantina yönetimindeki eksiklikler, eyalet pandemi kurullarının koordinasyon zaafları sürekli bir şekilde gündemdeydi. Pandeminin yarattığı olumsuz havayı dağıtmak isteyen PiS, kendi tabanını sıklaştırmak, kaybolan toplumsal desteği muhafazakâr politikalarla yeniden tesis etmek için aylardır uğraşıyordu.

PANDEMİ SIKIŞTIRDIKÇA SALDIRIYORLAR

Polonya’da gerici iktidarın kriz durumlarında sürekli bir şekilde toplumsal cinsiyet karşıtlığı kartını devreye soktuğu bilinen bir şeydi. İktiadra geldiği 2015’ten bu yana düzenli bir şekilde feminist düşünce, lgbti hakları, kadınların kazanılmış hakları ve kuir harekete karşı bütünlüklü bir karşı saldırı yürütüyordu. Kürtaj hakkına dair ilk saldırı 2017’de gündeme gelmiş, kadınların kararlı mücadelesi yasa tasarısının geri çekilmesini sağlamıştı. Bu esnada PiS ülkenin dört bir tarafında kilise tarafından da desteklenen sivil toplum kuruluşlarını işe koştu ve yapılan kürtaj hakkı, cinsel eğitim, kuir hakları karşıtı imza kampanyaları ile kamuoyu oluşturulmaya çalışıldı.

Polonya’da uzun zamandır tartışma yaratan ve muhalefetin etkisiyle sürekli rafa kaldırılan, kürtaj ve cinsel eğitim yasağı ile 18 yaşından küçük çocuklara yanında yasal velisi olması koşuluyla avlanma izni verilen yasa tasarısı geçtiğimiz nisan ayında Sejm’e geldi ve görüşüldü. Sivil projeler olarak yüz bin ve üstü imza toplanarak Sejm’e sunulan yasa teklifleri doğrudan reddedilmedi ve üzerine daha fazla çalışılması kararı alındı. Mayıs ve haziran aylarında ise ülke seçim sürecine girdi. Pandemi gölgesinde yapılan seçimlerde PiS’in adayı Andrej Duda rakibini sürekli olarak LGBTİ+ destekçisi olmakla suçlamış, bu seçim kampanyasının sonucunda da yeniden seçilmeyi başarmıştı.

Temmuz ayının sonlarına doğru ise PiS bu sefer İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme hamlesini yaptı. Polonya Adalet Bakanı Zbigniew Ziobro, İstanbul Sözleşmesinin feshi üzerine çalışmaya başlamak için Aile Bakanlığı’na resmî başvuruda bulunacağını açıkladı. PiS, 2016'da çoğunluk hükümetine sahip olduğunda, Polonya'nın sözleşmeden çekilmesi gündeme getirilmişti. Hükümetin Sivil Toplum ve Eşit Muamele Tam Yetkilisi Adam Lipuński ve Aile, Çalışma ve Sosyal Politika Bakanı Elżbieta Rafalska da dahil olmak üzere, iktidar kampını temsil eden birçok politikacı çekilmeyi destekledi. Cumhurbaşkanı Andrzej Duda da anlaşmanın maddelerini “uygulamamayı” önermişti. Şu an çekilme gerçekleşmemiş olsa da her an konunun gündeme getirilmesi bekleniyor.

BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA

Son olarak da kürtaj hakkını neredeyse tümüyle ortadan kaldırılan Anayasa Mahkemesi kararı çıktı. Bu karar ülkenin demokratik güçleri açısından bardağı taşıran son damla oldu. Tüm ülkeye yayılan kadın grevi, iki haftadır tüm ülkede büyük bir ses getirdi. PiS’in içinde eylemlere karşı farklı seslerin çıkması da dikkat çekiciydi. Başbakan Mateusz Morawiecki protestocular ve muhalefet milletvekilleri ile görüşme çağrısında bulunurken, Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, hayatı tehdit eden doğum kusurları vakalarında kürtaja izin verecek ancak Down Sendromu gibi vakalarda hamileliğin sürdürülmesini sağlayacak bir düzenleme yapılmasını önerdi.

Buna karşılık iktidarın daha saldırgan kanadı sürekli olarak eylemcileri tehdit etmeyi tercih etti. Eğitim Bakanı Przemysław Czarnek, eylemlere katılan öğretmenler hakkında soruşturma başlatacaklarını açıkladı. PiS lideri ve başbakan yardımcısı Jarosław Kaczyński, insanlara bazılarının tahrif edilmesinin ardından protestoculardan "kiliseleri savunmaları" gerektiğini söyledi. Ülkenin güçlü Katolik kilisesinin üst düzey figürleri, anayasal karar lehinde konuştu. Bunun üzerine sokak eylemlerinde provokasyon yaratmaya çalışan aşırı sağcı gruplar pek çok şehirde eylemlere saldırmaya başladı. Hükümetin desteğini de arkasına alan saldırganlarla ilgili herhangi bir yasal işlem yapılmaması da tepki çekti.

Sonuç olarak kadın grevi hem Anayasa Mahkemesi’nin kararının bir süreliğine yayımlanmamasını sağlamış durumda. Fakat ülkede bir zafer havası oluşmuş değil. PiS’in bir sonraki adım için zaman kazanmaya çalıştığını düşünen muhalifler her an yeni bir eylem dalgasını yaratabilecek bir hazırlık yapılması gerektiğini vurguluyorlar. Polonya’da iktidarın her saldırısına karşı mücadelenin devam edeceği aşikar.