Fransa’da Macron hükümeti emeklileri hedef alan reformu açıkladı. Fransız CGT Sendikası’ndan Yalçın 19 Ocak’taki greve işaret ederek “Direniş ruhu yükselecek” dedi.

Reform değil hırsızlık
Fransa'da ülkenin en büyük işçi sendikası CGT maaş artışı talebiyle greve gitti. (Fotoğraf: AA)

Yaren ÇOLAK

Emekçilerin haklarına yönelik bir diğer saldırı da Fransa’dan geldi. Fransa Başbakanı Elisabeth Borne, 10 Ocak’ta yeni emeklilik reformunu duyurdu. Emmanuel Macron hükümetinin seçim vaatlerinden biri olan işçi düşmanı bu politika kapsamında emeklik yaşı 64’e yükseltiliyor. Mevcut emekliliğe ayrılma yaşının 62 olduğu ülkede 1 Eylül’den itibaren yasal emeklilik yaşının kademeli olarak her yıl 3 ay yükseltilerek 2030’da 64’e ulaşacağını anlatan Borne, 2027’de emeklilik maaşının tamamını alabilmek için 43 yıl boyunca prim ödemiş olmak gerekeceğine işaret ederek, otomatik olarak emekliliğe ayrılış hakkı olan 67 yaşı muhafaza edeceklerine işaret etti. Yasa tasarısına karşı sendikalar 19 Ocak’ta grev yapma kararı aldı.

Fransa’daki en büyük işçi örgütlerinden CGT Metal İşçileri Federasyonu Direktörü Nail Yalçın, neo liberal Macron hükümetinin emek gaspını anlattı.

Emekçiler bu reforma neden karşı?

Sözlük anlamıyla reform iyiye doğru bir değişiklik, ileriye doğru bir adım anlamına gelir ama maalesef çalışan insanların, ücretle çalışanların çıkarlarını budamayı hedefleyen her türlü girişim, yasa tasarısı, değişiklik önerisi önümüze reform adı altında sunulmakta. Reform diye diye, halkın savunmasını elinden alıp finans kapitalin daha da semirmesine hizmet sunuyor.

Emeklilik yaşını 64’e çıkaran bir diğer deyişle, vatandaşların tam emekli maaşı alabilmesi için 2027 yılı itibarıyla 43 yıl çalışmış olması şartı getirildi.

Bir başka deyişle esas amaçları emekli haklarını uluslararası mali sermayeye devretmek.

Nail YalçınNail Yalçın

FONLARA ARALANAN KAPI

Getirilmek istenen reform sermayenin kasasına nasıl yansıyacak?

Aslında reform tasarısının gerçek sebeplerinin daha derin ve ideolojik çatışma olduğunu gösteriyor, Fransa’da uygulanmakta olan sosyal güvenlik sistemi kuruluşu, 2’nci Dünya Savaşı sonrası, Ulusal Direniş Konseyi (Conseil National de la Resistance) projesi olan sistemdir ve o dönemden beri yürürlüğe geçmiştir.

Dolayısıyla kazanılmış haklarla gelişmiş emeklilik rejimlerini ortadan kaldırmak, bireysel ve tek bir sistemle emekli maaşları düzeyini aşağıya çekmek istiyorlar.

Böylece özel emeklilik kasalarına, Blackrock, AXA, Amundi gibi uluslararası fonlara daha çok alan açmayı hesaplıyorlar.

UMUT VE DİRENİŞ KAYNAĞI

Bu süreçte sendikalar nasıl bir sınav veriyor?

2019 yılında da hükümet emeklilik yasasını değiştirme tasarısı gündeme getirmişti. Yasa tasarısına karşı birçok sendikal örgüt, halk örgütleri, sol muhalefet, avukatlar, sanatçılar, memurlar, emekçiler ve daha genel olarak bütün iş dünyası gibi değişik kesimler bir araya geldiler. Başta CGT olmak üzere hep birlikte greve soyunmuştuk. Aylar boyunca ulusal çapta protestolar, grevler, hareketler örgütledik ve mücadelemiz sonuç vererek yasaya geri adım attırdık.

Macron hükümeti, 2022 yılında tekrar seçildiğinde, yaptığı ilk hamlelerden biri emeklilik reformuyla emekçileri hedef almak oldu. Ancak emekçiler ve sendikalar geçmiş deneyimlerinden de esinlenerek mücadelelerini büyüttü.

19 Ocak’ta alınan genel grev kararı son 12 yıldır görülmeyen bir ilk. Bütün sendika ve konfederasyonlar birlik bloku oluşturdu. Bu eylemlerle gerçek bir umut kaynağı ve gerçek bir direniş ruhu yükselmesini bekliyoruz.