Kendisini “polis” olarak tanıtan şahıs, basın açıklamalarına katılan kadınları, ailelerine şikâyet etti. Kadınların suç duyurusunu inceleyen savcı ise “Aileleri dolandırıcıların aradığını” ima ederek dosyayı kapattığını açıkladı.

Resmen alay ediyorlar!
14 Aralık’ta suç duyurusunda bulunan kadınlar ardından basın açıklaması yapmıştı. (Fotoğraf: BirGün)

İsmail ARI

Kendisini “polis memuru Merve” olarak tanıtan bir kişi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü eylemlerine katılan kadınları ailelerine şikâyet etti. Kadınların suç duyurusunda bulunmasının ardından şikâyeti inceleyen savcı ise “Aramaların dolandırıcıların kullandığı yöntem ile arandığını ve delil olmadığı için dosyayı kapattığını” açıkladı.

Ülkenin birçok yerinde olduğu gibi Başkent’te de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde kadınlar sokaklara çıktı, basın açıklamaları düzenlemişti. Ancak kısa bir süre sonra Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun en az 13 kadın üyesinin ailesi, kendisini “polis memuru Merve” olarak tanıtan bir şahıs tarafından arandı. Tamamı reşit olan kadınların ailelerine, “Kızınız eyleme katıldı. Orada provokatörler var. Kızınız gözaltına alınabilir” denildi.

YETERLİ DELİL YOKMUŞ

Bu skandala tepki gösteren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 14 Aralık’ta suç duyurusunda bulunup Ankara Adliyesi önün bir basın açıklaması yaptı. Ancak bu sefer de bu basın açıklamasına katılan kadınların aileleri aranarak yine benzer şeyler söylendi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Bilim Suçları Bürosu’nda görevli savcı bir skandala imza atarak şikâyete dair “Kovuşturmaya yer yoktur” kararı vererek dosyayı kapattı. Suç duyurusundan sonra 30 Ocak’ta karar veren savcı, tüm kadınların arandığı cep telefonu numarasının Samisalissou Souleyman A. isimli yabancı uyruklu bir şahsın adına kayıtlı olduğunu, dolandırıcılık ve uyuşturucu ticareti suçlarını işleyen kişilerin yakalanmamak için bu şekilde telefon hatları aldığını anlattı. Savcı, bu olayda da benzer bir yol izlendiğini iddia ederek kamu davası açılması için yeterli delil elde edilememesi nedeniyle kovuşturmaya yer yok kararı verip dosyayı kapattı.

ŞÜPHELERİMİZ DERİNLEŞİYOR

Ancak basın açıklamalarına katılan kadınların kimliklerinin nasıl tespit edilebildiği ve ailelerinin cep telefonu numaralarına nasıl ulaşıldığı ise açıklanmadı.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Genel Sekreteri Fidan Ataselim, BirGün’e yaptığı açıklamada, “Daha önceki yaptığım açıklamada ‘Eğer İçişleri bakanlığı ile bir ilgisi yoksa soruşturma hemen kapatılmaz, terörle mücadele adına yapılan aramaların akıbeti araştırılır’ demiştim, maalesef kovuşturmaya yer yok diyerek savcılık kapattı dosyayı, itirazımızı yapacağız” dedi.

“Yapılan telefon görüşmelerinde söylenen bilgiler herkesin ulaşabileceği bilgiler değildir. Ancak bu bilgilere ulaşma yetkisi olanlar, bu bilgilerin hepsine bir arada ulaşabilir. Bize gelen yanıt sonucunda maalesef ki bunun örtük ve organize olduğuyla ilgili şüphelerimizi derinleşiyor” ifadelerini kullanan Ataselim sözlerine şöyle sürdürdü: “Eğer ki bu numara açık hat ve arayan kişi görevli bir emniyet mensubu değil ise bunu şüpheye yer olmayacak şekilde ortaya koymak mümkün. Dolandırıcı ise de açığa çıkarmak mümkün. TEM adına yapılan aramanın peşine düşülmüyorsa bu bizim adımıza daha da şüphe uyandırmaktadır. İddia ettikleri gibi ise de HTS kaydı ile o numaranın arama yapılan saatlerde ve 1 hafta içerisinde hangi noktalarda bulunduğu çok kolaylıkla tespit edilebilir, bunu açığa çıkarabilirler. Bunlarla ilgili çalışan özel müdürlükler var, şüpheli ölümlerdeki deneyimlerimizden biliyoruz.

Biz bu ülkede Kadın cinayetleri verilerini kamu kurumları tutmuyorken tutanlar, şüpheli ölümleri açığa çıkaranlarız, o yüzden bizim ve kamunun vicdanında en ufak bir şüphe kalmayacak yol ve yöntemi de söylemiş olduk. Hiç kimse bizi bir daha tehdit etmeye kalkmasın! Aklımızla dalga geçmesin! Kendi vatandaşının bu tür tüm bilgilerine ulaşabilen, para istemeden dolandırmaya kalkanı da ilk kez görüyoruz.”