Salgının yarattığı milyonerler

Amazon şirketinin deposunda pandemi dönemi çalışan işçiler.

Grace Blakeley

Credit Suisse tarafından yayınlanan yeni bir rapora göre, salgın döneminde beş milyon yeni milyonerimiz oldu. Toplam serveti 50 milyon doları aşan kişi sayısı ise dörtte bir oranında artış gösterdi. Bu artışın başlıca sebebi hisse ve emlak fiyatlarındaki artış oldu. Kişilerin gayrimenkul varlıklarının toplam değeri 418,3 trilyona ulaşmış oldu. Bu esnada dünya nüfusunun yarısından fazlası için bireysel varlık miktarı 10 bin doları dahi bulmuyor.

Yeni milyonerlerin birçoğu zengin ülkelerde. Milyonerler listesine katılanların üçte biri ABD’de. Çin’deki milyoner sayısı 200’de 1 oranına ulaştı. ABD’de ise insanların yüzde 8’i milyoner. Salgından en çok etkilenen ülkeler, nasıl en çok milyonere ev sahibi olabiliyor? Farklı yanıtlar verebiliriz fakat en önemli gerekçelerden biri, merkez bankalarının yoğun varlık alımı yapması oldu.

MERKEZ BANKA ETKİSİ

Salgın döneminde merkez bankaları küresel finans sistemine 9 trilyon dolar kadar para pompaladı. Finans krizi ve pandemi arasındaki süreçte zaten 10 trilyon dolarlık destek açıklanmıştı. Merkez bankaları dünyayı paraya boğdu ve bu para topluma yayılmaktan ziyade tepede toplanma eğilimi gösterdi.
Merkez bankalarının sundukları argümanlara göre parasal genişleme ticari bankalara kredi verecek sermayeyi sağlıyor ve piyasadaki para arzı artıyor. Diğer yandan unutmayalım ki, finans krizi öncesinde problem nakit sıkıntısı değil, kemer sıkma politikaları dolayısıyla talebin düşük seyretmesi ve piyasada yatırım fırsatları olmamasıydı.

Parasal genişlemenin piyasada belli başlı etkileri olduğunu, ama bu etkilerin hedeflediklerimizden çok farklı olduğunu er ya da geç gördük. Parasal genişleme sayesinde krediler artmamış, aksine yatırım portföylerindeki borç oranı azalmıştı. Diğer bir deyişle, parasal genişleme "paranın gitmek istediği yere" gitmişti.
Yatırımcılar merkez bankalarının arzda bulunduğu tahvillerden çıktılar; hisse, özel sektör tahvilleri ve gayrimenkul gibi yatırımlara yöneldiler. ABD özeline baktığımızda bunun sonucunu hisse senedi fiyatlarının fırlamasında görüyoruz. Diğer bir sonuç da özel sektör borçlarının tavan yapmasıyla tahvil getirilerinin artması oldu. En kötü yönetilen şirketlerin bile "nakit erişimi" öncelik konusu yapıldığı için "zombi" şirketler türedi. Bu şirketleri para kazanma gücü yoktu ve gelirleri ancak faiz ödemelerine yetiyordu. Birleşik Krallık’ta parasal genişlemenin sonuçlarını konut sektöründe görüyoruz. Fiyatlar tarihi rekorlar kırıyor.

NÜFUS KIRSALA YÖNELDİ

Pandemi tarihte eşi benzeri görülmemiş bir daralmaya sebep oldu fakat önceki daralma dönemlerinin aksine konut fiyatları artmayı sürdürdü. Ofislerin kapanması ve nüfusun kırsala yönelmesi ile kırsal kesimlerdeki gayrimenkul fiyatları yüzde 14 artış gösterdi. Şehirde ise artış yüzde 7 dolaylarında.

Dahası, faiz oranları dibi görmüşken birçok emekli, parasının tamamını bankadan çekmeye, yatırım amacıyla ikinci bir ev almaya karar verdi. Muhafazakarlar sayesinde son 10 yılda 700 bin kişi ev sahibi oldu fakat bu konut krizini daha da büyütmekten başka bir işe yaramadı.

Kira kontrollerinin ve sosyal konut projelerinin yokluğunda, genç nüfus maaşının yaklaşık üçte ikisini kiraya harcamak zorunda kalıyor. "İş yerine yakın oturma" ayrıcalığı için eşi benzeri görülmemiş bedeller ödeniyor. Bu esnada Blackstone gibi uluslararası varlık yöneticileri piyasadaki para bolluğundan istifade ediyor ve emlak alımlarına hız veriyor. Tüzel kişiliklerin gayrimenkul varlıklarının arttığını önce ABD’de, sonra İrlanda’da gördük. Şimdi ise aynı şeyi Birleşik Krallık’ta görüyoruz.

MİLYONER YARATMAK

Diğer bir deyişle kapitalist sistemin en güçlü devletleri, milyoner yaratmayı kendilerine iş edindiler. Demokratik işleyişten uzak ve hesap vermeyen merkez bankaları zenginlerin servetine servet katıyor. Unutmayalım ki, bu esnada Birleşik Krallık hazinesi sıradan insanların hastalık ödeneği almasına engel olmaya çalışıyor.

Bir yanda milyonlarca insan ölürken ya da yoksulluğa mahkum olurken, zenginlerin serveti pandemi günlerinde çarpıcı derecede arttı. Bozuk ekonomik sistemimizin en somut kanıtıyla karşı karşıyayız. Mevcut sistemin mantıksızlığını tarif etmek yetmez. İşçi sınıfı örgütlenmeli ve sorumluları hesap vermeye çağırmalı. Aksi taktirde kapitalist devletler milyonerlerin çıkarını gözetmeye devam edecek.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: Tribune Mag