Heykeltıraş Zühtü Müridoğlu adına düzenlenen 28. Ahşap Heykel Sempozyumu iki yıllık aranın ardından bu yıl yeniden sanatseverlerin karşısında. Proje yürütücüsü Metin Kar, en uzun soluklu heykel sempozyumu olduğunu vurguluyor.

Sanat disiplin ve süreklilik ister
Fotoğraf: BirGün

Deniz Burak BAYRAK

1993 yılından beri sürdürülen Uluslararası Değirmendere Zühtü Müridoğlu Ahşap Heykel Sempozyumu dün başladı. Bu yıl 28. kez düzenlenecek olan buluşma 29 Eylül’e dek sürecek. Pandemiden ötürü iki yıl gerçekleştirilemeyen etkinlik Kocaeli Gölcük’te bulunan Çınarlık Meydanı’nı bir açık hava müzesine dönüştürüyor. Ülkeye çok önemli sanat eserleri kazandıran, heykeltıraş Zühtü Müridoğlu’nun adını taşıyan sempozyum birçok açıdan dikkate değer. Yıllardır dünyanın farklı noktalarından önemli isimleri ağırlayan bu sanat şenliği genç heykeltıraşlara verdiği destekle alkışı hak ediyor. Sempozyuma İran, Meksika ve Ukrayna’dan sanatçılar da katılıyorlar. Bunca yıl çok ciddi emek gerektiren ancak zorlukları da olduğu şüphesiz sempozyumu bu yılki proje yürütücüsü Doç Dr. Metin Kar’dan dinledik.

Yaklaşık 30 yıl bir sanat sempozyumu için oldukça uzun bir süre. Bu istikrarın kaynağı nedir?

Türkiye’de bu alanda gerçekleştirilen birçok çalışmaya öncülük eden sempozyum, yerli ve yabancı sanatçıların katılımıyla geleneksel olarak düzenlenmeye devam eden en uzun soluklu sempozyum niteliği taşıyor. İlk adım, 1993 yılında Değirmendere Belediyesi’nin Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’yle yapmış olduğu işbirliğiyle atılmıştır. Prof. Dr. Meriç Hızal’ın öncülüğünde düzenlenen ilk sempozyumda beldeye özgü olan kestane ağacı uygulama malzemesi olarak seçilmiş ve bugün de aynı ağaç kullanılıyor. Sempozyum alanı ise bir açık hava heykel müzesine dönüşen Çınarlık Meydanı’dır. 17 Ağustos depremi ile birçok şey gibi yapılan çalışmalar da tahrip oldu; birçok heykel sular altında kaldı. Pandemiden dolayı iki yıl, bir dünya markası hâline gelen sempozyumu gerçekleştiremedik. Etkinliğin bunca yıl istikrarlı bir şekilde devam etmesini sağlayan, ahenkli çalışan birkaç unsur; Değirmendere halkı ve Kocaeli Üniversitesi…

KARMA HEYKEL SERGİSİ

Sempozyum kapsamında ne tür etkinlikler gerçekleştirilecek?

Değirmendere Sanat Evi’nin galerisinde kişisel ve karma heykel sergileri düzenlenecek. Bu etkinlik kapsamında Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü akademisyenlerinin işlerinden oluşan bir karma heykel sergisi olacak ve bu sempozyum sürdükçe sergiler de çeşitlenerek devam edecektir.

Sempozyum genç heykeltıraş adaylarına neler söylüyor?

Her yıl Düzenleme Kurulu’nun aldığı ve uyguladığı bir karar vardır; üniversitemiz Heykel bölümünden mezun olmuş bir genç heykeltıraşı sempozyuma dâhil ederiz. Bir tek fark var; bu öğrencimiz de diğer heykeltıraşlar gibi projelerini gönderip jüri tarafından onay almalı. Projesi onay alan genç heykeltıraşlar dünyaca ünlü, kendi alanında başarılı olmuş, usta sanatçılarla aynı ortamda deneyim yaşayarak sanatsal gelişimine katkı sağlamakta. Ayrıca belirtmeliyim ki Türkiye’deki genç heykeltıraşlar mümkün olduğunca bu gibi ulusal ve uluslararası etkinlikleri takip etmeli ve başvurular yaparak ülkemizi sanatsal yönüyle temsil etmeliler. Bu onların sanatsal anlayışının gelişmesine büyük katkı verecektir. Sanat disiplinli bir biçimde çalışmak ve süreklilik ister, bu süreklilik de başarıyı getirir.

∗∗∗

ÜLKEDE İLK HEYKEL SERGİSİNİ AÇTI

Zühtü Müridoğlu 1928 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’nden mezun olur ve Paris’e gider. 1932’de Topkapı Sarayı’nda ilk kişisel heykel sergisini açmıştır. Bu sergi, aynı zamanda Türkiye’de açılan ilk heykel sergisi olma özelliğini taşır. Yaptığı büstlerde Paris’teki hocası Gimond etkileri görülür. Heykel formunu problem hâline getirip yeni form denemeleri yapan Müridoğlu, yatay ve dikey doğrultuda ilk soyut heykelleri yapmıştır. Yaşamının son dönemlerine doğru kadın figürlerini de heykele çeviren sanatçı, bu dönemler dans eden zayıf kadın figürleri tasarladı. Müridoğlu’nu 1992’de yaşamını yitirdi.