Resim sanatının yaşayan efsanelerinden Sarkis Zabunyan, 85’inci yaşını iki yeni sergi ile kutluyor. Pera ve Dolapdere’de sergilenen iki sergi de sanatçının zamansal döngüsüne ve üretim pratiğine ışık tutuyor.

Sarkis’in zamansal döngüsü

Deniz Burak BAYRAK

Yapıtlarına baktığımızda onlarla konuştuğunu duyumsatan Sarkis Zabunyan, Dirimart’ın Dolapdere ve Pera şubelerinde eşzamanlı sergilediği işlerle güncel sergiler arasında çıtayı en yukarı taşıyan oluyor. Dolapdere’de Edward Munch’un Çığlık’ına referansla ürettiği “85 Çığlık: Munch’tan Sonra” serisi şaşırtırken “Sarkis’in Filmleri” başlıklı Pera’daki film gösterimi sanatçının üretim pratiğine ışık tutuyor.

85 Çığlık: Munch’tan Sonra başlıklı sergi, Sarkis’in Kasım 2014–Ocak 2015 tarihleri arasında ürettiği 100 Çığlık: Munch’tan Sonra başlıklı serisine dayanıyor. Sanatçının çocukluk yıllarında bir gazete parçasında karşılaştığı ve yıllardır birçok işinde yankılanan Munch’un Çığlık tablosundaki figürden yola çıkan seri, Dirimart’ın geniş salonundaki dört duvardan yatay bir düzende alanı kaplıyor. Böylece bu değerli işlerle beraber mekân da bir işe dönüşüyor. Bu arada Sarkis ilk kez böyle bir yerleştirmeyle sergileniyor. 85 adet kâğıt üzeri yağlı boya kafa figürü görünce soruyoruz: Neden 85? Çünkü Sarkis bu yıl kutlayacağı 85’inci yaşına özel otobiyografik bir işe dönüştürüyor toplamı. Böylelikle her birini Munch’tan esinle ürettiği 1 yaşına karşılık gelen ilk işten 85’inci yaşını simgeleyen son işe doğru bir döngü olduğunu anlıyorum. Ancak Munch’un çığlığını bir eser olarak birebir değil, ses ve mimiğe dikkat çekerek tekrar kâğıda döküyor. Ayrıca yağ etkisini göstermek için resme müdahale etmiyor.

Sarkis Zabunyan

TRAY AYRINTISI

İşlere bakarken 22’sinin vitraylarla aydınlatıldığını görüyoruz. Daha önceki seride olmayan bu vitraylar bu sergi için üretilmiş. Her biri Sarkis için önemli yılları karşılıyordur düşüncesi geçiyor aklımızdan. Spesifik olarak neye karşılık geldiğini ifade etmemiş sanatçı. Kim bilir? Ancak şunu söyleyebilirim ki sanatçı o “özel” yıllara vitrayın arkasındaki ışıkla zum yapıyor. Diğerlerinden az farka sahip olan resme ışıkla birlikte farklı bir boyut katıyor.

Her biri birbirine benzese de yıllar akıp geçtikçe irili ufaklı değişiklikler de bizimle birlikte sürüyor. Resimlerdeki ifadeler ve mimikler küçük değişikliklerle başkalaşıyor. Donmuş gibi görünen ifadenin arkasında hâlâ dönüşüm ve değişim olduğunu söylemek mümkün. Eserler döngü hâlinde ve temsil ettikleri yılın dışında bir canlılığa sahipler. Hatta son esere doğru gittiğinizde kapladıkları alanda zaman büyümüş bile olabilir. 

SARKİS’İN FİLMLERİ

Resim sergisiyle eş zamanlı olarak galerinin Pera şubesinde sanatçının 1997’de açılışına davet edildiği Le Fresnoy – Studio national des arts contemporains’da ürettiği 16 mm’lik 16 filme yer veriliyor. Filmler, 1960’lardan günümüze yoğun bir üretim sürecinde bulunan Sarkis’in çalışma pratiğine mercek tutuyor; ritim anının şahidi olma fırsatı tanıyor. Sulu boya, su, mum vb. ile ilişkisi, bunları kullanışına ilişkin çok şey söylüyor. Karanlık bir fotoğrafı kibrit çakarak aydınlatmak, sıvılaşmış mumu avuç içine doldurmak, elini su dolu kâseye daldırmak ve boyamak, renkli gölgeler yapmak filmlerin kısaca tarifi. Bu basit eylemler ses unsurunu da katarsak bir ritüel gibi.  Öte yandan ateş figürü çizerken sulu boya kullanışı çarpıcı bir zıtlığı örnekliyor. Sarkis’in tutkulu bir sinemasever oluşu kurgulamadaki tercih ve tavra yansıyor. İzleyici tek seferde çekilen montajsız kayıtlarda, peş peşe kurgulanmış 16 filmle, Sarkis’in özgün sinema dilini deneyimleme imkânı buluyor.

85 Çığlık: Munchtan Sonra, 15 Ekime kadar Dirimart Dolapderede, Sarkisin Filmleri sergisi ise 24 Eylüle kadar Dirimart Perada ziyaret edilebilir.