Yerel seçimler için meydanlardan inmeyen Erdoğan her zamanki gibi tutmayacağı sözler veriyor. Erdoğan önceki seçimlerde verdiği sözlerin tersine icraatlara imza attı. Bunun en net örneği ise ‘enflasyon düşecek’ söylemi oldu.

Seçim vaatleri sandıkta kalıyor
Mayıs seçimlerinde birçok bakan ve milletvekili de TOGG ile AKP propagandası yapmıştı. (Fotoğraf: AA)

Öncü DURMUŞ

Yerel seçimlere iki aydan az bir süre kaldı. Tartışmalı geçen aday başvuru sürecinin tamamlanmasıyla beraber partiler de çalışmalarını hızlandırıyor. İktidar kanadı ise daha önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de korku, tehdit ve kutuplaştırma söylemlerine başvurmaya başladı.

Saray rejiminin baskıcı politikalarının yanı sıra büyük vaatler ve mega projelerle halkın gözünü boyamak isteyen AKP iktidarı, tüm bu vaatleri ise seçim sonrasına verdiği tarihlerle geçiştiriyor.

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçimler yaklaştıkça sahalar da boy göstermesi de her seçim öncesinde olduğu gibi bu politikaların bir ayağını oluşturuyor.

Bakanlardan, milletvekillerine kadar devletin bütün kadrolarını seferber eden AKP iktidarı böylece halkın gözüken bütün sorunlarını halının altına süpürmeye çalışıyor.

Seçim çalışmaları kapsamında sahaya çıkan Erdoğan, Kayseri ve Denizli de düzenlediği mitingde ekonomiye ilişkin konuştu. Enflasyonun kademeli olarak düşeceğini iddia eden Erdoğan, 2024’ün sonunda böyle bir sorun kalmayacağı vaadini verdi. 2019 yerel seçimleri öncesi de aynı sözlerle halkın karşısına çıkan Erdoğan atadığı ileri tarihlerle halkı kandırmaya devam ediyor. Son olarak Mayıs seçimlerinde de yaşanan ‘faiz haram’ tartışmaları da bu minvalde akıllarda. Daha önce ekonomist olduğunu defalarca iddia eden Erdoğan, o dönemde de ‘Nas var’ çıkışı ile faiz artırımını savunanları neredeyse ‘Vatan haini’ ilan etmişti. Ekonominin Mayıs seçimlerinin ardından düzlüğe gireceğini de söyleyen Erdoğan’ın ise hiçbir hesabı tutmadı. Aksine faiz artışını bile kabul etmeye mecbur kalan Erdoğan’ın yönetiminde ekonomik kriz derinleşmeye devam ediyor. Kısacası Erdoğan halka sunduğu vaatlerle köprüyü geçmeye çalışıyor.

PROPAGANDA ARACI

Öte yandan ‘Türkiye Yüzyılı’ sloganı ile Mayıs seçimlerini atlatmayı başaran Erdoğan iktidarı dört elle sarıldığı mega projelerle de halkın gerçek sorunlarını gündemden uzak tutmaya çalışıyor.

Mayıs seçimleri öncesinde yerli araba, TCG Anadolu ‘uçak gemisi’ gibi mega projelerle seçim propagandası yürüten Erdoğan, oy devşirme çalışmalarını uzunca bir süre bu ikili üzerinden yürütmüştü. Öyle ki milletvekillerine verilen arabalarla sokaklar da seçim arabasına dönüştürülen TOGG’lar bir yanda seçim ikinci tura kalınca bir kez daha apar topar İstanbul’a getirilen gemi bir yandaydı. Yerel seçimler bazında da iktidarın bu taktiği aynı kaldı. Uzay’a ‘Fatmalar, Mehmetler’ gidecek diyen Erdoğan, ilk milli muharip uçak olarak bahsettiği KAAN’ı da miting meydanlarında dillendirmeye başladı.

EMEKLİ, KADIN, GENÇ

Erdoğan’ın seçim önceleri sürdürdüğü en büyük propagandalardan biri de toplumun en sorunlu kesimleri. Her seçim öncesi Erdoğan’ın ilk sözleri en başta gençler, işçiler, kadınlar ve emeklilere oluyor. Seçim sonrası ise ülkedeki sorunlardan en çok payını yine bu kesimler alıyor.

Vaatlerinde sık sık gençlere desteklerden, emeklilere ve işçilere refahtan, kadınlara eşitlikten bahseden Erdoğan iktidarı ülkedeki bütün sorunları ise öncelikle bu kesimlere yüklüyor. Kendini ‘sağlamda’ hisseden Erdoğan ilk fırsatında krizin faturasını emeğiyle geçinenlere yüklemeye, gençleri intiharların, ucuz iş gücünün niteliksiz ve gerici eğitimin kıskacına hapsetmeye, kadınları hayatın her alanından dışlamaya ve emeklilere de sefalet ücretini mahkum etmeye devam ediyor.

TUTMAYACAK KONUT VAADİ

Erdoğan’ın yanı sıra belediye başkan adayları da tutmayacakları sözler veriyor. Örneğin AKP’nin İBB Başkan Adayı Murat Kurum 650 bin konutun dönüştürüleceğini söylemişti. İBB Başkanı İmamoğlu ise bu kampanyanın 500 milyar üzerinde bir maliyeti olduğunu ve bunun da İBB’nin neredeyse beş yıllık bütçesine denk geldiğini ifade etmişti. Ankara’da ise belediye çalışanlarına getirilen zammı eleştiren AKP Adayı Turgut Altınok yönettiği Keçiören Belediyesi işçilerine daha düşük oranda zam yapmıştı.

∗∗∗

HER SEÇİMDE HAYAL SATTILAR

Ekonomiden sosyal yaşantıya, barınmadan eğitime her alanda sınıfta kalan AKP’nin seçim öncesi sunduğu ancak gerçekleşemeyen vaatlerinden bazıları ise şunlar:

Erdoğan, 14 – 28 Mayıs Genel Seçimler öncesinde işsizliği yüzde 7 seviyesine gerileteceğiz dedi fakat 2024 Şubat verilerine göre işsizlik yüzde 8.9 olarak açıklandı.

Erdoğan, 14 – 28 Mayıs öncesi cari açığı ortadan kaldıracağını söyledi ancak Strateji ve Bütçe Başkanlığı, 2023 yılı genelinde 45.2 Milyar Dolar cari açık olduğunu açıkladı.

Erdoğan, 2019’dan bu yana enflasyonun düşeceği vaadinde bulunuyor. Fakat son seçimlerde yüzde 38.2 olan enflasyon oranı, 2024’ün ilk ayında yüzde 64.86 olarak açıklandı.

Maraş merkezli 6 Şubat Depremlerinin yaraları sarılamadı. Erdoğan miting alanlarında, deprem bölgesinde 319 bin konutun bir yıl içinde teslim edileceği açıkladı, depremin birinci yılı dolmuşken yalnızca 46 bin konut teslim edilebildi.

İktidarın 2018’de açıklanan seçim beyannamesinde “öğrencilerin yurt sorunları tamamen çözülecek” ifadeleri yer aldı. 6 senelik süreçte ise barınma tam anlamı ile krize dönüştü. 2019–2024 yılları arasında 5 milyon öğrenci okulu bıraktı. İstatistiklere göre en çok okul bırakma kiraların arttığı Ankara, Antalya, İstanbul ve İzmir’de gerçekleşti.

 Erdoğan tarafından 2024 “Emekliler Yılı” olarak ifade edilirken en düşük emekli maaşı 10 bin TL olarak belirlendi. 2.5 milyondan fazla emeklinin asgari ücret ve açlık sınırının altındaki bu aylık ile geçinmeye çalıştığı tahmin ediyor.

∗∗∗

ERDOĞAN’IN HALKA ZARARI 101 MİLYAR LİRA OLDU

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, devletin ocak ayında 142 milyar liralık net borçlanmaya gittiğini ancak döviz kurundaki artıştan dolayı bu borcun 243 milyar liraya çıktığını söyledi. Başarır, “Bunun tek sebebi ve sorumlusu Erdoğan’dır. Cumhurbaşkanı’nın ocak ayında 85 milyona verdiği zarar 101 milyar lira oldu” diye konuştu.

Zararın sadece bu kadarla kalmadığını da belirten Başarır, şöyle devam etti: “Bu ucube sistemin geldiği 2018’de devletin iç borcu 561 bir milyar liraydı, bunun da sadece binde 1’i döviz borcuydu. Bugün devletin borçlarının 3’te 1’inin döviz ve altın cinsinden olduğunu görüyoruz."