Alternatif kulvarda koşan gruplarının bir huyu vardır. Gazeteciler onlara destek atıp duyurduğunda samimiyetle çok teşekkür ederler. Bana yapıldığı her seferinde çok utanarak “esas siz iyi ki varsınız” der susarım. Teşekkür edilecek esas kitle seyircidir

Seyircinin mümkün kıldığı bir konser

Sanatın pek çok dalı gibi müzik ve konser işleri de bir habitat işidir. O gruplar var olduğu ve müzik yaptığı için gazeteciler müzik yazarak, dinleyerek ve konser izleyerek geçimini sağlıyor. Gazeteciler o grupları yazdığı zaman müzikleri daha büyük kitlelere ulaşabiliyor. Fakat... Buradaki en önemli faktör dinleyici, izleyici. Geçen hafta gerçekleştirilen King Gizzard & the Lizard Wizard (KGLW) konserinde bunları biraz düşündüm. O konserin gerçekleşmesinin arkasındaki asıl kahramanlar seyirciydi, müzikseverdi.

KGLW İstanbul’da vereceği ilk konser olay olmuştu hatırlarsanız. Salon İKSV’de gerçekleştirileceği haberleri paylaşıldığı anda biletler tükendi. Adamlar mart ayında Salon’da üç konser daha verdi. Ben üçüncü gününe katıldım ve 3. günlerinde bile ateş gibi performans verdiler. Sonra bu 3 konser kimseye yetmedi ve bir de Küçükçiftlik Park’ta Gezgin Salon kapsamında bir konser ayarlandı. Bu inanılmaz bir şey. Bazı konserler organizatör ve sponsor zoruyla yapılır. Yani konser açıklanır ve seyirciler ateşin etrafına çekilmeye çalışılır. Bazı konserler ise KGLW’nin geçen haftaki konseri gibi gerçekleştirilir. Yani seyirci, organizatörü ve grubu ikna eder. Bu mükemmel bir şeydir. Konser hakkında çok uzun uzun yazmayacağım. Şunu söyleyebilirim ki grup gerçekten ateş gibi çaldı. Geçen yıllarda İstanbul’a gelen Neil Young & The Crazy Horse konserindeki grubun kendi içine kapanıp kendi kendine uzun süren sololar attığı yani jam yaptığı anlara ışınlandım sanki. King Gizzard & The Lizard Wizard gerçekten sound yaratma ve o sound ile seyirciyi etkilemekte inanılmaz başarılı. Bu konserde de kemik gibi sound elde ettiler. Gruptan önce sahne alan Wolf Alice de gayet sıkı çaldı. Onlardan önce sahne alan Amyl & The Sniffers’a mekana ulaşmaya çalışırken kaçırdım.

Bu konseri izlememize vesile olan tüm seyircilere, İstanbul Kültür Sanat Vakfı’na, yüzdeyüzmüzik’e teşekkürler. En büyük teşekkürü hak eden isim ise King Gizzard’ın yakasına yapışıp İstanbul’a bağlayan Salon İKSV direktörlerinden Deniz Kuzuoğlu. Hepinize helal olsun.

Gelelim Salon’a

Madem yazıyı Salon İKSV ile açtık bir de yeni sezondan bahsedelim isterim. Sekiz yıldır İstanbul’un kaliteli müzik hayatına yol gösteren mekanlarından olan Salon İKSV’nin yeni sezonundan bazı isimler geçenlerde açıklandı. 8 Eylül’de açılacak olan Salon’da Rhye sahne alacak ilk isim. Açılış gecesi kaçırırsanız 9 Eylül’de de onu izleme şansınız var.

Sonra 15 Eylül’de Balthazar’dan Maarten Devoldere’nin solo projesi Warhaus’u izleyeceğiz. Okkervil River ise 19 Eylül’de karşımıza çıkacak. Salon tüm sezon boyunca aralarında The Soft Moon, Sons of Kemet, Jehan Barbur, Mashrou’ Leila, La Luz ve Jakuzi ile daha birçok ismi daha ağırlayacak. İkinci albümünü hazırlayan Jakuzi kaçmaz. Sons Of Kemet hayatta kaçmaz, özellikle bu grubu not alın isterim. Salon’un biletleri satışa çıktı. Konser tarihleri için iksv.org’a bakabilirsiniz.