Ünlü astrologlara ufak hediye verelim: “2038 yılının hemen başında bilgisayar sistemlerinin bazılarında gerçekleşecek arızalar başınızı ağrıtabilir.”

‘Sistemin gelmesini bekliyorum’

Tolga Mırmırık

Günümüz sözdebilimcilerinin, özellikle de orta ve üst seviye gelire sahip beyaz yakalılara en çok hitap edenlerden olan astrologların, her sene üç ya da dört defa yaptıkları uyarıyı hatırlayanlarınız olacaktır. “Haftaya Merkür retrosu başlıyor, bu yüzden elektronik cihazlarınız sorun çıkarabilir, bilgisayarlarınızda problemler olabilir.”

Bu öngörülerinin doğrulukları da genellikle kendilerine gelen cevaplar ile onaylanır. “Evet yine muhteşem bildiniz, kullandığım ATM hata verdi ve kartımı yuttu” ya da “Ne kadar da isabetli uyardınız. Yıllardır kullandığım ofis yazılımı çalışmaz hale geldi” ve hatta “Bakın gördünüz mü, ne kadar da doğru bir şey bu kadim astroloji. Facebook, Instagram ve hatta WhatsApp tam 5 saat çalışmadı bu retro yüzünden”.

İnsanların bilişsel önyargılara yenik düşüp de bu türden uydurma sözdebilimin öne sürdüğü bir savı gerçekleşmiş olarak görmesini bir tarafa bırakırsak, bilgisayar sistemlerinde oluşan hataların bizleri de ciddi bir şekilde etkilemeye başladığını göz ardı edemeyiz. Hem de bilgisayarlar ile ilk defa yüz göz olmaya başladığımız zamanlardan bu yana…

Bir “bug” hikâyesi

Bilgisayarlar, önceleri sadece laboratuvarlarda, askeri sistemlerde ve üniversitelerde kullanılırken, üretiminin kolaylaşması, maliyetlerin ucuzlaması ve teknolojinin de gelişmesi ile, özellikle 1990’lı yıllardan sonra kullanılmadığı ve yardımcı aktör olarak görev almadığı bir iş kolu neredeyse kalmadı. Ekonomik yeterlilik ile evlerde bilgisayar bulundurma oranı da artarken 2000’li yılların başından bu yana geniş bant internetin erişilebilirliğinin sağlanması ile yazılımlar yiyeceğimiz yemekten, atacağımız adıma kadar her yerde karşımıza çıkar oldu.

Sonsuz bir enerji kaynağı olmadığı gibi, hiç hata barındırmayan bir yazılım da bilgi teknolojisi sektörü çalışanları için ulaşılması ve hatta görülmesi imkânsız tek boynuzlu at gibi. Günümüzde yaygın biçimde kullanılan “bug” kelimesi, Türkçe’de böcek anlamına gelse de dilimize olduğu gibi yerleşmiş teknik bir yazılım sektörü terimi. Daha çok yazılımlarda -ya da yazılım sistemlerinde- beklenmedik ya da istenilmeyen sonuç ya da zincirleme olarak sonuçların üretilmesini tanımlamaktadır. Türkçe’de “hata”, “yanlışlık”, “kusur” ya da “arıza” olarak da geçmektedir.

“Bug” kelimesinin ilk ortaya çıkışı uzun bir süre 1947 yılında Harvard Mark II sistemlerindeki bir panel içinde bulunan gerçek bir böceğe dayandırıldı. Hatta bu olay hala geniş çaplı olarak kelimenin ilk kullanımı olarak da kabul edilmekte. Mühendis Grace Hopper’ın ekibi (d.1906-ö.1992) bir yanlışlık olduğunu fark ettiğinde gördükleri, elektronik devredeki bir güvenin sistemde hata meydana getirdiğiydi. Ekip bu güveyi çıkardı, sistemin kayıt defterine “Bulunan ilk gerçek hata[bug] vakası” olarak not ekleyip güveyi de deftere bir bant ile yapıştırdı. Bu kayıt defterinin ilgili sayfası günümüzde Washington DC’deki Smithsonian Enstitüsü’nün Amerikan Ulusal Tarih Müzesi’nde bulunmakta.

Gerçekte ise, bir sistemde oluşan hatayı “bug” olarak tanımlayan ilk kişi kayıtlara göre Thomas Edison’du. 1873 yılında, telgraf hatlarında yaptığı kapasite arttırma çalışmasında karşılaştığı “bozuk” ya da “istenilmeyen” sinyal diyebileceğimiz durumun tanımı için bu terimi kullanmaya başladı. Telgraf tellerinin belli noktalarına bu sinyalleri düzeltmek için “bug-trap” / “böcek-tuzağı” kurma notunu da 1876 yılındaki notlarından öğreniyoruz.

Öyle ya da böyle, kelimenin daha yaygın kullanılmasının onuru doğru bir biçimde Grace Hopper’a verilmekte. 1947 yılından bu yana da “bug’lı” yazılımlar hayatımızın her alanında bize zorluk çıkarmaya devam ediyor.

Sistemi Bekliyorum Hanımefendi

Bizler, kişisel olarak bugünlerde bu hatalara gittiğimiz devlet dairesinde, evdeki internet bağlantımızı iyi edeceği iddiasındaki yardım merkezinde ya da WhatsApp’a erişemediğimizde maruz kalıyor gibi olsak da şimdiye kadar yazılım hataları yüzünden yaşanan felaketler oldukça acı sonuçlar da doğurabiliyor. Basın tarafından çok abartılan Y2K / 2000 yılı hatası ya da Mars iklim araştırması yapacak olan uydunun feet/metre çevrim hatasından dolayı yok olması gibi milyon dolarlık maddi kayıplar yanında, 1991’de Körfez Savaşı zamanında bir patriot batarya sistemindeki “bug” sebebi ile 28 kişinin hayatının kaybedilmesi ya da kanser hastalarına uygulanacak radyasyonun yoğunluğu hesaplarını yapan sistemlerin hatası yüzünden en az sekiz kişinin ölümü de hafızalarda.

Hatasız Kod Olmaz!

Ünlü, köşe yazarı ve pahalı astrologlara ufak hediye verelim, havalarını atabilirler bu bilgi ile isterlerse: “Merkür retrosu zamanı olmasa da 2038 yılının hemen başında bilgisayar sistemlerinin bazılarında gerçekleşecek arızalar başınızı ağrıtabilir.” Bunu yazma sebebim için Internet’te “2038 yılı problemi” diye aratabilirsiniz. İyi haftalar.

Detaylı okumalar:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Yaz%C4%B1l%C4%B1m_hatas%C4%B1
https://en.wikipedia.org/wiki/Grace_Hopper
https://spectrum.ieee.org/did-you-know-edison-coined-the-term-bug