İnsan kişiliği karmaşıktır ve karanlık üçlü özelliklerinin siyaset üzerindeki etkisi çok yönlüdür. Bu nedenle bu üçlünün tanımlarını sebep-sonuç ilişkilerinin mutlak ve değişmez parametreleri olarak görmek yanlış olur.

Siyasette yer etmiş karanlık üçlü

Prof. Dr. Doğan Kökdemir - @dkokdemir

Siyaset dünyası, ne kadar haklı bir yakıştırmadır tabii ki tartışılır ama, dünyanın her yerinde ve her zaman diliminde entrika, manipülasyon ve güç oyunlarıyla birlikte anılıyor. Birçok politikacı, gerçekten kamu yararına hizmet etmeye çalışsa da, siyasetin göz ardı edilemeyecek karanlık bir tarafının olduğunu kabul etmemiz gerekir. Karanlık üçlü kişilik özellikleri - Makyavelizm, narsisizm ve psikopati - siyasi davranış ve karar alma süreçlerini önemli ölçüde etkileyebilir. Bu yazıda, sosyal psikoloji ve kişilik psikolojisi alanları açısından karanlık üçlü kişilik özelliklerini ve bunların siyaset üzerindeki potansiyel etkilerini özetlemeye çalışacağım.


Karanlık üçlü, bir araya geldiklerinde kişiler arası ilişkilere ve sosyal işlevselliğe zarar verebilen üç kişilik özelliğini ifade eder:

a. Makyavelizm: Adını siyaset filozofu Niccolò Machiavelli'den alan bu özellik, manipülatiflik, stratejik düşünme ve kişisel çıkarlara odaklanma ile karakterize edilir. Makyavelizmi yüksek bireyler, başkaları için sonuçlarına bakmaksızın hedeflerine ulaşmak için genellikle kurnaz taktikler kullanırlar. Dezenformasyon kampanyaları, kamuoyunun manipülasyonu ve gücü pekiştirmek için stratejik ama kuvvetli olmayan birliktelikler kurulması bu özelliğin politikadaki yansıması olabilir.

b. Narsisizm: Narsisist bireyler şişirilmiş bir benlik duygusuna, aşırı hayranlık ihtiyacına ve başkalarını sömürme eğilimine sahiptir. Genellikle başkalarından üstün olduklarına inanırlar ve empati kurmakta zorlanabilirler. Bu özelliğe sahip liderlerde, kendini tanıtma, görkemli politika önerileri ve özden ziyade kişisel imaja odaklanma gibi davranışlar belirleyici işaretler arasında sayılabilir.

c. Psikopati: Psikopati empati eksikliği, dürtüsellik ve başkalarına karşı duygusuzluk ile kendini gösterir. Psikopatik bireyler antisosyal davranışlarda bulunabilir ve anlamlı ilişkiler kurmakta zorlanabilirler. Güç ve kontrolü sürdürmek için korkutma, tehdit veya şiddet gibi acımasız ve tehlikeli taktikler, bu kişilik özelliğinin varlığına kanıt olacaktır.
Bu tanımlar, yazının kapsamı gereği çok kısa bir şekilde özetlenmiş tanımlardır. Tarih boyunca çok sayıda siyasi figür karanlık üçlü özellikleri sergilemiştir. Örneğin, bazı tarihçiler Napolyon Bonaparte ve Joseph Stalin gibi liderlerin narsisizm ve Makyavelizm belirtileri gösterdiğini savunmaktadır. Bu özellikler, güç arayışlarına ve kişisel kazanç için başkalarını sömürmeye istekli olmalarına katkıda bulunmuş olabilir. Ancak tabii ki, bu analizlerin geçmişe bakılarak yapıldığını ve eldeki bilgilerin yorumlanmasına dayandığını unutmamak gerekir. Yoksa söz konusu liderlerden alınan direkt veriler yoktur. Karanlık üçlü özellikleri bir politikacının liderlik tarzını ve karar alma süreçlerini etkileyebilir. Örneğin, Makyavelist bir lider kamu yararı yerine kişisel güce öncelik verebilirken, narsisist bir lider nesnel kanıtlardan ziyade nasıl algılanacaklarına göre karar verebilir. Karanlık üçlü özellikleri, seçmen manipülasyonundan, etik olmayan karar alma süreçlerine kadar siyasi davranışın çeşitli yönlerini etkileyebilir.

Şaşırtıcı bir şekilde, karanlık üçlü özellikleri bazı seçmenler için çekici olabilir. Karanlık üçlü özellikleri sergileyen bir siyasetçi güçlü, karizmatik veya kararlı olarak algılanabilir. Bu algı, bazı insanların bu özelliklere sahip bir liderin siyasetin karmaşık dünyasında daha yetenekli olduğuna inanmasına yol açabilir. Aslında, bunun örneklerini sinemada da görmek mümkün. Örneğin, Batman serisinde, seyircilerin ilgisini ve beğenisini kazanan, kendisine taraftar bulan sadece aydınlıktaki Batman karakteri değildir; oldukça karanlık, zalim, manipülatif olarak gösterilmiş olsa da Joker karakteri de en az Batman kadar seyirciyi etkileme gücünü sahiptir. Diğer bir ifadeyle, karanlığın kendine has bir cazibesi olduğunu unutmamak gerekir. Ancak, karanlık üçlü özelliklerine sahip siyasi figürleri desteklemenin ciddi sonuçları olabilir. Bu tür liderler kendi çıkarlarını halkın çıkarlarından üstün tutarak zararlı politikalara ve hesap verebilirlik eksikliğine yol açabilir. Narsisist bir liderin, örneğin, kendisi hatalı görmesini, özür dilemesini, hesap vermesini beklemek pek de gerçekçi olmayacaktır. Şunu da unutmamak gerekir ki, bu üç karanlık kişilik özelliği, üç ayrı insan olmak zorunda değildir. Bu özelliklerin tamamı ya da ikisi aynı insan bir arada bulunabilir.

Karmaşık ve çok yönlü

İnsan kişiliği karmaşıktır ve karanlık üçlü özelliklerinin siyaset üzerindeki etkisi çok yönlüdür. Bu nedenle yukarıdaki tanımları sebep-sonuç ilişkilerinin mutlak ve değişmez parametreleri olarak görmek yanlış olur. Ancak yine de, vatandaşlar, karanlık üçlü özelliklerinin karar alma süreçleri üzerindeki olası etkilerini göz önünde bulundurarak siyasi figürleri ve eylemlerini eleştirel bir gözle değerlendirebilir. Bu sayede, karanlık üçlünün siyasetteki rolünü anlamak aynı zamanda etik liderliği teşvik etmenin ve siyasi alanda şeffaflığı desteklemenin önemini de vurgulamak anlamına gelecektir. Daha fazla hesap verebilirlik talep ederek ve empatiye, şefkate ve dürüstlüğe öncelik veren adayları destekleyerek, siyasetteki karanlık üçlü özelliklerinin olumsuz etkilerini dengeleyebiliriz. Karanlık üçlü ve bu üçlünün siyasi davranışlar üzerindeki potansiyel etkisi hakkında kamuoyunu bilgilendirmek, bilinçli karar vermeyi teşvik etmek için ilk adım olacaktır. 

Sonuç olarak, karanlık üçlü özellikleri insan doğasında ve siyasette kaçınılmaz olsa da, bunların varlığının ve potansiyel etkilerinin farkında olmak çok önemlidir. Siyasi figürleri eleştirel bir gözle değerlendirerek, hesap verebilirlik talep ederek ve etik liderliği teşvik ederek, Makyavelizm, narsisizm ve psikopatinin karanlık güçlerinin gölgesinde kalmayan bir siyasi ortam yaratmak için birlikte çalışabiliriz.